Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, kalp ve damar sağlığını etkileyen en önemli risk faktörünün, vücuttaki veya kalpteki damarların içine “pıhtı” oturması olduğunu söyledi.
Köksal, kalp ve damar sağlığının genç yaşlarda da problem ve tehdit oluşturmaya başladığına değinerek, risk faktörlerini, çok fazla bilgisayar başında vakit geçirilmesi, ofislerde ayağın sarkıtılarak oturulması, mesleki olarak ayakta hareketsiz durmak zorunda kalınması ve 12-13 saat süren uzun yolculuklar şeklinde sıraladı.
Prof. Dr. Köksal, pıhtı atmasının nedenlerine ilişkin de şunları söyledi:
“Sorun şu, kalp temiz kanı pompalıyor. Temiz kan vücuda yayılıyor. Oksijeni bırakıp, kirli kan olarak tekrar akciğerlere gidip temizlenmesi gerekiyor. Bacaklardan akciğere kadar giden yolda yer çekimi bizi aşağıya çektiği için buna baldır kasları yardımcı oluyor. Baldır kasları tıpkı bir pompa gibi kirli kanı akciğerlere pompalıyor ve orada kan temizleniyor. Eğer baldır kaslarımızı çalıştırmazsak, yani saatlerce bilgisayar karşısında vakit geçirirsek, masabaşında oturup ayağımızı sarkıtırsak, ayakta hareketsiz durursak – öğretmenler, garsonlar, cerrahlar, kuaförler gibi – işte o zaman baldır kaslarımız çalışmıyor, kirli kan aşağıda gölleniyor. Tıpkı ‘Durağan suda tortu birikir’ ifadesinde olduğu gibi o biriken kanın içinde pıhtı oluşma riski çok yüksek. Hiçbir belirti vermiyor. Gençlerde görülebiliyor. Bu pıhtı bacaklarda oturup akciğerlere gittiği zaman yüzde 30 oranında ki kalp krizinden daha yüksek bir oranda maalesef ani ölüm riskine neden oluyor.”
“Bu risk faktörlerini taşıyorsanız bacaklarda pıhtı oturması için adaysınız”
Köksal, ani ölümlerin en sık nedeninin akciğerlere pıhtı oturması olduğunu vurgulayarak, bu konuya kimlerin dikkat etmesi gerektiğine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Bilgisayar başında saatlerce farkında olmadan vakit geçiren genç çocuklar, genç bireyler, plaza çalışanları… Su içmeyi bile unutuyoruz. Kanın akışkanlığı bile azalıyor. Bilgisayar karşısında 10-12 saat geçirince bacaklarda pıhtı oturabiliyor. Üstüne üstlük biraz kiloluysa, doğum kontrol hapı kullanıyorsa… Hamile anneler çok dikkat etmeli. Ailede de pıhtıyla ilgili bir hikaye varsa, sigara içiyorsanız ve az sıvı tüketiyorsanız, hem çalışma ve oturma şekliniz hem de risk faktörleriniz nedeniyle demek ki siz bacaklarda pıhtı oturmaya aday bir kişisiniz.”
Basit bir egzersizle risk ortadan kalkıyor
Prof. Dr. Köksal, bu konu çok önem taşıdığı için yılda bir günün “Dünya Tromboz (Pıhtı) Günü” olarak belirlendiğini anlattı.
Pıhtı atmasını önlemek için masabaşında başında geçirilen uzun sürelerde veya ayakta hareketsiz çalışılması gerekiyorsa baldır kaslarının çalıştırılması gerektiğini kaydeden Köksal, “Nasıl mı? Parmak ucu-topuk hareketiyle. Yani, tıpkı yürüyormuş gibi baldır kaslarınızı çalıştıracaksınız ve baldır kaslarının kasıldığından emin olacaksınız. İşte o pompanın çalışması hayat kurtarıyor. Bacağınıza pıhtı oturmuyor. Kanın akışkanlığı devam ediyor. Bunu bir huy, alışkanlık haline getirin. Bu basit egzersiz, sebebi bilinmeyen ölümlerin en sık nedeni olan akciğerde pıhtı oturmasını engelliyor. Bu da ani ölüm riskini azaltıyor.” ifadelerini kullandı.
Köksal, uzun bir yola gidiliyorsa ve otomatik vitesli araba kullanılıyorsa, debriyaj yoksa, her iki bacağın baldır kasları çalışmadığı için yine risk faktörü oluştuğunu dile getirdi.
Hareket etmenin önemli olduğunu vurgulayan Köksal, şu önerilerde bulundu:
“Hastalarıma diyorum ki ‘Vücut makinasını çalıştırın, hareket edin, yürüyün, gezin, dolaşın.’ Bayanlar için de ‘pilates yapın’ diyorum. Bütün kaslar çalıştığı zaman, özellikle baldır kasları, kilo almıyorsunuz, vücut hareket etmeye devam ediyor ve daha da önemlisi bacakta biriken kanlar akciğere pompalanabiliyor. Metroda yürüyen merdiveni, eve giderken 2-3 kat için asansörü kullanmayın. Özellikle hamile kadınların mutlaka hareketli olması gerekiyor. Topuklu ayakkabı giymeyi, bacak bacak üstüne atmayı azaltmak lazım. Özellikle plaza çalışanları için söylüyorum. Dar taytlar giymemek lazım, onlar da kanın aşağıda birikmesine neden oluyor. Bunların hepsi çok önemli tedbirler.”
“Gençlerdeki ‘ani ölümlerin’ birçoğunun akciğerlere pıhtı oturmasından olduğuna inanıyorum”
Prof. Dr. Cengiz Köksal, kalp sağlığı için günde 3-4 kilometre tempolu yürüyüş yapılmasının faydalı olacağını söyledi.
Çalışanların aralıklarla iş yerlerinde ayağa kalkarak yürümelerini, uzun süre uçuşu olanların da aralıklı şekilde uçak koridorunda yürüyüş yapmalarını tavsiye eden Köksal, böyle bir imkanı olmayanların ise otururken, tıpkı yürüyormuş ya da debriyaj ile gaza basıyormuş gibi “parmak ucu-topuk” egzersizini yapmasını önerdi.
Kanın akışkanlığını sağlayan şeylerden birinin hareket, ikincisinin de bol su içmek olduğuna işaret eden Köksal, ebeveynlerin de bilgisayar başında uzun saatler oturarak vakit geçiren çocuklarını bu konuda uyarması gerektiğini kaydetti.
Köksal, genç bireylerde “ani ölüm” diye tanımladıkları ölümlerin birçoğunun hareketsizlik sonrası akciğerlere pıhtı oturmasından kaynaklandığına inandığını belirterek, “Otopsi şansı her vefat eden kişide olmadığı için, akciğerlerde pıhtı oturması özellikle gençlerde çok önemli. Hareket etmek, bacaklarda ve akciğerlerde pıhtı oturmaması, kilo almamanız için o kadar değerli ki. Bu bir kısır döngü. Hareket etmediğiniz zaman kilo alıyorsunuz, bacaklarda kan gölleniyor, hareket etmiyorsunuz, pıhtı oluşuyor, kilo alıyorsunuz. Bu kısır döngüyü kırmanın yolu sadece ve sadece yürüyüş. Araba kullanırken, evden işe, işten eve giderken lütfen kendinize yürüyüş için zaman ayırın.” diye konuştu.