Konya’da bir kişi hayvan hastanesine getirdiği buzağının hemen ameliyat edilmezse öleceğini öğrendi. İlgilenemeyeceği düşüncesiyle ameliyata olumsuz bakan kişi, hayvanı hastanenin bahçesine bırakıp gitti.
Veterinerler, ölmek üzereyken sahiplendikleri buzağıyı 2 saat süren başarılı operasyonla yeniden hayata bağladı. Bir aydır bebek gibi bakılıp, biberonla beslenen buzağıya “Fındık” adı verildi. Buzağıya fakültedeki öğrenciler de ilgi gösteriyor.
“Sahibi buzağıyı fakültemizin bahçesine bırakıp, gitmiş”
Hastane Başhekimi ve Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Alkan, AA muhabirine, buzağının dışkısını yapamadığı için hastaneye getirildiğini söyledi.
Alkan, klinik ve radyolojik muayenelerle, buzağının doğuştan kalın bağırsaklarının tam şekillenmediğini tespit ettiklerini dile getirdi.
Sahibinin tutumuna rağmen buzağının ölmesine vicdanlarının el vermediğini belirten Alkan, “Sahibine, bağırsaklarının bir kısmının olmadığını, bunun için karın duvarının sağ ya da solundan yeni bir dışkılama yolu yapacağımızı anlattık. Maalesef sahibi, buzağıya bakamayacağını söyleyerek operasyonu kabul etmedi. Öleceğini bildiği için de giderken buzağıyı fakültemizin bahçesine bırakıp gitmiş. Biz de onu sahiplendik, operasyonunu yaptık. Bir aydır da bakıyoruz.” diye konuştu.
Operasyon yarası iyileştikten sonra buzağının fakülte çiftliğinde yaşamaya devam edeceğini anlatan Alkan, bakım ve beslemelerinin yaşıtlarıyla yapılacağını kaydetti.
“Fındık, hastanemizin maskotu haline geldi”
Operasyonu gerçekleştiren hekimlerden Elgin Orçum Uzunlu da iki saatlik uzun bir ameliyatla hayata bağladıkları buzağının, gayet sağlıklı ve iştahlı olduğuna dikkati çekti.
Dışarıya bıraktıklarında buzağının atlayıp zıplamasını izleyince, verdikleri kararın vicdani huzurunu ve mutluluğunu yaşadıklarını belirten Uzunlu, şöyle konuştu:
“Fındık, hastanemizin maskotu haline geldi. Birinci sınıf öğrencileri bile onu sevmek için geliyor. Bahçeye bıraktığımızda, koşuşturmasını izliyorlar. Bakımına, beslenmesine yardım ediyorlar. Günlük sabah ve akşam olmak üzere sütünü veriyoruz. Öncesinde sütü onun tüketebileceği ısıya getiriyoruz. Bir anne bebeğini nasıl besliyorsa, vücut ısısına bakıyorsa, benzer şekilde biz de bu çocuğa bakıyoruz. Artık bu bizim çocuğumuz oldu sayılır. Onun dışında günlük yara bakımı yapıyor, hijyeni için altına bol sap, saman atıyor, temizliğini yapıyoruz. Açık havada biraz gezinmesini sağlayarak, dış ortamla tanışmasını sağlıyoruz.”