27 Mayıs’ta hastası Bayram N’nin bıçaklı saldırısı sonucu yaralanan ve ameliyata alınan Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli ortopedi ve travmatoloji asistan doktoru Ertan İskender, bir hafta süren tedavisinin ardından taburcu oldu.
Eşi İlaf, 3 yaşındaki oğlu Mert ve yakınlarının desteğiyle yaşadığı zor günleri atlatmaya çalışan 30 yaşındaki İskender, evinde AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Tedavi süreci hakkında bilgi veren İskender, öncelikle parmağındaki kesiklere odaklanıldığını, plastik cerrahi hocalarının müdahalesiyle yaklaşık 4,5-5 saat süren başarılı bir ameliyat geçirdiğini belirtti. Sonrasında uyluk kemiğinde ciddi bir ağrı ve uyuşukluk olduğunu, bunun sebebini araştırırken bel bölgesinde sinire yakın bir atar damarın kanadığının saptandığını aktaran İskender, kanamaya anjiyo ile müdahale edildiğini anlattı.
Ağrılarının yavaş yavaş azaldığını fakat uyluk kemiğindeki uyuşukluğun hala devam ettiğini aktaran İskender, “Uyuşukluk ne zaman geçer şu an için belli değil. Uzun da sürebilir eğer ki direkt sinir hasarı varsa hiç geçmeme ihtimali de var.” diye konuştu.
Şu anda fizik tedavi ve fizyoterapiye devam ettiğini, elinde kalıcı bir hasar olmaması için ciddi şekilde çalıştığını belirten İskender, bir komplikasyon yaşanmazsa 2-3 ay içinde toparlanmasının beklendiğini kaydetti.
“‘Bundan sonra ne olacak?’ gibi sorular beni yıpratıyor”
Doktor Ertan İskender, şu anda evinde eşi ve oğluyla zaman geçirmekten mutluluk duyduğunu, yaşadığı talihsiz olayı düşünmemeye çalıştığını söyledi.
“Gelecekle ilgili ‘Ne yapacağım?’, ‘Bundan sonra ne olacak?’ gibi sorular beni yıpratıyor. Çünkü gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum. Çok dinamik şekilde fikirlerim, düşüncelerim değişiyor. Saatim saatime benzemiyor diyebilirim.” sözleriyle hislerini aktaran İskender, olayı daha az düşünmeye çalışarak, bu kaygılardan kurtulmaya çalıştığını vurguladı.
“Bu tip olaylar, sadece cezayla değil önlemle son bulabilir”
Mesleğini sevdiğini, ancak yaşanan şiddet olayları ve ailesine yeterince vakit ayıramama gibi endişelerinden dolayı devam edip etmeme konusunda kararsız kaldığını dile getiren İskender, sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalmaması için daha fazla önlem alınması gerektiğine dikkati çekti.
İskender, sağlık kuruluşlarına giriş çıkışların daha sıkı denetlenmesi ve geçmişte şiddet uygulamış veya sabıka kaydı olan kişilerle ilgili bir uyarı sistemi oluşturulması gibi çeşitli önlemler alınmasını istedi.
Kendisine saldıran kişinin aslında tedavisinin tamamlandığını ve o gün aslında poliklinik muayenesinde olmadığını dile getiren İskender, sadece onunla iyi iletişim kurabildiği ve yardımcı olmak için görüştüğünü söyledi.
İskender, şöyle devam etti:
“Saldırganın en ağır cezayı alması için avukatlarımız aracılığıyla uğraşacağız. Bu konunun takipçisi sadece ben değil tüm sağlık camiası olacak. Ağır cezalar başkalarının böyle bir şeye cesaret edememesi açısından önemli ve caydırıcı. Fakat olay yaşandıktan sonra bu olaya maruz kalan kişi sağlığını kaybettiğinde çok da anlamı kalmayabilir. Örneğin, bu şahıs beni felç bıraksaydı ceza almasının benim açımdan bir anlamı olmazdı. Bunun telafisi olmazdı ki bunu yapmasına ramak kalmıştı. Yani bu tip olaylar sadece cezayla değil önlemle son bulabilir.”
“İnsanların bana ulaşması, sevgi göstermesi beni ayakta tuttu”
İskender, “Sosyal medyadan daha önce tanımayan çok sayıda kişi bana ulaştı. Mesaj atan, telefonla ulaşan, ziyaretime gelen eski hastalarım oldu. Tanımadığım insanlardan çiçekler aldım. Yaşadığım olay ne kadar zor olsa da bu kadar insanın bana ulaşması, sevgi göstermesi beni çok mutlu etti, ayakta tuttu. Bu mesleğe devam edecek olursam onlar için devam edeceğim.” şeklinde konuştu.
Ailesinin hep yanında olduğunu vurgulayan İskender, “Ailemle daha önce hiç geçiremediğim kadar çok zaman geçiriyorum. Bu da kendimi iyi hissettiriyor. Çalışma arkadaşlarım beni hiç yalnız bırakmadı onlara da çok teşekkür ediyorum.” dedi.