Hatay’da yıkılan binanın enkazından 56 saat sonra çıkarılan öğretmen Özgenur Demirci, Kahramanmaraş’ta bir konteyner sınıfta öğrencilerinin yüzlerini güldürebilmek için çabalıyor.
Kadıoğlu Çiftliği Ortaokulu’nda görev yapan 26 yaşındaki ana sınıfı öğretmeni Özgenur Demirci, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depreme Hatay’ın Antakya ilçesinde ziyaret ettiği dayısının evinde yakalandı.
Binanın enkazında kalan Demirci, 56 sonra ekipler tarafından bulunduğu yerden çıkarıldı.
Depremde dayısını kaybeden Demirci, 1 hafta sonra memleketi Kahramanmaraş’a dönerek Türkoğlu ilçesindeki Yıldızkent Şehit Şeref Ortaokulu bahçesindeki çadır kentte kurulan konteyner sınıfta gönüllü olarak görev aldı.
Özgenur öğretmen, depremin travmasını yaşayan çocuklar için mesai saati gözetmeksiniz çalışmaya devam ediyor.
Enkazda yaşadığı zorlu anları unutamayan Demirci, bunları anlatmakta güçlük çekiyor.
Özgenur Demirci, AA muhabirine, enkazdan çıktığında derin yarasının olmadığını sırtındaki çiziklerin iyileştiğini söyledi.
Enkaz altında kaldığı saatleri hatırlamak istemediğini dile getiren Demirci, şunları anlattı:
“Enkazdan çıktıktan sonra hemen aklıma çocuklarım geldi. Sağ olsun velilerim, öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım tek tek ilgilendiler. Yani önemli olan çocuklar, büyükler alışıyor ya da alışmak zorunda kalıyor. Önemli olan yavrucakların yüzlerinde 5 dakikalık tebessüm oluşturabilmek. Onun için buradayım, emek veriyoruz. Bana iyi geliyorlar, ben de onlara iyi geliyorum. Yaşadıklarım kolay değil dayım şehit oldu, enkaz altından ailem de çıkarıldı. Ama çocukların 5 dakikalık gülümsemesiyle her şeyi unutabiliyoruz.”
“Onlar uyuyana kadar başlarındayız”
Sınıfında 18 öğrencinin bulunduğunu ancak her yaş grubuna hizmet verdiklerini anlatan Demirci, üniversiteye hazırlanan öğrenciler ve lise sınıflarına da destek olduğunu aktardı.
Çadır kente resmi olarak da görevlendirmesinin yapıldığını belirten Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesai saati dinlemeden hep buradayım. Onlar uyuyana kadar başlarındayız, onlar uyuduktan sonra biz de uyuyoruz. Okulumuzun müdürü hayatını kaybetti, melek oldu. Hayat devam ediyor, nesillerimiz küçüklere emanet, onların yanında olduğumuz için mutluyuz, onlar da mutlu.
Buraya geldiğimde ‘hocam bu işi en iyi sen yaparsın, çocukların psikolojisinden sen anlarsın’ dediler. Tek başımayım asla yorulmuyorum. Hiçbir zaman yorulmam da. Onlar benim küçük öğretmenlerim, polislerim, doktorlarım onlar için buradayız.”