Eşi yaklaşık otuz yıl İsrail hapishanelerinde kalan, oğlu İsrail askerleri tarafından öldürülen, Ümmü Asif olarak bilinen Suheyr el-Bergusi, torunlarına vatan sevgisi aşılamaya devam ediyor.
Batı Şeria’nın Ramallah kentindeki Kuber beldesinde yaşayan ve çevresince Ümmü Asıf olarak tanınan 57 yaşındaki Filistinli kadın, İsrail işgaline karşı mücadele dolu bir yaşam hikayesine sahip. İşgal güçlerinin kaç kez evine baskın yaptığının sayısını bilmiyor.
Oğulları Asım ve Salih’in Ramallah yakınlarında bir grup Yahudi yerleşimciye ateş açtığı gerekçesiyle 2018’de gözaltına alınmış.
İsrail askerleri Aralık 2018’de oğlu Salih’i öldürmüş. 2019’da oğlu Asım tutuklanarak, 4 kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış. İki oğlunun evleri İsrail güçleri tarafından yıkılmış.
AA muhabirine konuşan Ümmü Asif, bu yıl Mart ayında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle kaybettiği, Hamas’ın Batı Şeria’daki yöneticilerinden olan eşi Ömer el-Bergusi’nin İsrail tarafından birçok kez tutuklandığını ve hayatının yaklaşık otuz yılını İsrail hapishanelerinde geçirdiğini ifade etti.
Toplamda eşiyle sadece 12 yıl birlikte yaşayabildiğini, eşinin hayatının geri kalanını İsrail zindanlarında geçirdiğini söyleyen Ümmü Asif, “Ömer ile evlendiğimde bana işgale karşı direnişin içerisinde olduğunu ve hayatının tutuklanmadan şehadete kadar sürprizlerle dolu olduğunu söyledi. Hayatımız boyunca birbirimize destek olacağımıza söz verdik.” dedi.
Eşinin küçüklere ve yaşlılara yardım eden, insanların sorunlarını çözen, mevkileri reddeden ve işgale karşı direnişe bağlı olduğunu vurgulayan Ümmü Asif, “Hastalığı sırasında bile bir mücahit gibi yaşadı.” değerlendirmesini yaptı.
“Taşları yıkıyorlar ama kararlılığımızı yok edemeyecekler”
Üçü kız yedi çocuk yetiştiren, yaşadığı tüm zorluklara rağmen evlatlarına, toprak, direniş ve Gazze sevgisini aşılayan Ümmü Asif, “Ömer’in yokluğunda zor zamanlar geçirdik. Birçok şeyi onsuz yaşadık ancak bu yıllarda da umut etmeye devam ettik. Allah bize sabır verdi.” ifadelerini kullandı.
Ümmü Asif, eşinin adını taşıyan torunu Ömer’i (17), göstererek, “Allah’a hamd olsun ki; hepsi vatan sevgisiyle yetiştirildi.” dedi.
İsrail askerleri tarafından bir oğlunun öldürüldüğünü, diğerinin tutuklandığını söyleyen Ümmü Asif, İsrail’in bunun ardından söz konusu iki oğlunun da evini yıktığını belirterek,”Bundan etkilenmedik. Para tazmin edilir. Onlar için feda olsun. Taşları yıkıyorlar ama kararlılığımızı yok edemeyecekler.” şeklinde konuştu.
“Seçim yapabilseydim oğlumun şehadetini seçerdim”
Hayatı boyunca birçok kez İsrail soruşturmalarına tabi tutulduğunu söyleyen Ümmü Asif, oğlu Salih’in evlerine baskın düzenleyen İsrail güçleri tarafından öldürülmesinin ardından soruşturmada bir subay ile aralarında geçen diyaloğu şöyle anlattı:
“Subay bana ‘Oğlunu öldürdük’ dedi. Ben de ona ‘Siz sadece onun ölüm sebebisiniz. Ömrü nihayete ermişti ve Allah’ın izniyle şehit olarak can verdi. Eğer onun tutuklanması ile şehit olması arasında bir seçim yapmamı isteseydiniz şehadetini seçerdim’ diye cevap verdim. Subay deliye döndü ve bana ‘Oğlunun ölümünü mü temenni ediyorsun?’ dedi. Ona ‘oğlumun ölümünü değil, şehadetini temenni ederdim. Oğlum da bunu isterdi ve nail oldu.’ dedim.”
Soruşturmalarda sözlerinin subayları sık sık kızdırdığını ancak kendisinin hiçbir korku hissetmediğini ifade eden Ümmü Asıf, “Allah’a şükürler olsun kalbimde korku ve dehşet hissetmedim. Hatta çoğu kez ev baskınları sırasında İsrail askerlerinin gözünde korku hissettim.” dedi.
Şu anda oğlu Salih’in eşiyle Kuber beldesindeki evinde yaşayan Ümmü Asif, “Ailemin bana sunduklarından pişman değilim. Keşke Asım ve Salih gibi on çocuğum olsaydı. Bütün kadın ve erkekler evinde otursa Filistin diye bir şey kalmazdı. Toprağın, namusun ve kutsalların savunulması ve onlar için direnmek milli ve dini bir görevdir.” ifadelerini kullandı.
Hayatını İsrail hapishaneleri arasında eşi Ömer, oğlu Asım ve 30 yıldır tutuklu bulunan kardeşi Fahri Bergusi’yi ziyaret ederek geçtiğini aktaran Ümmü Asif, “şehit ya da tutuklu veren kadınların, Allah tarafından seçildiğini ve üzülmemeleri gerektiğini” söyledi.