Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 65. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Birliğin, 1958’den bu yana ülke finans sektörünün önemli aşamalar kaydederek uluslararası arenada hatırı sayılır bir konuma ulaşmasında oldukça kıymetli rol üstlendiğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin son 20 yılda geçirdiği yapısal dönüşüm sürecinde güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme hedefleri doğrultusunda çok önemli mesafeler kat ettiğini dile getiren Nebati, bu süreçte finansal hizmetler sektörünün ekonomi ile birlikte büyüdüğünü, geliştiğini ve çeşitlendiğini aktardı.
Nebati, Türkiye büyüme ve kalkınma hedeflerine birer birer ulaşırken finansal sistem içerisindeki yüksek payıyla bankacılık sektörünün de bu gelişime önemli katkılar sağladığını bildirdi.
Bankacılık sektörünün sağlam yapısından, şoklara karşı çok dayanıklı sisteme sahip olmasından, reel sektör ve tasarruf sahipleri arasında köprü vazifesi görmesinden, ekonomik aktivitelerin gelişmesinde kilit bir rol oynamasından bahseden Nebati, bu çerçevede, bankacılık sektörünün sağlam temeller üzerinde istikrarlı ve sağlıklı biçimde faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli tüm çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini anlattı.
“Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 10,2 trilyon liraya ulaştı”
Bakan Nebati, bankacılık sektörünün tarihinde ilk kez aktif büyüklüğünü 10 trilyon liranın üzerine çıkardığını belirterek, sektörün aktif büyüklüğünün mart itibarıyla 10,2 trilyon liraya ulaştığının bilgisini verdi.
Finansal sistemde yaklaşık yüzde 85’lik paya sahip olan sektörün aktif büyüklüğünün milli gelire oranının yüzde 141 seviyelerinde olduğunu dile getiren Nebati, kredilerin 5,5 trilyon liraya, en önemli fonlama kaynağı olan mevduatların 6 trilyon liraya ulaştığını söyledi.
Nebati, bankacılık sektörünün kaynaklarını doğru ve verimli alanlara yönlendirmesini çok önemsediklerini, bu nedenle kredi büyümelerini yakından takip ettiklerini kaydederek, temel hedefi üretim, ihracat ve yatırımları artırmak olan Türkiye Ekonomi Modeli ile selektif kredi yaklaşımını ekonomi politikalarının odağına yerleştirdiklerini vurguladı.
Bakan Nebati, “20 Mayıs itibarıyla, ticari kredi büyümesi (kur etkisinden arındırılmış) yıllık yüzde 26,3 seviyesinde gerçekleşirken, tüketici kredilerinin büyümesi yıllık yüzde 23,6 seviyesinde seyrediyor. Buna ek olarak ticari kredilerdeki ivmelenmenin önemli bir bölümünün özel bankalarca gerçekleştirilmesi oldukça sevindirici.” ifadelerini kullandı.
“Sermaye yeterlilik oranı yasal sınırın iki katının üzerinde”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının yüzde 20,4 ile yasal alt sınırın iki katının üzerinde seyrettiğini ifade ederek, tahsili gecikmiş alacak oranının yüzde 2,9 ile oldukça düşük bir seviyede olduğunu söyledi.
Geçen yıl 93 milyar lira net kâr elde eden sektörün özkaynak kârlılığı ve aktif kârlılığının sırasıyla yüzde 15,5 ve yüzde 1,7 olarak gerçekleştiğini dile getiren Nebati, bankaların kredilerini rahatlıkla yenileyebildiğini, borçlarını uygun maliyetlerle başarılı biçimde çevirebildiğini vurguladı.
“Öncü veriler ilk çeyrekte yüzde 7 büyüyeceğimizi gösteriyor”
Bakan Nebati, küresel ekonomide yaşanan sıkıntılardan, emtia fiyatlarındaki artıştan, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmesinden bahsederek, tüm bu olumsuz gelişmeler karşısında mevcut kaynakları etkin kullanarak vatandaşların ve üreticilerin maruz kaldıkları fiyat artışlarını ciddi oranda sübvanse ettiklerini ve destek verdiklerini anlattı.
Cari açık sorununu ve bunun neden olduğu sorunları kökten çözmek için tasarladıkları Türkiye Ekonomi Modeli ile ülkenin, tüm küresel olumsuzluklara rağmen istikrarlı ve güçlü bir şekilde büyümeye devam ettiğini dile getiren Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öncü göstergeler ışığında, bu yılın ilk çeyreğinde güçlü ve dengeli büyüme eğiliminin sürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Yarın, GSYH ilk çeyrek verileri açıklandığında buna inşallah hep beraber şahit olacağız. Öncü veriler, büyümenin 2022 yılının ilk çeyreğinde yıllık olarak yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ediyor.”
Nebati, sanayi üretiminin ilk çeyrekte yüzde 10,2 arttığını, ihracatta nisanda yıllık bazda 240 milyar doları geçtiklerini, mart itibarıyla istihdamın 30 milyon kişiye yaklaştığını anlattı.
Türk ekonomisinin üretmeye, ihraç etmeye, istihdam oluşturmaya, kaliteli ve sürdürülebilir bir büyüme ortaya koymaya devam ettiğini vurgulayan Nebati, artan üretim potansiyeli ve yüksek katma değerli üretimle cari açık sorununu kalıcı olarak çözmeyi hedeflediklerini söyledi.
“Bu yıl iç tüketimden fazla hububat üretimi bekliyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, küresel bir sorun haline gelen enflasyon karşısında ülkelerin aldığı önlemlerden bahsederek, kendilerinin de enflasyonla mücadeleyi en önemli öncelik olarak gördüklerini ve bu kapsamda adımlarını atmaya devam ettiklerini bildirdi.
“Enflasyondaki yükselişte arz yönlü ve maliyet artışı kaynaklı faktörlerin ön plana çıktığını ve bu nedenle enflasyon görünümündeki bozulmanın geçici nitelikte olduğunu düşünüyoruz.” diyen Nebati, fiyat artışlarının vatandaşlara asgari düzeyde yansımasına yönelik adımlar atmaya devam ettiklerini ifade etti.
Nebati, enflasyonun ardındaki yapısal etmenlere ilişkin çalışmaları Fiyat İstikrarı Komitesi ile Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi çatısı altında sürdürdüklerine değinerek, şu açıklamalarda bulundu:
“Dün Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi olarak Tarım ve Orman Bakanımız, Ticaret Bakanımız, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanımız ve Merkez Bankası Başkanımızın katılımıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Bu yıl, ülkemizde olumlu iklim koşullarının da etkisiyle geçtiğimiz yıla oranla bitkisel üretimde artış sağlamayı, devir stoklarımızı da dikkate aldığımızda önümüzdeki bir yıllık süreçte iç tüketimin üzerinde bir hububat üretimi gerçekleştirmeyi bekliyoruz. Bu durumun, gıda fiyatlarındaki enflasyonun azalmasına yönelik olumlu etki göstereceğine inanıyoruz. Ayrıca, gıda arz güvenliğindeki sürdürülebilirliği teminen, ekilmeyen tarım arazilerinin de tarımsal amaçlı kullanımına ilişkin çalışmaları önceliklendiriyoruz.”
Komite bünyesinde, gıda ve tarımsal ürün piyasalarındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Nebati, kurumlar arası iş birliğini yoğun bir şekilde sürdürdüklerini anlattı.
“Milletimizi enflasyon baskısı altında ezdirmemek için çalışmaya devam edeceğiz”
Bakan Nebati, enflasyonla mücadeleyi tek boyutlu olarak sadece devletin çözeceği bir sorun olarak görmediklerinin, tüm paydaşlarla tam uyum içerisinde koordineli bir şekilde hareket etmeyi gerektiren çok boyutlu bir mesele olarak değerlendirdiklerinin altını çizdi.
Bu kapsamda, yaşanan küresel olumsuzluklara rağmen toplumun her kesimini korumak için sektörler ile tam bir koordinasyon halinde olduklarını dile getiren Nebati, “Birlikten Berekete Kazanan Türkiye” programı kapsamında verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini, yaptıkları istişareler sonucu etkin mekanizmaları hayata geçirdiklerini söyledi.
Nebati, devlet olarak kendi yaptıklarına ek olarak firmaların da fiyat politikalarında cesur adımlar atma yönündeki düşüncelerini sonuna kadar desteklediklerini kaydederek, “Fiyatları istikrara kavuşturana kadar, milletimizi enflasyon baskısı altında ezdirmemek için hep birlikte azimle çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
“Finansal tüketici haklarını önceliklendiren bir yaklaşım benimsemesini bekliyoruz”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Türkiye’nin son 20 yılda yakaladığı güçlü ve sürdürülebilir büyüme performansında finans sektörünün kilit bir rol oynadığını belirterek, tüm kritik gelişmeler karşısında bankaların ekonomiye sağladığı desteğin ve ortaya koydukları dirayetin oldukça sevindirici olduğunu bildirdi.
Gölge bankacılığın Türkiye’de bulunmamasının finansal istikrarı kuvvetlendiren bir unsur olduğunu aktaran Nebati, “Ayrıca, geçtiğimiz sene tasarruf finansman şirketlerini BDDK gözetim ve denetimine alarak bu alandaki olası riskleri de önemli ölçüde bertaraf ettik. Oluşturduğumuz elverişli ekosistem ve destekleyici altyapı bankacılık sektörümüzün sağlam temeller üzerinde istikrarlı biçimde büyümesinin teminatıdır.” ifadelerini kullandı.
“Bununla birlikte, ekonomimizin ölçeğini ve hedeflerimizi dikkate aldığımızda, finansal sektörün ve finansal piyasaların büyüklüğünün arzu ettiğimiz seviyeleri henüz yakalayamadığı da bir gerçektir.” diyen Nebati, gelecek dönemde, finansal sistemin gelişmesi ve ihtiyaç duyulan finansmanın kesintisiz sağlanması için bankalara önemli bir sorumluluk düştüğünü söyledi.
Nebati, bankaların çağın gereklerine en iyi biçimde uyum sağlayarak faaliyetlerini daha etkili ve verimli biçimde sürdüreceklerine inandıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Başta dijital bankacılık olmak üzere küresel trendleri yakından takip ederek, günümüz bankacılığının gelecek vaat eden alanlarında cesur adımlar atacağınızı biliyoruz. Küresel çapta önemli bir gelişim alanı olarak öne çıkan yeşil dönüşüm ve yeşil finansman konularında daha girişimci bir ruhla hareket etmenizi ve uluslararası ölçekte öne çıkmanızı arzu ediyoruz. Bankalarımızın bir yandan büyümeye odaklanırken diğer yandan da müşteri odaklılığı güçlendirmesini, finansal tüketici haklarını önceliklendiren bir yaklaşım benimsemesini bekliyoruz.”
Nebati, ekonomi yönetimi olarak sektörün gelişimini desteklemek için gereken tüm adımları atmaya aralıksız devam edeceklerini sözlerine ekledi.