Adli Tıp Kurumu (ATK) Balistik Şube Müdürlüğünün Fizik İhtisas Dairesi’ne bağlı Balistik Şube Müdürlüğü, mahkeme, hakimlik ve savcılıklarca gönderilen silah, mermi, atış artıkları, kesici, delici gibi aletlerle ilgili incelemeleri yapıp, sorulara yanıt arayarak rapor hazırlıyor.
Mühürlü torbada gelen delile ilişkin, atış yapılan silahın türü, kaç atış yapıldığı, atış mesafesi, atış açısı, atış yönü gibi incelemeler için mikroskoplar, ekipmanlar ve çeşitli cihazlar kullanılıyor.
Silah namlusunda bulunan ve merminin kendi ekseni etrafında dönmesini sağlayan yiv ve setlerin mermi çekirdeğinde bıraktığı iz mikroskop aracılığıyla inceleniyor ve çekirdeğin hangi silahtan atıldığı saptanmaya çalışılıyor.
Ayrıca, eğer gönderilmiş bir silah varsa, silahla mermi çekirdeği arasında eşleşme olup olmadığına bakmak için silahın namlusuna endoskopi kamerası sokulup yiv ve set izine bakılıyor.
Kovanın arkasındaki iğne izi de uzman kişiler tarafından mikroskopla incelenerek, kovanın hangi tip ya da hangi marka silahtan atılmış olabileceği ortaya çıkarılıyor.
Yaralama ya da ölümle sonuçlanan olaylarda kişinin üzerindeki kıyafeti incelemek de Balistik Şubesi’nin görev alanlarından biri. Tıpkı silahla atış yapan kişinin elinde barut izi kaldığı gibi, her mermi çekirdeği insan vücuduna girerken kıyafet üzerinde “atış artığı” denilen kimyasal kalıntı bırakıyor.
Adli makamlarca gönderilen delil niteliğindeki kıyafetin üzerindeki atış artıklarına geliştirilmiş griess testi ve sodyum rodizonat gibi testleri uygulayan uzmanlar, bu sayede kişinin ne kadar mesafeden vurulduğunu tespit edebiliyor.
Adli makamlarca yakalanan ve şubeye gönderilen silahların atışa elverişli olup olmadığı incelendikten sonra, şube içinde bulunan poligonda gerekli tüm önlemleri alan görevliler, tüfek ya da tabancayla atış yapıyor.
“Bizim yaptığımız incelemeler ve dosyadaki elde edilen bilgilerle bir sonuca varılmış oluyor”
Yapılan çalışmalara ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Balistik Şube Müdürü Ercan Arslan, şubeyi ilgilendirilen eşyaların incelemesini yaptıklarını belirtti.
Arslan, şöyle devam etti:
“Bize eşyanın 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanun kapsamına giren nitelikte olup olmadığı sorulabilir. Olay yerinde bulunan mermi çekirdekleri ve kovanların, şüpheli tabancadan atılıp atılmadığı veya mermi çekirdeğinin, kovanlarının, şüpheli tabanca yoksa kendi aralarında kaç tabancadan atılmış olabileceği hususunda soru sorulabilir. Ateşsiz silahlar dediğimiz, bıçaklar, kesici, delici yaralayıcı olan aletlerle ilgili sorular sorulabilir. Bir de giysi inceleme sorularımız vardır. Atış mesafesiyle ilgili sorular sorulabiliyor. Biz de gelen müzekkereye göre incelemelerimiz yapıp, raporlarımızı en kısa zamanda ilgili makamlara iletiyoruz.”
Atış mesafesi incelemesinin giysiler üzerinde yapıldığını aktaran Arslan, giysi üzerinde ateşli silahla oluşmuş bir delik varsa, incelemesini yaptıklarını söyledi.
Arslan, “İlk önce fiziksel incelemeyi yapıyoruz. Buna otopsi tutanağında belirtilen giriş ve çıkış deliklerinin tespitiyle başlıyoruz. Sonra kullanacağımız kimyasala karar verip, sonra gerekli kimyasal incelemeyi yapar, elde ettiğimiz sonuçları rapora dökeriz.” dedi.
Bir kişinin hangi açıdan, hangi mesafeden ne tür bir silahla vurulduğunun tespiti noktasında incelemeler yaptıklarını ifade eden Arslan, şu bilgileri verdi:
“Soru diyelim ki ‘İntihar mı?’ Böyle bir soruysa ve kurulu ilgilendiriyorsa gerekli olan incelemelerimizi yaptıktan sonra ilgili kurula raporumuzla beraber göndeririz. Kurula gönderirken de bilgi amaçlı incelemeyi yapmamızı isteyen makama da raporun bir örneğini atmış oluruz. Biz ‘İntihar mı değil mi?’ şeklinde bu tür bir yorumda bulunmuyoruz ama yardımcı olmuş oluyoruz. Bizim yaptığımız incelemeler ve dosyadaki elde edilen bilgilerle bir sonuca varılmış oluyor.”
Ercan Arslan, gün içinde bazen 5, bazen de 25-30 silahla poligonda atış yaptıklarını anlatarak, atış yapar hale dönüştürülen ve halk arasında kurusıkı olarak bilinen gaz tabancalarına ilişkin, “Kurusıkı denen silahlar aslında ses tabancası olarak üretilmiştir. Düğünlerde, özel günlerde havaya atış yapıp ses çıkarması için. Daha sonra bu silahlar da merdiven altı dediğimiz atölyelerde değişikliğe gidilmiş, özel nitelikte fişek atar hale getirilmiş. Bazılarının namluları değiştirilerek, yivli setli namlu takılarak mermi çekirdeği içeren fişekleri atar hale getirilmiş. 2008’de bunlar da bir disipline bağlanarak, günümüzde bu şekilde üretilme imkanına set çekilmeye çalışılıyor.” diye konuştu.