Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin ABD ziyaretinin son dönemde Asya-Pasifik’te Çin ile rekabet alanını genişleten Washington ile Yeni Delhi arasındaki ilişkilere ivme kazandırması bekleniyor.
Dört gün sürecek ziyareti için ABD’ye giden Modi, diplomatik görüşmelerine yarın başlayacak.
Uluslararası Yoga Günü kapsamında yarın New York’taki kutlamalara katılacak olan Modi, akşam yemeğinde ise Washington’da ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden tarafından ağırlanacak.
Beyaz Saray’da 22 Haziran’da binden fazla kişinin katılımı ile Modi şerefine karşılama töreni düzenlenecek. Törenin ardından Modi, Biden ile üst düzey bir görüşme gerçekleştirecek.
Görüşmede iki ülke arasındaki ekonomi, teknoloji ve tedarik zincirinde işbirliğinin artırılması kararının alınması bekleniyor.
İkili görüşmenin ardından Modi, Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer’un daveti üzerine Kongrenin ortak oturumunda konuşacak.
Modi, ABD Kongresinde iki kez konuşma yapan üçüncü devlet başkanı olacak.
Kongredeki hitap sonrasında Biden ve eşi Jill Biden, Modi onuruna devlet yemeği verecek. Yüzlerce kişinin katılması beklenen akşam yemeğinde kongre üyeleri, diplomatlar ve ünlülerin yer alması bekleniyor.
Modi’nin ziyaret sırasında iş insanı Elon Musk ile de görüşmesi öngörülüyor.
23 Haziran’da Modi, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile öğle yemeği yiyecek. Modi’nin aynı gün üst düzey yöneticiler ve Hint diasporası ile Ronald Reagan Başkanlık Kütüphanesi’nde görüşmesi bekleniyor.
İki ülke karşılıklı ilişkilerini güçlendirmeye istekli
Modi’nin ziyareti, iki ülkenin karşılıklı ilişkilerini güçlendirmeye istekli olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Modi, Wall Street Journal’a ziyaret hakkında verdiği röportajda, ABD-Hindistan ilişkilerinin her zamankinden daha güçlü olduğunu söyledi. Hindistan ve ABD’nin örneği görülmemiş bir güven ilişkisi içerisinde olduğunu söyleyen Modi, Hindistan’ın çok daha yüksek, derin ve geniş bir profili hak ettiğini söyledi.
Hindistan Dışişleri Bakanı Vinay Mohan Kwatra da yaptığı açıklamada, Modi’nin ABD ziyaretinin “iki ülke ilişkileri açısından dönüm noktası olduğunu” söyledi.
Biden’ın Modi’ye yönelik bu daveti, son dönemde artan ilişkiler ve karşılıklı söylemler Asya-Pasifik’te yeni dengeler mi oluşuyor sorusunu akıllara getiriyor.
Uzmanlar, iki ülke arasındaki ilişkilerin Biden döneminde başta savunma sanayi, ekonomi ve askeri işbirliği olmak üzere pek çok alanda ivme kazanmasının Hint-Pasifik bölgesindeki dengede ağırlık merkezini kendi lehine çevirmek isteyen ABD için başarı olduğunu iddia ediyor.
Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdür Yardımcısı Doçent Dr. Yalçın Kayalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD’nin söz konusu ziyaret ile müttefik olan Çin ve Rusya’ya karşı Hindistan’ı “istediği zaman yanına alabileceği” mesajı verdiğini söyledi.
Kayalı, Hindistan’ın günümüze kadar Asya-Pasifik’te denge ve istikrar politikası güderken, yaşanan son gelişmelerin Hindistan dış politikası açısından dönüm noktası niteliğinde olduğu değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin hem dünya siyasetinde etkin rol oynayabilmek hem de Asya-Pasifik’te etkinliğini artırmak için dünya ekonomisinde yükselen Hindistan’ın yanında olmasından büyük fayda umduğunu söyleyen Kayalı, Rusya’nın Hindistan ile ABD arasındaki yakınlaşmadan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
ABD, Çin’i “yayılmacılıkla” suçluyor
ABD’nin bölgede yükselen güç Çin’e karşı denge oluşturmak ve Hint-Pasifik’teki etkinliğini artırmak için Hindistan’a yakınlaştığı konusunda hemfikir olan uluslararası ilişkiler uzmanları, Biden’in, Modi’yi davet etmesi ve söz konusu ziyaret öncesi üst düzey görüşmelerin bu amaca yönelik olduğu kanısında.
ABD’nin, Asya’daki ekonomik varlığına partner arayışı içinde olduğunu dile getiren Kayalı, Washington yönetiminin siyasi ve ekonomik olarak güçlenen ve savunma sanayisi gelişen Hindistan’ın kendi cephesinde görmek istediğini belirtti.
Kayalı, “Hindistan’ı Çin’e karşı bir gözdağı olarak kullanmak istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Çin’in “yayılmacı politikaları”na sıklıkla vurgu yapan ABD’li yetkililer, Pekin’i bölgede huzuru ve dengeyi bozmakla suçluyor.
Modi’nin ziyaretinin “siyaset üstü bir ABD-Hindistan ilişkisinin gücünü” simgelediğini söyleyen ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Raja Krishnamoorthi, “ABD ve Hindistan, Çin’in demokrasi yerine dünyaya sunduğu otoriter modele karşı uygulanabilir bir alternatif oluşturmak için güçlerini birleştirmek zorunda.” ifadesini kullanmıştı.
Çin’in bölgedeki askeri gücünün yanı sıra ekonomik etkisini de zayıflatmak amacı güden ABD’nin Hindistan ile yakınlaşma arayışı doğrultusunda, mayısta yapılan ABD liderliğindeki Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’nde (IPEF) acil bir durumda ilaç, çip ve diğer kritik kalemlerdeki tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi konusunda anlaşmalar sağlanmıştı.
Rusya-Ukrayna savaşı
Biden döneminde ABD-Hindistan arasında güçlenen ilişkilerin başlıca sebeplerinden bir diğerinin de Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş olduğu düşünülüyor.
Wall Street Journal’da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı değerlendiren Modi, ülkesinin “barıştan yana taraf” olduğunu söyledi.
Ülkelerin uluslararası hukuka ve egemenliğe saygı duyması gerektiğini dile getiren Modi, sorunların savaş ile değil diplomasi ve diyalog ile çözülmesi gerektiğini ifade etti.
ABD, halihazırda askeri ekipmanlarının büyük kısmını Rusya’dan ithal eden Hindistan’ı yanına çekerek, silah ve savunma sanayisi pazarında etkinliğini artırmak istiyor.
Bu yıl nüfus bakımından Çin’i geride bırakan Hindistan dünyanın en kalabalık ülkesi haline geldi.
Hindistan’ın aynı zamanda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olması, ABD için önemli bir pazar imkanı anlamına geliyor.
ABD, Hindistan’a deniz devriye uçakları, C-130 nakliye uçakları, füzeler ve insansız hava araçları satıyor.
İlerleyen ilişkilerden Hindistan da fayda sağlıyor
ABD, halihazırda Hindistan’ın en büyük ticari ortağı konumunda ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi son yıllarda artış eğilimini sürdürüyor.
2021’de 150 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmine ilaveten yaklaşık 200 bin Hint öğrencinin ABD’de eğitim almaya devam etmesi ve bilişim sektörü başta olmak üzere ABD’deki birçok büyük şirketin Hint kökenli yöneticilere sahip olması iki ülke arasındaki güçlü bağları ortaya koyuyor.
Ayrıca Hindistan, ABD ile ilerleyen ilişkiler sayesinde savunma sanayinde yeni teknolojilere erişim sağlayabiliyor. Ziyaret öncesinde Hindistan Savunma Tedarik Konseyi (DAC), ABD’den 3 milyar dolar değerindeki 31 insansız hava aracının (İHA) alınmasına onay vermişti.
Modi, Wall Street Journal’a verdiği röportajda, ABD ile savunma sanayisi alanında işbirliğini “ortaklığımızın önemli bir ayağı” olarak nitelemişti.