Hindistan’ın en köklü partisi Kongre’nin en öne çıkan ismi Rahul Gandhi, Başbakan Narendra Modi’nin soyadıyla ilgili yaptığı yorumun hakaret oluşturduğu gerekçesiyle hapis cezası aldı. Soyadı yorumunu 2019’da Hindistan meclisi seçimleri için Karnataka eyaletinde düzenlediği mitingde yapan Gandhi, 4 yıl sonra Modi’nin memleketi Gujarat eyaletindeki bir mahkeme tarafından 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme, karar duruşmasında hazır bulunan Gandhi’yi temyize başvurabilmesi için kefaletle serbest bırakıp cezasını 30 günlüğüne tecil etti.
Dava, Gandhi’nin Başbakan Narendra Modi’nin yolsuzlukla suçlanan ve kaçak durumda bulunan iş insanları Nirav Modi ve Lalit Modi ile aynı soyadına sahip olmasına atıfla “Tüm hırsızların ortak soyadı Modi, bu, nasıl iş” dediği iddiasına dayanıyor. Davayı açan ise Modi’nin Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) Gujarat’taki önde gelen isimlerinden olan ve malum soyadını taşıyan Purnesh Modi. Modi, Gujarat’ta çok yaygın bir soyadı.
Muhalefet lideri, Hindistan Ceza Yasası’nın başkasına hakaret edenin 2 yıla kadar basit hapis veya para cezası ya da her ikisiyle birden cezalandırılabileceğini öngören 500. maddesi uyarınca mahkum edildi.
Hindistan’da herhangi bir suçtan dolayı 2 yıl veya daha fazla süre için mahkum edilen herhangi bir seçilmiş temsilci, 1951 tarihli Halkların Temsili Yasası uyarınca derhal diskalifiye ediliyor. Yasanın diskalifiye edilmeye karşı 3 aylık koruma sağlayan hükmü, 2013 yılında iptal edildi.
Yani Gandhi, 30 gün içinde temyizde sadece cezasını değil, mahkumiyetini de erteletemezse bir ay sonra milletvekilliğinden diskalifiye edilebilir. Kongre lideri, ceza davasında mahkum olduğu için doğrudan yüksek mahkemeye veya Anayasa Mahkemesi’ne başvuramaz. Ancak üçüncü bir kişi, yerel mahkeme kararının usul ve tarzının daha geniş kamu yararını zedelediği gerekçesiyle yüksek yargıya müdahale talebinde bulunabilir.
Bu durumu doğrulayan Kongre Partisi kaynakları, Gandhi’nin temyiz davası görülene dek parlamento oturumlarına katılmayacağını söyledi.
2019’da dava açıldığında ‘siyasi rakiplerinin kendisini susturmaya yönelik çaresiz hamlesi’ diyerek pek umursamayan Gandhi, bugün başkent Yeni Delhi’ye dönüşünde, Hindistan’ın bağımsızlık lideri ve Kongre’nin eski liderlerinden Mahatma Gandhi’yi alıntılayarak şu tweeti attı:
Benim dinim gerçeğe ve şiddet karşıtlığına dayalıdır. Hakikat benim tanrımdır, onu elde etmenin yolu şiddete başvurmamaktır.
Kongre Partisi, 20 dakikalık bir duruşmanın ardından mahkemenin nasıl bu kadar ağır bir ceza verebildiğini sorgulayarak “Gandhi’yi susturma çabası nafile. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” mesajını verdi.
Aam Aadmi Partisi’nden Delhi Eyaleti Başbakanı Arvind Kejriwal, “BJP’li olmayan liderleri ortadan kaldırmak için bir komplo kuruluyor… Kongre ile görüş ayrılıklarımız var, ancak Rahul Gandhi’yi böyle bir hakaret davasıyla suçlamak doğru değil. Mahkemeye saygı duyuyoruz ama karara katılmıyoruz” diye tweetledi.
Rashtriya Janata Dal partisinden Bihar eyaleti hükümeti bakanı Tejashwi Yadav da ‘muhalefet liderlerine iğrenç bir komplo altında farklı şehirlerde asılsız davalar açıldığını’ öne sürerek “Bu, anayasa, demokrasi, siyaseti ve ülke açısından derinden endişe verici bir mesele” dedi.
Dravida Munnetra Kazhagam partisinin lideri ve Tamul Nadu Eyaleti Başbakanı MK Stalin, Gandhi’yi arayarak desteğini iletti.
İktidar partisi BJP, Hindenburg-Adani meselesine ilişkin yorumları ve Cambridge Üniversitesi’nde sarf ettiği sözleri gerekçesiyle ‘vatan hainliğiyle’ suçladığı Gandhi’nin parlamentodan atılması için bir süredir bastırıyor.
Gandhi, BJP’nin ‘kutuplaştırıcı politikalarına’ karşı 30 Ocak’a dek 150 gün süren 4 bin kilometrelik Bharat Jodo Yatra (Hindistan’ı Birleştirme Yürüyüşü) sırasında “Kadınlar hala cinsel saldırıya uğruyor” sözlerini sarf ettiği için geçen hafta Delhi polisi tarafından evinde sorgulanmıştı.