Hindistan’da geçen ay çeyiz sebebiyle damadın ailesinin tacizine maruz kalan Müslüman bir kadının intihar etmesinin ardından Tüm Hindistan Müslüman Kişisel Hukuk Kurulu (AIMPLB) tarafından ülkedeki çeyiz geleneğine ve lüks düğün törenlerine karşı başlatılan kampanyaya ülkedeki farklı Müslüman sivil toplum örgütleri de destek verdi.
Ülkede yüzyıllardır gelenek haline gelen çeyiz uygulamasında, gelinin ailesi sosyal konumuna göre damadın ailesine nakit para, ev, araba, kıyafet ve mücevher gibi hediyeler sunuyor.
Gelinin ailesi söz verilen hediyeleri sunamazsa damat ve damadın ailesi geline yönelik sözlü veya fiziksel şiddete başvurabiliyor.
Damadın ve ailesinin çeyiz talebi, evliliğin başlangıcından sonra da yıllarca sürebiliyor.
Bu sürecin sonunda ise kimi zaman gelinler damadın ailesince öldürülüyor, kimi zaman da söz konusu tacizler sonucu gelinler intihar ediyor.
Bu gelenek, Hindular başta olmak üzere ülkedeki diğer din mensuplarınca da takip ediliyor.
AIMPLB çeyiz karşıtı kampanya başlattı
Nisan ayının başında Gucerat eyaletinde Ayşe Rana isimli Müslüman bir kadın, ailesinin çeyiz parasını ödeyemediği gerekçesiyle eşinin ve kayınpederinin fiziksel tacizine maruz kalmıştı. Rana, bir süre sonra kendisini nehre atarak intihar etmişti.
Söz konusu hadise ülke genelinde çeyiz tacizi tartışmasını alevlendirdi.
Rana’nın intihar etmesinin ardından ülkedeki etkin sivil toplum örgütlerinden AIMPLB, çeyiz geleneğine ve lüks düğün törenlerine karşı kampanya başlattı ve kılavuz yayımladı.
Söz konusu kılavuzda Müslümanlardan düğünlerini sade bir şekilde yapmaları ve çeyiz geleneğini takip etmemeleri talep edildi.
Düğünlerde havai fişek patlatılması, dans edilmesi ve israfa kaçan ziyafetlerden kaçınılması istenen kılavuzda, bu tür geleneklerin İslam dışı olduğuna dikkat çekildi.
“Müslümanlar bu gelenekten etkilendi”
AIMPLB başta olmak üzere ülkedeki diğer Müslüman sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, söz konusu geleneğe karşı başlatılan kampanyaya ve çeyiz uygulamasıyla nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
AIMPLB Yönetim Kurulu Üyesi Zaferyab Gilani, nisanda yürüttükleri kampanyayla ilgili vatandaşlardan olumlu geri dönüşler aldıklarını ifade ederek Müslümanların çeyiz geleneğine karşı AIMPLB’nin başlattığı harekete destek verdiğini söyledi.
Gilani, Cemaat-i İslami Hint ve Hint Ulema Cemiyeti başta olmak üzere çok sayıda Müslüman örgütün kendilerine destek verdiğini belirterek “Bu geleneği Müslümanlardan çok Hindular takip ediyor. Fakat zamanla Müslümanlar da bundan etkilendi.” diye konuştu.
Çeyiz geleneğine karşı Müslümanlarda farkındalık oluşturmaya yönelik kampanyalara devam edeceklerine işaret eden Gilani, “Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin Hindistan’daki durum malumunuzdur. Şartlar elverişli hale geldikten sonra kampanyalarımızı devam ettireceğiz.” dedi.
Reform zengin Müslümanlardan başlamalı vurgusu
Uttar Pradeş Sünni Merkez Vakfı Kurulu Başkanı Zafer Faruki de AIMPLB tarafından çeyiz geleneğine ve lüks düğünlere karşı başlatılan kampanyaya tam destek verdiklerini ifade ederek İslam miras hukuku kapsamında Müslümanların, kızların, kız kardeşlerin, annelerin ve eşlerin mirastan pay almalarını sağlamaları gerektiğini belirtti.
Faruki, pahalı evliliklere ve çeyiz geleneğine karşı atılacak adımların öncelikle zengin Müslümanlar tarafından uygulanması gerektiğine dikkat çekerek “Orta ve düşük gelirli Müslümanlar, zengin Müslümanların adetlerini takip ediyor. Bu sebeple zengin Müslümanların takip ettiği lüks düğün törenleri ve çeyiz geleneğiyle ilgili adetlerde reform yapılırsa Müslüman toplumda farkındalık oluşur.” diye konuştu.
Çeyiz ve pahalı evlilikler “sosyal kötülük”
Hint Ulema Cemiyeti Genel Sekreteri Mevlana Mahmud Medeni de çeyiz geleneği ve lüks düğünleri “sosyal kötülük” olarak nitelendirerek bunlara karşı yürütülen her hareketi desteklediklerini söyledi.
Medeni, Gucerat eyaletinde Müslüman genç bir kadının söz konusu gelenek sebebiyle intihar ettiğini öğrendiklerinde çok üzüldüklerini ifade ederek bu durumun kız tarafının ailesinin adeta bir rehine için fidye ödemek zorunda kaldığı “toplumsal hırsızlık” olduğunu belirtti.
Hint Ulema Cemiyeti olarak uzun bir süre önce “toplumsal reform hareketi” başlattıklarını anımsatan Medeni, “Ülkenin her köşesinde ‘toplumsal reform komiteleri’ kurduk. Hareketimiz çoğunlukla çeyiz geleneği, lüks düğün törenleri, alkol, kumar ve diğer sosyal kötülüklerle mücadeleye odaklanıyor.” dedi.
“Bu uygulama İslami değil”
Medeni, uzun çabaları sonucunda çeyiz geleneğinin ortadan kaldırılması için temel düzeyde mücadele edilmesi gerektiğini öğrendiklerini belirterek “Çeyiz geleneği kişisel ekonomik çıkar içerdiğinden dolayı sadece yayımlanan bildirilerle ortadan kaldırılamaz. Etkili liderlerin aralarında bulunduğu yerel komiteler bile bir dereceye kadar çalıştı.” ifadelerini kullandı.
İslam’ın erkeklere ve kadınlara eşit haklar verdiğine dikkat çeken Medeni, “Hindistan Müslümanlarına bu uygulamadan kaçınmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Bu uygulama İslami değildir. Bu sadece İslam’a değil insani değerlere de karşı.” dedi.
Ülkedeki tüm dinlerin sorunu
Medeni, söz konusu uygulamanın kendilerine kadınların saygı görmediği ve yeryüzünde bir yük olarak görüldüğü İslam öncesi “cahiliye dönemini” hatırlattığını ifade ederek “Hint Müslümanlarına sesleniyorum. Gelin Müslümanlar olarak bu uygulamaya son vermeye söz verelim.” diye konuştu.
Çeyiz geleneğinin Hindistan’daki tüm dinlerin sorunu olduğuna dikkat çeken Medeni, “Bunu ortadan kaldırmak için hep birlikte mücadele etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
“Yerel düzeyde fikir birliği oluşturmalıyız”
Medeni, çeyizin Hindistan’da Çeyiz Yasağı Yasası kapsamında yasaklandığını ancak uygulamada yeterli etkisinin olmadığını belirterek “Bu uygulamaya karşı yerel düzeyde fikir birliği oluşturmalıyız. Etkili sosyal ve dini liderler buna karşı harekete geçerse bu uygulama bir sorun olmaktan çıkacaktır.” diye konuştu.
Öte yandan Medeni, Hindistan’daki Müslümanların nikahlarını kıyan bazı kadıların erkek tarafından çeyiz talebi olması halinde nikahları kıymayı reddettiğini anımsatarak “Bu kadılara sosyal reform uygulayabilmek için daha fazla araç ve güç verilmesi gerekiyor. Biz, Hindistan’ın bölünmesinden bu yana Müslüman Kadı Yasası’nın çıkarılması için çaba gösteriyoruz. Bu yasa bu tür uygulamalara engel olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Katı yasalar uygulamayı yavaşlatabilir”
Hindistan Yüksek Mahkemesi avukatlarından İhtişam Haşmi, çeyiz meselesinin tüm dinlerde sağlam kökler oluşturmuş bir gelenek olduğunu ve Müslümanların da bu uygulamayı takip ettiğini söyledi.
Haşmi, çeyiz meselesine karşı yeni yasal adımların atılması gerektiğine dikkat çekerek “Katı yasalar bu uygulamayı yavaşlatabilir ve bu adım bile övgüye değerdir.” diye konuştu.
“Çeyiz uygulaması Hindistan’da büyük bir trajedi”
Sivil toplum örgütü Hindistan Müslüman Kadın Hareketinin (BMMA) Kurucusu Zakia Soman da çeyiz uygulamasına karşı daha etkili kanunların yürürlüğe konulması gerektiğini ifade ederek “Çeyiz uygulaması Hindistan’da büyük bir trajedi. Çeyizi yasaklayan yasaya rağmen düzenli olarak kadınlar bu sebeple tacize uğruyor, öldürülüyor veya intihar ediyor.” dedi.
Soman, bu uygulamanın tüm din mensuplarınca takip edildiğini belirterek bu tehditle hem sosyal hem de yasal düzeyde mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Ülkedeki tüm din mensuplarının, cemaatlerin, toplumun ve hükümetin çeşitli düzeylerde bu uygulamaya karşı mücadele için birlikte çalışması gerektiğine dikkat çeken Soman, kız ve erkek çocuklarının eşit olduğu, çeyizin toplumda yeri olmayan sosyal bir kötülük olduğu konusunda eğitime ve farkındalığa ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Her yıl binlerce kadın çeyiz uygulaması yüzünden yaşamını yitiriyor
Çevrim içi istatistik portalı Statista’ya göre, Hindistan’da son 10 yılda her yıl 7 bin 800’ün üzerinde kadın çeyiz geleneği sebebiyle hayatını kaybetti. Kadınlar, çeyiz nedeniyle yaşanan gerilim yüzünden ya intihar etti ya da kocası veya kocasının ailesi tarafından öldürüldü.
1961 tarihli Çeyiz Yasağı Yasası kapsamında çeyiz geleneği yasaklanmış olsa da söz konusu kanun etkili olmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Nüfusun büyük bölümünün kırsalda yaşadığı ülkede çeyiz geleneği hala sürdürülüyor. Ülkedeki sivil toplum örgütleri de çeyiz uygulamasına karşı daha etkin yasal önlemler alınmasını talep ediyor.