HRW, Arakanlıların Hindistan ve Myanmar’da karşı karşıya kaldığı hayati risklere dair açıklama yayımladı.
Açıklamada, Hindistan’daki Arakanlı mültecilerin kısıtlamalar, keyfi gözaltılar, genellikle siyasi liderler tarafından kışkırtılan saldırılar ve artan zorunlu geri dönüş riski ile karşı karşıya olduğu belirtildi.
Hindistan’ın karşı karşıya oldukları ciddi zulüm riski nedeniyle Arakanlıların Myanmar’a sınır dışı edilmesini durdurması, Hindistan makamlarını sınır dışı edilme riski olan herkese avukat temin etmesi ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileriyle görüşerek sınır dışı edilmeye karşı argümanlarını tarafsız bir yargıç önünde savunması fırsatı vermesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Hint yetkililerin Manipur Eyaleti İnsan Hakları Komisyonu’nun 21 Mart’ta sınır dışı işlemini beklemeye almasına rağmen, Hasina Begüm (36) isimli Arakanlı bir kadını 22 Mart’ta çocuklarından ayırarak sınır dışı ettiği ileri sürüldü.
Açıklamada, Komisyon’un Hasina’nın sınır dışı edilmesinin Hindistan anayasası, yaşam hakkı ve kişisel özgürlüğün yanı sıra geri göndermeme veya iade edilmeme ilkelerini ihlal ettiğini açıkladığı, Hasina’nın eşi Ali Johar’ın ise halihazırda Myanmar’a gidemeyeceklerini, hayati tehlikelerinin bulunduğunu ileri sürerek eşinin sınır dışı edilmesine tepki gösterdiği aktarıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen HRW’nin Güney Asya Direktörü Meenakshi Ganguly, çocuklarından ayrılmış ve büyük bir tehlikeye atılmış bir Arakanlı kadını zorla Myanmar’a göndererek hiçbir kazanım elde edilemeyeceğini belirtti.
Ganguly, uluslararası hukukun mültecilerin hayati riskinin bulunduğu ya da özgürlüklerinin tehlikeye girebileceği yerlere gönderilmesini yasakladığına işaret ederek, “Hükümetin Myanmar’da hayatlarının ve özgürlüklerinin risk altında olacağına dair çok sayıda kanıta rağmen Arakanlı mültecileri sınır dışı etme kararı, insan hayatını ve uluslararası hukuku acımasızca hiçe sayıyor.” ifadelerini kullandı.
Hindistan’daki dini azınlıkların karşı karşıya kaldığı güçlüklere dikkati çeken Ganguly, “Hint makamları, başta Müslümanlar olmak üzere dini azınlıklara karşı giderek artan bir şekilde ayrımcı politikalar benimsiyor ve Arakanlılara yönelik politikaları da bu bağnazlığı yansıtıyor gibi görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) verilerine göre, Hindistan’da en az 20 bin Arakanlı bulunduğu, kayıt dışı rakamın ise yaklaşık 40 bin olduğu ifade ediliyor.
HRW’nin açıklamasına göre, 2016’dan bu yana aşırı milliyetçi Hindu grupları, Hindistan’da Müslümanlara yönelik artan saldırıların yanı sıra Cammu Keşmir’deki Arakanlıları da hedef alarak sınır dışı edilmeleri çağrısında bulunuyor.
Hindistan hükümeti, Ekim 2018’den bu yana 12 Arakanlının gönüllü olarak Myanmar’a döndüğü bilgisini paylaşırken, Hindistan makamları kararın gönüllü olup olmadığını bağımsız olarak değerlendirmek isteyen BMMYK’nın taleplerini reddediyor.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
BM’ye göre, Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bini geçti.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.