“Avrupa Birliği Keşmir Konseyi” adlı sivil toplum kuruluşu tarafından çevrim içi düzenlenen “2021 Uluslararası Kadınlar Konferansı – Cammu Keşmir’in Yarı Dul Kadınları” programına, Cammu Keşmir Kurtuluş Cephesi (JKLF) lideri Yasin Malik’in eşi Mullick, Keşmir Uluslararası Öğrenci Ligi (SILK) kurucularından Khauola Siddiqi, Pakistan’ın Azad Cammu Keşmir bölgesinin eski yetkililerinden Farzana Yaqoob, Keşmirli aktivist Maria İqbal Tarana katıldı.
Programda, Cammu Keşmir bölgesinde eşleri, kardeşleri, babaları Hint güvenlik güçleri tarafından götürüldüğü öne sürülen ancak hayatları hakkında bir türlü haber alınamayan ve “yarı dul kadınlar” olarak adlandırılan kadınların durumu ele alındı.
Mushaal Hussein Mullick, Keşmir’de kadınların uzun ve kronik bir hal alan çatışmalara ve olağanüstü meydan okumalara maruz kaldığını, bölgede “kadınlara tecavüzün bir savaş silahı olarak kullandığını” dile getirdi.
Bu şekilde insan hakları ihlallerinin, kurbanların hem fiziksel hem de psikolojik olarak zarar görmesine neden olduğuna işaret eden Mullick, Hint ordusunun aileleri bu şekilde parçaladığını iddia etti.
“Sevdiklerimizin izlerini araştırmaya devam ediyoruz. Onlar tamamen ortadan kayboldular, dünya üzerinde görünmez oldular. Nereye kaybolduklarını gerçekten bilmiyoruz. Bu, Keşmir’de dağılan hemen her ailenin hikayesidir.” ifadesini kullanan Mullick, kadınların kocalarının öldüklerine dair resmi bir kaydın da olmadığını dile getirdi.
Mullick, bir yandan eşlerini bulmaya çabalayan kadınların diğer yandan hayatta geride kalan aile üyeleriyle birlikte hayatta kalmaya çalıştığını anlatarak, eşlerinin bulunması için hukuki bir mücadele vermek durumunda kalan kadınların aileleri geçindirmek için de mücadele verdiğini aktırdı.
10 bin erkeğin ortadan kaybolduğu tahmin ediliyor
Khaoula Siddiqi, Keşmir’de sayısız insan hakları ihlalleri olduğunu vurgulayarak, Keşmir’de yaklaşık 10 bin erkeğin ortadan kaybolduğunun tahmin edildiğini ve bu kişilerin ölü olduklarına dair bir açıklamanın yapılmadığını ileri sürdü.
Keşmir’deki kadınların kocalarına, babalarına, kardeşlerine ve erkek çocuklarına ne olduğuna dair bir fikirleri olmadığını aktaran Siddiqi, bölgede eşlerinin öldüğüne dair bir belgenin olmaması nedeniyle bu kadınların eşlerinin üzerine kayıtlı olan finansal ve sosyal haklardan da yararlanamadığını kaydetti.
Siddiqi, aniden ortadan kaybolan eşlerine veda etme şansı bile bulamadan ayrılan kadınların travma yaşadığını ve hayatta kalmak için mücadele verdiğinin altını çizerek, “Sadece bir saniyeliğine hayal edecek olursak, eşiniz veya erkek kardeşiniz bir gün zor kullanılarak evinizden götürülse, nasıl hissedersiniz?” diye konuştu.
Uzun yıllardır çatışmanın içinde kalan bu kadınlara hem Hindistan’ın hem de uluslararası toplumun mali, sağlık ve sosyal alanlarda destek vermesi gerektiğini dile getiren Siddiqi, Yeni Delhi hükümetine de bu konuda baskı yapılması gerektiği görüşünü paylaştı.
“Bir çok kadın kaderinin belli olmasını bekliyor”
Keşmirli aktivist Tarana da Keşmir’in birçok bölgesini ziyaret ettiğini ve dul kadınlarla görüştüğünü aktararak, “Bir çok ‘yarı dul’ kadın kaderinin belli olmasını, kocasının dönmesini bekliyor.” ifadesini kullandı.
“Yarı dul kadınların hayatlarının ne yöne doğru ilerleyeceğini bilmemenin neden olduğu belirsizlik içinde yaşadıklarını ve bunun kendilerini yıprattığını” kaydeden Tarana, bu kadınların kocalarının kendi arazisinde, dükkanında çalışan çiftçi ve oduncu gibi mesleklerle uğraşan kişiler olduğunu belirtti.
Tarana bu kadınların kitap yazarak, sanat ve müziği kullanarak bir şekilde dünyanın dikkatini çekmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Onların sesleri olmalıyız.” ifadesini kullandı.