HRW raporunda, Bangladeş Silahlı Polis Taburu’nun (APBn) suç örgütleri ve silahlı grupların şiddetiyle karşı karşıya olan Arakanlı Müslüman mültecilere yönelik gasp, keyfi tutuklama ve istismarda bulunduğu iddia edildi.
Mülteci kamplarındaki Arakanlı Müslümanların karşılaştığı zorbalıklara dikkat çekilen raporda, suç iddialarının soruşturulması için yönetime baskı yapılması çağrısında bulunuldu.
HRW’den rapora ilişkin yapılan açıklamada, APBn görevlileriyle kamplarda faaliyet gösteren silahlı grup ve çeteler arasında gizli bir anlaşma olduğu iddia edildi.
Ekim ve Kasım 2022’de 40’tan fazla Arakanlı ile görüşüldüğü ve APBn mensupları tarafından işlenen 16’dan fazla taciz vakasını belgeleyen polis raporlarının incelendiği kaydedildi.
Polisin tutuklama yapmamak için 100 ila 400 dolar, tutuklunun serbest bırakılması için ise 500 ila 1000 dolar rüşvet talep ettiği savunulan açıklamada,
Mağdur ailelerin de rüşvet veya yasal masrafları karşılamak için takılarını sattığı veya borç para almak zorunda kaldığı bildirildi.
Polis suçlamaları reddediyor
Anadolu Ajansı (AA) muhabirine konuşan APBn Komutanı Naimul Haque, raporun abartılara ve doğrulanmamış sosyal medya paylaşımlarına dayandığını iddia ederek HRW’nin, birliğine yönelik suçlamalarını reddetti.
Haque suçlamalara, “Mülteci kamplarında kanun ve düzeni sağlamak için her zaman çok çalışıyoruz ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) de dahil olmak üzere birçok uluslararası örgüt burada çalışıyor. Nasıl çalıştığımızı çok iyi biliyorlar. Ancak HRW, raporu büyük ölçüde sosyal medya aracılığıyla bize karşı propaganda yapan bazı çevrelere dayanarak hazırladı.” yanıtını verdi.
Haque, gerçek belgelere dayalı herhangi bir iddiada bulunulması durumunda yasal işlem başlatacaklarını aktardı.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.