Beyaz TV’de Gündem Özel programına konuk olan Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da verdiği vaatleri yerine getirmediğini, aynı vaatleri bu seçimde de tekrar ettiğini kaydetti.
İmamoğlu’nun, İstanbul’un sorunlarıyla ilgilenmek yerine CHP’yi dizayn etmekle uğraştığını söyleyen Kurum, “İBB Meclisinde deprem görüşülürken, gidip orada Zoom toplantıları üzerinden kongreyi dizayn etmeler gibi bir sürü şeyi zaten kendileri de anlatıyorlar. Buradaki sorun ilgisizlik, liyakatsiz bir kadroyla çalışmak, beceriksizlik. Bizim tüm vaatlerimiz ayağı yere basan vaatler. Bu vaatlerin hepsini 6 aylık, bir yıllık eylem planlarıyla hızlı şekilde hayata geçireceğiz. 1 Nisan’da biz ne yapacağımızı biliyoruz ama onlar ne yapacağını bilmiyor.” diye konuştu.
İstanbullunun suyunun çamur gibi aktığını ve içilemediğini dile getiren Kurum, İBB yönetiminin 5 yılda bir damla su kaynağı getirmediğini, yeni arıtma ve isale hattı yapmadığını ifade etti.
İSKİ’nin elektrik parasını ödeyemeyecek hale getirildiğini söyleyen Kurum, “İSKİ’yi yönetenlerin kim olduğu belli değil. Sonuçta burası, bu işi yapacak belediyenin iştiraki. Öyle becerikli arkadaşlar vardı ki orada geçmişte. Haliç’in koktuğu günleri hatırlıyoruz. Ora temizlendi. Bu şehrin her yerine içme suyu götürüldü. İstanbul susuz kalacak diye korkulu günlerle beklediğimiz süreçte bakın hiç susuz kalmıyor. Niye? Bu yatırımlar sayesinde. Sen yapmıyorsun, yapana engel oluyorsun, eleştiriyorsun. Üstüne gidiyorsun, temel atmama töreni yapıyorsun. Devlette devamlılık esas. Bunlar devlet yönetmemiş. Şu anda kendileri de yönetmiyor zaten.” dedi.
Sayıştay raporlarına da yansıdı
Kurum, İmamoğlu’nun İBB Başkanlığına geldikten hemen sonra ihtiyaç dışı diye gösterip Yenikapı’da toplattığı belediye araçlarından daha fazlasının alındığını ve bu araçların birçoğunun belediye dışında başkalarının hizmetine verildiğini, Sayıştay raporlarında da buna işaret edildiğini anlattı.
İmamoğlu’nun tabelalara “İsrafı bitirdik.” yazdırdığını söyleyen Kurum, şöyle konuştu:
“Sen İstanbul’u bitirdin, ne israfından bahsediyorsun? Şu koca 5 yılda ilgisizliğin, beceriksizliğin, liyakatsizliğin İstanbul’u bitirme noktasına getirdi. Sonra da çıkıp ‘Başardık.’ diyorsun. Neyi başardın? İstanbul’u durdurmayı, trafiği çile haline getirmeyi, deprem korkusunu daha da büyütmeyi, İstanbul’a bir litre içme suyu kaynağı getirmemeyi başardınız. Sonra da çıkıp bu reklam tabelalarına 500 milyon lira harcıyorlar. Düşünebiliyor musun? Belediyenin kendi tabelası. Olsa olsa baskı ücreti olur. Biz şimdi bütün baskılarımızı yenileyeceğiz. Kaç lira olduğu belli. Emin olun, onun yüzde 1’ine İstanbul’daki bütün tabelaları asarım. Reklam bütçesi, deprem bütçesinin iki katı. Niye? Algıyla yönetmeye çalışıyor.”
Kentsel dönüşüm, ulaşım ve sosyal projelerini anlatan Kurum, İmamoğlu’nun açtığı 11 kent lokantasını marifetmiş gibi anlattığını kaydetti.
Kadir Topbaş’ın İBB Başkanlığı döneminde ramazanda günde 500 bin kişiye ücretsiz yemek verildiğini, diğer aylarda 1,5 milyon kişinin ücretsiz yemek yediğini, sadece Üsküdar’da her gün 30 bin kişiye ücretsiz yemek verildiğini aktaran Kurum, “Bunları hiç duyuyor musunuz? Biz çıkıp da medyada böyle bir şey konuşmayız. Şimdi bunlar ücretsiz verilen yemekleri kaldırdılar, ücretle verdiği 11 lokantayı hizmetmiş gibi anlatıyor. Bizim geliri en az olan ilçemizde, en az onun kadar sosyal tesisimiz var. Bunu büyük bir iş yapmış gibi anlattığımızı gördünüz mü? Ben ulaşımı, depremi konuşmadığım yerde kent lokantasını konuşmayacağım. İki gecede İstanbul’un 39 ilçesine açarız onu. İki günlük konsere verdiği 550 milyon lirayla İstanbul’un 39 ilçesinde çok modern hatta kiralayarak değil satın alarak kent lokantası mıdır, sosyal tesis midir, vatandaşımızın ihtiyacı olan kütüphane midir, kıraathane midir, bunları yaparsın zaten.” diye konuştu.
Para sayma görüntüsü
Kurum, CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerinin sorulması üzerine, “Televizyonlara çıkamıyorlar farkında mısınız? Niye çıkamadıklarını biliyor musunuz? Bu soruyu sormamak kaydıyla televizyona çıkmak istiyorlar. Niye saklıyorsun, ne varsa açıklayın milletimize şeffaf bir şekilde. İnsanımız da aydınlansın. O kadar çelişkili açıklamalar yapıyorlar ki. Bir bakıyorsunuz avukat başka bir şey diyor, öbürü başka bir şey diyor, eski il başkanları farklı bir yorum yapıyor.” dedi.
CHP’nin DEM Parti ile ilişkisinde de şeffaf olmadığını dile getiren Kurum, şöyle devam etti:
“Biz her şeyi bugüne kadar şeffaf şekilde yürüttük. Süreçlerimizle ilgili vatandaşımızı detaylı bilgilendirdik. Milletimizin beklediği de odur. Bir bakıyorsunuz 22 ilçede aday göstermiyorlar. Bir tarafta meclis üyeliklerini paylaşıyorlar. Diğer taraftan aday çıkarıyorlar. Bakıyorsunuz, Esenyurt adayı diyor ki ‘Beni Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel aday gösterdi.’ Öbür tarafta çıkıyor bu aday diyor ki ‘Esenyurt çok büyük bir ilçedir, dolayısıyla nüfusu Anadolu’daki büyükşehirlerden fazladır, burada referandum yapalım.’ Böyle açıklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Önce baktık DEM bir aday çıkardı. Sonra Kandil’den talimat geldi, dediler ki ‘Biz aday değiliz.’ Ondan sonra başka adaylar çıktı, ‘Kandil bizi işaret etti.’ Orada şöyle bir ittifak yapılması gerekir diye göstermeye çalıştılar. Gelinen süreçte de ittifakı, ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında açıklamaya çalışıyorlar. Kapı arkası siyaseti. Ama milletimiz zaten burada kirli ittifakın ne olduğunu net bir şekilde biliyor.”
Kurum, Yeniden Refah Partisinin bu seçimdeki tutumunun sorulması üzerine, CHP belediyeciliğinin sıkıntılarını bu parti seçmeninin iyi bildiğini, bunu göz önünde bulundurmalarını beklediğini söyledi.