Ülkede 22 yaşındaki genç bir kadının gözaltında ölümü sonrası yaşanan olaylar, halkın uzun yıllardır süren demokrasi ve özgürlük taleplerine kulak verilmemesiyle birleşince, ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklanan toplumsal rahatsızlığı gün yüzüne çıkardı.
Zorunlu başörtüsü uygulamasına karşı başlayan protestolar, kısa sürede ülkenin geneline yayılan rejim karşıtı gösterilere dönüştü. Emniyet güçlerinin müdahalesi nedeniyle yüzlerce gösterici hayatını kaybetti, 10 binden fazla kişi gözaltına alındı. 25 kişi idam istemiyle yargılanırken, teamüller dışında kısa sürede 2 göstericinin idam edilmesi İran yargısının ülke içinde ve dışında eleştirilmesine yol açtı.
Polisin göstericilere sert müdahalesi dünya medyasında geniş yer alırken diğer taraftan İran’ın Rusya’ya verdiği kamikaze insansız hava araçlarının (İHA) Ukrayna savaşında kullanılması Batılı ülkelerin Tahran yönetiminden duyduğu rahatsızlığı artırdı.
AB’den yaptırımlar
Avrupa Birliği (AB), İran’a yönelik yaptırımlar kapsamında, iki listeye toplam 24 kişi ve 5 kuruluşu ekledi.
12 Aralık’ta AB Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, Mahsa Emini’nin ölümünün ardından ülke çapına yayılan protestolara yapılan müdahalelerle ilgili 20 kişi ve bir kuruluşun yaptırım listesine eklendiği bildirildi.
Bu 20 kişi içerisinde, İran Ordusu Genel Komutanı Abdurrahim Musevi ve ona bağlı eyalet komutanları, İçişleri Bakan Yardımcısı Mecid Mirahmadi, İran Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) Direktörü Peyman Cebelli ve yardımcısı Muhsin Burmahani ile bazı muhabirler ve Uzmanlar Meclisi Üyesi Ahmed Hatemi gibi isimler yer alıyor.
Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit eden kişilere yer verilen yaptırım listesine İran Hava Kuvvetleri Genel Komutanı Hamid Vahedi’nin de aralarında bulunduğu, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşında kullandığı İHA’ların geliştirilmesi ve teslim edilmesinde rolü olan” toplam 4 kişi eklendi.
Aynı listeye İran Devrim Muhafızları Ordusu için İHA’larla ilgili araştırma geliştirme ve üretim işlerini üstlenen 4 kuruluş dahil edildi.
Yine AB, 17 Ekim’de İranlı 11 kişi ve 4 kuruluşa ve 14 Kasım’da 29 kişi ve 3 kuruluşa yaptırım uygulama kararı almıştı.
İran yalnızlaştırılıyor
İran, “kadın hakları ihlalleri” nedeniyle 14 Aralık’ta Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonundan çıkarıldı.
BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC), İran’ın, 2022-2026 döneminin geri kalanı için BM Kadının Statüsü Komisyonundan (CSW) “derhal yürürlüğe girecek şekilde çıkarılması” yönünde ABD tarafından hazırlanan kararı oyladı. 54 üyeli ECOSOC’da 29 ülke karar lehine oy verirken Rusya ve Çin dahil olmak üzere 8 üye aleyhte oy kullandı, 16 üye ülke ise çekimser kaldı.
İran yönetimi karara tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani dün yaptığı açıklamada, ABD’nin “siyasi girişimi” olarak nitelediği kararı, “hukuki dayanaktan yoksun, BM tüzüğüne aykırı olarak” kabul ettiklerini belirtti.
45 üyeli BM Kadının Statüsü Komisyonu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi ve kadınların güçlendirilmesi için faaliyet yürütüyor.
İran’ın BM Kadının Statüsü Komisyonundan çıkarılma kararı “Tahran’ın siyasi olarak yalnızlaştırılması ve izolasyonu” olarak değerlendiriliyor.
Çin, Arap ülkeleriyle samimi fotoğraflar veriyor
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in 7-9 Aralık’ta gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülkenin yayımladığı ortak açıklamanın bir bölümünde, İran’a “diğer ülkelerin iç işlerine karışmaması” çağrısında bulunuldu.
Ardından Çin ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında gerçekleştirilen zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride de “Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adalarıyla ilgili İran ile yaşadığı anlaşmazlığa uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde ve ikili müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüme ulaşma girişimi dahil olmak üzere tüm barışçıl çabalara destek” vurgusu yapıldı.
İran, Basra Körfezi’ndeki üç ada hakkında yapılan bu ortak açıklamaya tepki gösterdi ve Çin’in Tahran Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı.
Tahran yönetiminin “stratejik ortak” olarak nitelendirdiği Çin’in Arap ülkeleriyle samimi fotoğraflar vermesi her ne kadar İran’ı rahatsız etse de Pekin’in ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ettiği görülüyor.