Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, bu yıl Bakü’nün ev sahipliğinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP29’da en kritik gündem maddelerinden birinin iklim finansmanı olduğunu belirterek, “Müzakerelerin, gelişmekte olan ülkelerin temiz enerji teknolojilerine geçişi için finansmanın nasıl sağlanacağı üzerinde yoğunlaşacağını düşünüyorum.” dedi.
Birol, Abu Dabi’de düzenlenen, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayed Al Nahyan tarafından BAE’nin en yüksek sivil nişanına layık görüldüğü ödül töreni sonrasında AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
BAE’nin 30 Kasım-12 Aralık 2023 tarihlerinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı’na (COP28) ev sahipliği yaptığını anımsatan Birol, COP28’de IEA’nın müzakerelerin başarıya ulaşması için “olmazsa olmaz” olarak nitelendirdiği 5 maddenin çoğunun yaklaşık 200 ülke tarafından kabul edildiğini söyledi.
Birol, bu maddeler arasında en önemlilerinden birinin küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar 3 ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızını 2 katına çıkarma taahhüdünün yer aldığına işaret ederek, bu taahhütlerin yaklaşık 200 ülke tarafından imzalanmasında, COP28 ve IEA başkanlığında yapılan bir dizi toplantıda oluşan ortak görüşün etkili olduğunu dile getirdi.
Halihazırda aynı toplantıları COP29 Başkanı Mukhtar Babayev ile yaptıklarını ifade eden Birol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“COP29 Başkanlığı ile çok yakın çalışıyoruz. Bence COP29’da eğilinmesi gereken birçok konu var ancak en kritik olanlardan birini seçecek olursam, o da gelişmekte olan ülkelerin temiz enerji teknolojilerine geçişteki finansmanının nasıl sağlanacağı. Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşları ve uluslararası toplum, bu ülkelere finansman sağlanmasında hangi mekanizmalarla nasıl yardımcı olabilirler? Bu açıdan müzakerelerin, gelişmekte olan ülkelerin temiz enerji teknolojilerine geçişi için finansmanın nasıl sağlanacağı üzerinde yoğunlaşacağını düşünüyorum. Biz de bu konuda COP29 Başkanlığı ile görüşüyoruz ve bir plan çıkarıyoruz. İlk toplantımızı Paris’te yaptık. Ben de 3 Haziran’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve hükümet üyelerini ziyaret edeceğim ve COP28’in başarısını bu yıl Bakü’de COP29’da nasıl daha ileri noktaya taşıyabileceğimizi görüşeceğiz.”
Ev sahibi ülkeler arasında ilk kez eş güdüm mekanizması kuruldu
Birol, geçen yıl BAE’de yapılan BM iklim müzakerelerinin bu yıl Azerbaycan’da, gelecek yıl da Brezilya’da düzenleneceğini, böylece iklim zirvelerinin üst üste 3 yıl petrol üreten ve ihraç eden ülkelerde gerçekleştirilmiş olacağını belirtti.
Bu 3 ülkenin bir araya geldiği ve ilk kez bir eş güdüm mekanizması kurulduğunu ifade eden Birol, “IEA olarak bizim de desteklediğimiz bir mekanizma. Bu mekanizmanın, ülkeler arasında tamamlayıcı ve destekleyici sonuçlar çıkarılmasına yardımcı olacağını düşünüyorum.” dedi.
Birol, iklim müzakerelerinin petrol üreticisi ve ihracatçısı ülkelerde yapılmasının bu ülkelerin temiz enerji dönüşümlerini hızlandırmasına katkı sağlayacağını umduğunu söyledi.
Bu toplantıların ülkelerdeki temiz enerji dönüşümüne belli bir ivme sağladığını dile getiren Birol, “Ama bu ivmenin ne kadar uzun süreli olacağını zamanla göreceğiz. Hem BAE hem de Azerbaycan’da temiz enerji dönüşümünde adım atma konusunda hükümeti son derece istekli görüyorum.” diye konuştu.
“Ülkelerin açıkladığı hedefler ve yaptıklarını karşılaştırarak yayınlayacağız”
Birol, iklim müzakerelerinde ülkelerin birçok taahhüt açıkladığını, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası ile kurdukları takip mekanizmasıyla bu hedeflerin nasıl gerçekleştiğini izlediklerini belirtti.
Hedefler ve atılan adımları karşılaştırdıklarını söyleyen Birol, “Her ülkenin verdiği sözler ve yaptıklarını karşılaştırarak sonuçlarını şeffaf bir şekilde yayınlayacağız.” ifadesini kullandı.
Bu yıl Azerbaycan’ın ev sahipliği yapacağı COP29, 11-22 Kasım’da Bakü’de gerçekleştirilecek.
İklim finansmanı ihtiyacı
IEA’nın hesaplamalarına göre, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımlarının gelecek 10 yılda bugünkü seviyesine göre yaklaşık 7 kat artması gerekiyor. Bu da 2030’lara kadar yıllık 1,4 ila 1,9 trilyon dolar yatırım ihtiyacı anlamına geliyor.
Söz konusu yatırımların gerçekleşebilmesi için başta uluslararası kalkınma kuruluşlarının sağladığı finansman dahil olmak üzere bu alandaki finansmanın 3 katına çıkması gerekiyor.
Afrika, Latin Amerika ve Karayipler, Asya’da İsrail, Japonya ve Güney Kore’nin dışındaki ve Okyanusya’da Avustralya ve Yeni Zelanda hariç gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu Küresel Güney’de, yaş ortalaması 25 olan 6 milyar insan yaşıyor.