Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP28’de açıklanan küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma taahhüdü kapsamında ülkelerin hedefleri ve bu hedefe ulaşmak için gereken politikaların analiz edildiği raporu yayınlandı.
Yaklaşık 150 ülkeye ilişkin analizin yer aldığı rapora göre, geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de ülkelerin taaahhüt ettiği küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma hedefi iddialı ancak başarılabilir.
Ülkelerin amaçları ve mevcut uygulama planları söz konusu hedefle uyumlu olmamasına rağmen hükümetlerin gelecek aylarda Ulusal Katkı Beyanları (NDC) aracılığıyla bu hedefin gerçekleşmesini sağlayacak güçlü planlar ortaya koyması için büyük bir fırsatı bulunuyor.
Ülkelerin mevcut NDC’leri kapsamındaki planlar, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030’a kadar 1300 gigavata çıkacağına işaret ediyor. Bu da Dubai’de açıklanan taahhüt için gerekli kapasitenin yalnızca yüzde 12’sine karşılık geliyor. Ancak Ajansa göre hükümetlerin yerel planları 2030’a kadar 8 bin gigavat yenilenebilir enerji kurulu gücünün oluşturulabileceğini gösteriyor. Böylece, ülkelerin yerel planlarını NDC kapsamında plana dönüştürmesi, küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarmak için gereken büyümenin yüzde 70’ne karşılık gelecek.
Küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarmak için ise dünyadaki yenilenebilir enerji gücünün 11 bin gigavata ulaşması gerekiyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, COP28’de yaklaşık 200 ülkenin küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma taahhüdünde bulunduğunu belirterek, “Bu hedef, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedeflerini canlı tutmak için kritik adımlardan biri. Bu rapora gösteriyor ki küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 3 katına çıkarma hedefi iddialı olmasına rağmen başarılabilir ancak hükümetlerin vaatlerini hızla eylem planlarına dönüştürmesi gerekli.” ifadesini kullandı.
Birol, COP28 hedeflerini gerçekleştirerek ülkelerin daha güvenli, ekonomik ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi hızlandırabilmesi için büyük fırsatları olduğunu kaydetti.