Kırıkkale’de yaşayan baba Yusuf Kaya, AA muhabirine, üç çocuğundan biri olan Bekir Ferhat Kaya’nın farklı ve çok uysal biri olduğunu söyledi.
Oğlunun kendisinden çok başkalarını düşündüğünü anlatan Kaya, “Bekir ilkokula başladığında annesine gelip, ‘Ben büyüyünce şehit olacağım.’ demiş. Tabii biz o zamanları çocuk diye önemsemedik. Sonraki dönemlerde liseyi bitirip imtihanlara girdi ve puanları da yüksekti. Öğretmenliğe falan yetiyordu. Kendisi asker veya polis olmak istediğini belirterek oralara müracaat etti. Astsubaylığı da polisliği de kazandı. Sonra bizim aklımıza küçükken söylediği söz geldi ve astsubaylığa göndermedik, sonra polisliğe gönderdik.” diye konuştu.
Oğlunun askerliğe ve polisliğe aşırı sevgisi olduğunu, ilk olarak Kastamonu’da göreve başladığını anlatan Kaya, daha sonra arkadaşlarıyla Şırnak’a gitmek istediğini ancak kendilerinin Iğdır’a gitmesi yönünde telkinde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Iğdır’a arkadaşlarıyla birlikte gittiler ve göreve başladılar. Bekir şehit olmadan 40 gün falan önce yanına gittik, daha sonra da şehit haberi geldi. Kendisinin zorlamasıyla yanına gittik. Yoksa göremeyecektik. Zaman geçtikçe acısı, hasreti azalıyor diyorlar ama aksine fazlalaşıyor. Bekir, çocukluğundan beri bizi üzmedi. ‘Şunu yap’ dediğimiz zaman hoşuna gitsin veya gitmesin yapardı. Hiçbir zaman üzmezdi. Kendini değil de hep bizi, başkasını düşünürdü. Terörle mücadele konusunda da devletimizden Allah razı olsun. ‘Bir terörist kalmayana kadar bu işin üzerine gideceğiz.’ dediler, Allah razı olsun. Şehidimiz de oldu ama içerimizdeki FETÖ’cüler falan da temizlendi.”
“Evlat acısı çok farklı ama bunun gururu da var”
Anne Gülay Kaya da evladının dört dörtlük bir insan olduğunu dile getirdi.
Şehit olacak insanların doğuştan farklı olduğunun söylendiğini ancak kendilerinin başına gelince bunu anladıklarını ifade eden Kaya, şunları kaydetti:
“Şehit olduğu gün sabah da abdestini alıp, namazını kılıp çıkmış. Rabb’im oğluma şehadeti nasip etti, çok mutluyum. Bu çok güzel bir duygu. Anlatılacak bir duygu değil ama acısı da o derece büyük. Evlat acısı çok farklı ama bunun (şehitlik) gururu da var. Bu mesleği çok istedi. Önüne geçmek istedik ve çok çaba gösterdik ama kendisi çok isteyerek gitti. Uzun yıllar bu mesleği yapmasını çok isterdim. Çok seviyordu mesleğini. Odadan odaya giderken tekbir alarak giderdi. Vatan sevgisiyle doluydu. Bana, ‘Sen gitme, o gitmesin, kim gidecek ve bu vatanı koruyacak? Senin oğlun gitmesin, başkalarının oğlu gitsin, sen böyle mi inanıyorsun Allah’a.’ dedi.”
Şehitlik mertebesinin önemine dikkati çeken Kaya, “Bizim çocuklarımız ne güzel cennetin en güzel makamında olacaklar. İnşallah terör bir an önce biter. Dualarımız ondan yana. Rabb’im askerimize ve polisimize güç, kuvvet versin. Ayaklarına taş, sevdiklerinin gözlerine yaş değmesin. Bekir’im gitti ama birçok Bekir’im oldu. Bu vatan topraklarının bir karışını değil, bir milimini vermeye niyetimiz yok. Bekir’imin kanı yerde kalmayacak, kalmadı da. Teröristler bu yoldan dönsünler. Bu yol doğru yol değil. Biliyorlar ama niye dönmüyorlar anlamıyoruz. Rabbim güvenlik güçlerimize güç kuvvet versin. Zaferlerinin devamını bekliyoruz.” diye konuştu.
Iğdır’da 8 Eylül 2015’te Dilucu Sınır Kapısı’ndaki memurların görev yerlerine gidişine refakat eden polis ekibine yönelik bombalı saldırıda 13 polis şehit düşmüştü.