IKBY’li akademisyenler, terör örgütü PKK’nın ülkede varlığının yol açtığı sıkıntıları ve Irak merkezi hükümetinin terör örgütüne bağlı sözde siyasi partilerin faaliyetlerini yasaklaması kararını AA’ya değerlendirdi.
Irak’ın Duhok kentinde bulunan Nevruz Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Şengali, “PKK, 40 yıldan fazladır Kürdistan Bölgesi ve Irak sınırında askeri faaliyetler yürütüyor, lojistik destek alıyor. Türkiye ile Kürdistan Bölgesi’nin muhtelif bölgelerine saldırı düzenliyor ve yeni saldırılar için plan kuruyor.” dedi.
Bu durumun uluslararası hukuka göre yaşa dışı ve kabul edilemez olduğunu vurgulayan Şengali, bunun IKBY ve Irak’ın güvenliğine yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti.
“PKK, bölgenin ekonomisini çökertti”
Şengali, “1991’den bu yana PKK’nın faaliyetleri daha ziyade Kürdistan Bölgesi sınırları dahilinde oldu. Bu saldırılara bir sınır konulmalı artık.” diyerek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“PKK, bölgenin ekonomisini çökertti. PKK, yüzlerce köyün boşaltılmasına sebep oldu ve halk oralarda tarım faaliyetleri yürütemiyor ve yaşayamıyor. PKK, Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da muhtelif isimlerle kendisine bağlı örgütler kurmuş. Hangi ülkede olursa olsun, kurulu devlete karşı çıkan bir yapıyı kimse kabul etmez.
Çünkü o devletin güvenliği için tehdit unsuru oluşturur. Şu an Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan da budur. Muhtelif isimlerle kendisine bağlı yapılar kurmuş ve tamamen onların politikalarını yürütüyorlar. Şengal’de (Sincar) yaşanan durum da bundan kaynaklı. Oradaki yapılar Şengal’in günlük yaşamı, yeniden inşası ve canlanmasına engel oluşturuyor.”
PKK’ya bağlı yapıların muhtelif isimler adı altında mevcudiyetinin ülke güvenliği için ciddi risk olduğuna dikkati çeken Şengali, PKK’ya bağlı sözde partilerin faaliyetlerinin yasaklanmasını memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.
Şengali, “Irak’ta alınan bu karar siyasi sürece katılmalarını engelleyecek. Yasaklanmaları siyasi sürecin daha iyi yürümesini sağlayacak. Geçen 32 yılda PKK’nın Kürdistan Bölgesi ve Kürtlere zerre kadar bile faydası olmamıştır. Tam tersine daima tehdit unsuru olmuş, parti yöneticilerine yönelik terör eylemleri düzenlemiş, çarşı-pazarları yakmış ve bölge halkının rızkına mani olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Irak attığı bu adımlarla söz konusu yapıların askeri ve siyasi faaliyet yürütmesinin önünü kapattı”
Duhok Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Sami Rekani de “Irak, ülke dışından yönlendirilen ve desteklenen grupların askeri ya da siyasi faaliyet yürütemeyeceğine ve bunun yasak olduğuna karar vermiş oldu.” yorumunu yaptı.
Türkiye ile Irak arasında su kaynakları ve buna benzer alanlarda yapılan ekonomik işbirliği projelerinin güvenlik anlaşmalarını da güçlendirdiğini dile getiren Rekani, Irak’ın varılan anlaşmalar çerçevesinde Türkiye için tehdit unsuru olan konuların azaltılması için bazı adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Iraklı akademisyen Rekani, sözlerini şöyle tamamladı:
“Irak attığı bu adımlarla söz konusu yapıların askeri ve siyasi faaliyet yürütmesinin önünü kapattı. Türkiye’nin Pençe-Kilit operasyonu da Türkiye ile Irak arasında varılan anlaşmanın bir parçası.
Aynı zamanda PKK/YPG’nin Suriye’deki varlığının üzerinde de baskı oluşturmakta. Bu süreç devam etmektedir ancak ABD de PKK/YPG’ye destek veriyor.”