Boğaz ve kanallar, bulundukları ülkelerin stratejik konumunu büyük ölçüde etkiliyor. Süveyş’in yanı sıra sonradan yapılan Panama ve Nikaragua kanalları deniz yollarında gemilerin katettikleri mesafeleri ciddi anlamda kısaltırken, güvenlik risklerini de önemli ölçüde düşürüyor. Bu anlamda dünya genelinde 50’ye yakın önemli kanal bulunuyor.
Söz konusu kanallardan Panama, kuraklığın su seviyesini düşürmesi nedeniyle gündeme geldi. Bu gelişme, iklim değişikliğinin ticaret yollarına olası etkileri konusunu tartışmaya açtı. Uzmanlar, Panama Kanalı örneğinden hareketle gelecekte kutuplardaki buzulların erimesinin yeni ticaret rotalarını ortaya çıkarabileceğini öngörüyor.
“Kutupların erimesiyle yeni ulaşım hatları açılabilir”
Avrasya İncelemeleri Merkezi Kıdemli Analisti Dr. Turgut Kerem Tuncel, AA muhabirine, Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’u birbirine bağlayan Panama Kanalı’nda su seviyesinin düşmesinden kaynaklı gemi trafiğinde tıkanıklık meydana geldiğini söyledi.
Bu durumun sadece jeopolitik meseleler değil iklim değişikliği nedeniyle de ticaret yollarının çeşitlendirilmesinin önemini bir kez daha gösterdiğini belirten Tuncel, şunları ifade etti:
“Tabii bir de kutupların erimesi meselesi var. Arktik bölgede ulaşım hatlarının açılması uzun vadede gündeme gelebilir. Bununla ilgili Rusya, Çin, ABD ve İskandinav ülkeleri arasında mücadele şimdiden başladı. Alternatif ticaret yollarının geliştirilmesi küresel ticaret için önemlidir. Bu çerçevede, kendi coğrafyamız açısından bakarsak, Orta Asya, Güney, Kafkasya ve Türkiye üzerinden geçen ve Asya ile Avrupa’yı karadan bağlayan Orta Koridor’un daha da işlevli hale getirilmesi küresel ticaretin sorunsuz bir şekilde sürdürülmesi açısından önemli bir adım olacaktır.”
Tuncel, Panama Kanalı’nın işlevsiz hale gelmesi durumunda, deniz taşımacılığında tek alternatifin Arjantin’in güney ucuyla Antarktika arasındaki Drake Geçidi olacağını ya da kara yoluyla bağlantı sağlanabileceğini ancak her iki durumda da ulaşım maliyetlerinin artacağını dile getirdi.
“Kanal İstanbul’da yıllık ticaret hacmi beklentisi 8 milyar dolar”
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı da Panama Kanalı’nın, Amerika kıtasının en dar bölgesinde yer alması sebebiyle yıllık ortalama 14 bin geminin Pasifik ve Atlantik okyanusları arasında geçiş yapmasına olanak tanıyan, dünyanın en tanınmış yapay kanallarından biri olduğuna işaret etti.
Şirketler ve ülkelerin, nakliye sürelerini kısaltan, maliyetleri düşüren ve coğrafi avantajlar sunan kanallar gibi kısa yollar arayışını her daim sürdürdüğünü belirten Çomaklı, son 150 yılda kanalların, finanse eden ülkelerin siyasi ve ekonomik amaçlarına hizmet eden büyük projeler haline geldiğini vurguladı.
Çomaklı, Türkiye’nin de içinde yer aldığı Orta Koridor olarak adlandırılan rotanın, Çin menşeli ürünleri Avrupa ve Orta Doğu’ya karadan taşımanın en uygun yolu olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
“Bu stratejik rotanın bir parçası olan Kanal İstanbul Projesi, bu koridoru destekleyerek Türkiye’yi bölgede önemli bir lojistik merkezi haline getirmeyi amaçlamaktadır. Süveyş’te yıllık yaklaşık 6 milyar dolar üzeri, Panama’da yıllık 2 milyar dolar ticaret hacmi getirisi varken, eğer yapılırsa Kanal İstanbul’un yıllık getiri beklentisi 8 milyar dolar seviyesinde.”
Çin’in, Mart 2019’da buz kırıcı gemilerini Kutup İpek Yolu Projesi kapsamında Arktik Okyanusu’na gönderdiğini hatırlatan Çomaklı, şunları kaydetti:
“Kutup İpek Yolu, buzulların altındaki yer altı kaynaklarının, halihazırda dünya yer altı kaynaklarının yüzde 95’ine tekabül ettiğinin öngörülmesi açısından da önemli. Bu anlamda bu rota jeostratejik ve jeopolitik açıdan bölgedeki kıyıdaş ülkeler başta olmak üzere Çin ve diğer küresel güçlerin de odağında bulunuyor. Dünya ticaret hacminin giderek çeşitlenmesi ve artmasıyla bölgesel, iklimsel ve küresel aktörlerin yer yer değişmesi alternatif rotaların her zaman gerekliliğini gözler önüne seriyor.”
Panama Kanalı’ndaki kuraklık, alternatif ticaret güzergahlarının önemini artırdı
Asya ile Avrupa arasında ise ticaret ve ulaşım üç ana koridordan sağlanıyor. Rusya’nın içinde bulunduğu “Kuzey Koridoru”, İran üzerinden geçen “Güney Koridoru” ve Türkiye’nin de dahil olduğu “Orta Koridor” birçok ülke açısından stratejik önem taşıyor. Ancak Kuzey Koridoru’ndaki risklere ek olarak Güney Koridoru da İran’a yönelik ambargolar ve Orta Doğu’daki çatışmalar nedeniyle riskli görülüyor.
Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması için stratejik önem taşıyan ve Türkiye’den başlayarak Kafkaslar’a, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’un önemi her geçen gün artıyor.
“Orta Koridor” önce 2021 yılında Süveyş Kanalı’nda karaya oturan “The Ever Given” isimli gemi sebebiyle gündeme gelmişti. 2022’deki Rusya-Ukrayna Savaşı, Karadeniz’in kuzeyindeki uluslararası ulaşım ve ticaret hattı olan Kuzey Koridoru’nda güvenlik sorunlarını beraberinde getirmiş ve Türkiye’nin de üzerinde bulunduğu Orta Koridor’un önemi daha da artmıştı.
Panama Kanalı’nda yaşanan kuraklık sebebiyle su seviyesinin düşmesiyle gemilerin kanalda sıkışması ve dünya ticaretinde aksamalar yaşanma tehlikesi de gözlerin yeniden alternatif ticaret güzergahlarına çevrilmesine yol açtı.
Söz konusu gelişmeler, Pekin’den Londra’ya uzanan ve yıllık 600 milyar doları aşkın ticaret trafiğinin kalbinde yer alan Orta Koridor’u daha da değerli hale getiriyor.