Gaziantep’te ikna yoluyla güvenlik güçlerine teslim olan terör örgütü PKK/YPG mensubu, ifadesinde, örgüte katıldığı için pişman olduğunu anlattı.
Yaklaşık 7 yıl önce terör örgütü PKK/YPG’ye katılan ve güvenlik güçlerinin ikna çalışmaları sonucu iki hafta önce teslim olan M.A, emniyette verdiği ifadesinde örgüt hakkında bilgiler paylaştı.
Örgüte katılmaya karar verdiğinde “Kobani olayları”nın olduğunu ifade eden M.A, şu bilgileri verdi:
“Bu olaylara arkadaş çevremle birlikte katıldım. İlk önce sokak eylemlerine katıldım. Arkadaş grubumdan yakalananlar oldu. Yakalanan arkadaşların durumunu sormak için bir arkadaşım HDP il binasına gitmişti. O da bana ‘Partiye gittiğini ve bizi örgütün kırsal alanına götürecek şahıslara yönlendirildiğini’ söyledi. Partide kimse doğrudan ‘örgüte göndereceğiz’ demez ancak parti içerisinde örgüte katılım yapacak şahısların takip edeceği yol bilinir. Ona göre yönlendirme yapılır. Yoğun propaganda ile insanlar örgütün kırsal kadrolarına gönderilmek üzere hazır hale getirilir. Ben de Kobani olaylarından etkilenerek katılmaya karar verdim.”
Yasa dışı yollarla Suriye’ye geçerek örgüte katıldığını, silahlı ve ideolojik eğitim aldığını ifade eden M.A, sözde “tim komutanlığı” yaptığını, daha sonra da terör örgüt PKK’nın elebaşılarından Muzaffer Ayata’nın korumalığını yaptığını anlattı. M.A, örgüt elebaşılarının ayda bir toplantı yaptığını ve toplantı yerinin sürekli değiştiğini kaydetti.
Bölücü terör örgütü PKK’nın HDP ve DBP ile irtibatlı olduğunu anlatan M.A, ifadesinde şunları beyan etti:
“HDP ve DBP, PKK terör örgütünün siyasi alanda faaliyet yürüten koludur ve örgüt bunu bu şekilde benimser ve kabul eder. Konum olarak PKK, HDP ve DBP’den üst düzeydedir. HDP ve DBP milletvekillerinin ve parti başkanlarının, eş başkanlarının, PKK/KCK yapılanması sözde ‘başkanlık konseyi’nin tartışmaları sonucu karar verilen kişiler olduğunu biliyorum. Adayların belirlenmesi süreci PKK’dan bağımsız yapılamaz. HDP-DBP yönetiminde PKK/KCK tarafından belirlenen kişiler, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatlarını Irak kırsal alanında örgüte ulaştırırlar. Bu talimatlar yazılı olarak getirilmez, sözlü olarak iletilir.”
M.A, “Leyla Güven’in açlık grevi eylemlerine başlaması ve sonlandırması, PKK/KCK talimatıyla olmuştur. HDP’nin ya da Leyla Güven’in kendi kararı değildir. Bu talimatlar örgütün PKK/KCK’ya bağlı basın organlarınca açıktan ya da şifreli olarak verilir.” ifadelerini kullandı.
Örgüte katıldıktan sonra düşüncelerinin değiştiğini anlatan M.A, şunları kaydetti:
“O dönemlerde madde bağımlısıydım, bulunduğum ortamda Kürtler için ajitasyon yapıyorlardı. Ben de bundan etkilenerek Suriye’ye giderek örgüte katıldım. Katılım yaptıktan belli bir süre sonra kandırıldığımı, bir maşa olarak kullanıldığımı anladım. Her ne kadar kaçmak istesem de denetimlerin sıkı olmasından dolayı kaçamadım. En son kaçtığımda kendi hür irademle Türkiye Cumhuriyeti güvenlik güçlerine teslim oldum. Örgüte katıldığımdan dolayı pişmanım.”