Uzmanlar, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı bulunan bireylere erken dönemde koklear implant (Biyonik kulak) taktırmalarını öneriyor.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Yücel, bilimsel bir etkinlik için geldiği Diyarbakır’da AA muhabirine, dünyada yaklaşık 466 milyon işitme engelli bireyin bulunduğunu, bunların yaklaşık 90 milyonunun 18 yaş altı çocuklardan oluştuğunu söyledi.
Türkiye’de ise her yıl yaklaşık binde 2 ile 3 arası işitme engelli bebeğin doğduğunu belirten Yücel, Türkiye’de son 20 yıldır yeni doğan işitme taraması yapıldığını, bunun erken dönemde işitme kaybını belirlemek için önemli olduğunu kaydetti.
Yeni doğan bebeklerin ilk 72 saat içerisinde işitme kayıplı olup olmadıklarının çok kısa bir testle tespit edilebildiğini dile getiren Yücel, işitme kaybı şüphesi olan bebeklerin referans merkezlere yönlendirildiğini ve burada işitme kaybının derecesine, tipine ve tanı sonrası yapılması gereken uygulamalara ilişkin ailelerin bilgilendirildiğini anlattı.
İşitme kaybına erken müdahalenin çok önemli olduğuna dikkati çeken Yücel, şöyle konuştu:
“Erken müdahale aslında erken tanı, cihazlandırma ve çocuk ile ebeveynin erken eğitim programlarına dahil edilmesidir. Bizler erken işitme cihazlandırma ve programa dahil edilme süreçlerinde hala biraz gecikiyoruz. Oysa normal işiten bebeklerde beyinde yer alan işitme merkezinin gelişiminin yaklaşık yüzde 50’si, yaşamın ilk yıllarında tamamlamış oluyor ama bu süreçte eğer bebek işitme cihazsız ve eğitimsiz kalırsa sonraki süreçler karşımıza daha büyük sorunlarla çıkıyor. Bu da akademik gelişimde, dil ve konuşma becerilerinde ve ileriki dönemde meslek edinme süreçlerinde önüne geçemeyeceğimiz sorunlara sebep olabiliyor.”
“Normale yakın bir işitme sağlanması amaçlanıyor”
Koklear implantın ileri ve çok ileri derecedeki işitme kayıplı bireyler için dizayn edildiğini belirten Yücel, koklear implantın adeta normal işitmeyi taklit eden bir cihaz olduğunu kaydetti.
İmplantın, belirli koşulları sağlayan 0-4 yaş arasında işitme kaybı tanısı almış ve işitme cihazından yeterince yarar göremediği tespit edilen küçük çocuklar veya sonradan işitme kaybı olan bireylere uygulandığını ifade eden Yücel, şöyle dedi:
“Koklear implant iç parça ve dış parça dediğimiz iki bölümden oluşuyor. İç parçalar iç kulakta yer alan salyangozun yani kokleanın görevini yapıyor. Burada elektrot aracılığıyla elektriksel uyarımlar direkt olarak beyne ses sinyali olarak gönderiliyor. Adeta bir bilgisayar aracılığıyla bunlar sese dönüştürülüyor ve beyin bunu ses olarak algılıyor. Dış parçanın programları sayesinde de her bireyin kendine özgü işitme seviyesi ve kapasitesi belirlenerek programlar yapılıyor ve normale yakın bir işitme duyusu sağlanması amaçlanıyor. Koklear implant bence bu yüzyılın mucizelerinden birisi çünkü hiçbir engel grubunda engeli bu derece aşabildiğimiz olmuyor. Erken dönemde koklear implant uyguladığımız veya erken müdahale ettiğimiz küçük çocuklar şu anda artık diş hekimi, doktor, avukat, tüm çocuklarımız yaşıtları gibi eşit imkanlara sahip olabiliyor.”
Koklear implantın her yaştaki işitme kayıplı bireye uygulanabileceğini anlatan Yücel, ancak ameliyatın iyi sonuç verebilmesi için işitme kaybı süresinin çok önemli olduğunu kaydetti.
Yücel, koklear implant ameliyatının yaşlılara dahi uygulandığını ve çok iyi sonuçlar elde edildiğine dikkat çekti.
İşitme engelli bireylerin ailelerine çağrıda bulunan Yücel, “Çocuklarına işitme kaybı tanısı konmuşsa ve uzmanlar tarafından işitme cihazından yarar sağlanamadığı tespit edilmişse tereddüt etmeden bu konuda uzman olan merkezlere başvurarak koklear implant ameliyatlarını yaptırsınlar.” ifadelerini kullandı.
Çukurova Üniversitesi Kulak, Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzman Eğitim Odyoloğu Rasim Şahin de erken dönemde takılan koklear implant sayesinde çocukların yaşıtları gibi gelişim sağladığını dile getirdi.
Koklear implantın önemli bir buluş olduğunu belirten Şahin, şöyle devam etti:
“İşitme engelli çocuklar ya işitme cihazıyla ya da koklear implant ile işitebiliyor. Uygun bir rehabilitasyonla bu çocuklar yaşıtları gibi dil gelişimine sahip olarak normal okullara gidip çok başarılı olabiliyorlar. Geçen yıl doğuştan, çok ileri derecede işitme kaybı olan ve erken dönemde implantladığımız bir öğrencimiz, LGS’de çok iyi derece elde etti. Türkiye derecesi yaparak bulunduğu ilde birinci sıradan Fen Lisesi’ne girdi. Bunun yanı sıra tıp fakültesi ve mühendislik okuyan çocuklarımız var. Amacımız bu çocukları üretken hale getirmek. Ülkesi, milleti ve vatanı için üretken insanlar olmalarını sağlamaktır.”