Georgieva, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda (WEF) “Küresel Ekonomik Görünüm” başlıklı panele katıldı.
Georgieva, “2022’nin zor bir yıl olacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte birçok ülkede emtia fiyat şoku geliyor. Özellikle dikkatinizi çekmek istediğim şok, geçen haftaki tam fiyat şoku. Çünkü belki de ekonominin daha zorlu sulara girdiği hissi. Petrol fiyatı düştü ama gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Gıda fiyatlarındaki yükselişin gerekçelerine değinen Georgieva, “Büyüme yavaşladığında benzin kullanımını azaltabiliriz ama her gün yemek durumundayız. Küresel olarak makul bir fiyatla yiyeceğe erişim konusundaki endişe çatı misali üzerimizde duruyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu yılın başında Kovid-19’la mücadelede aşıların üretilmesinin ve uygulanmasının küresel ölçekte karantinaları da sonlandıracağının düşünüldüğünü hatırlatan Georgieva, buna rağmen halihazırda Çin’de devam eden salgınının tedarik zincirinde aksamalara sebebiyet verdiğini söyledi.
IMF Başkanı Georgieva, “(Ukrayna’daki) Savaşla birlikte enflasyonu körükleyen düşünülemez şokların olabileceğini öğrendik. Bu anlamda şoka daha yatkın bir dünyada yaşadığımız yönünde daha geniş bir ders aldık.” ifadelerini kullandı.
Georgieva, Ukrayna ekonomisinin bu yıl en az yüzde 35-40, Rusya ekonomisinin ise yüzde 11,5 ile daralma resesyona girmesinin beklendiğini, Mısır, Sri Lanka ve Lübnan gibi ekonomilerde ekonomik zorlukların hissedildiğini belirtti.
Son dönemde küresel ekonomiyi derinden etkileyen pek çok konunda alınması gereken bazı önemli derslerin olduğunun altını çizen Georgieva, “Üst üste gelen krizlerin ardından alabileceğimiz ders şu; düşünülemeyeni düşünün. (Salgınla birlikte) ekonominin durdurulması düşünülemezdi. Avrupa’da bir savaş ortaya çıkana kadar düşünülemezdi. Kaç kere daha düşünülemeyecek durumlar meydana gelecek?” diye konuştu.
Ekonomilerin dirençli olması için bir bütün olarak tüm unsurlarıyla hazırlıklı ve sağlıklı olması gerektiğini belirten Georgieva, örneğin sadece dirençli bir bankacılık sisteminin, sosyal meseleler, insanların çalışma koşulları ve gelecek nesillere aktarılabilecek daha dirençli bir dünya olmaksızın yeterli görülemeyeceğini kaydetti.