Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, küresel ve ulusal düzeyde finansal istikrarın korunması için yatırım fonlarının dayanıklılığının artırılması gerektiğini ifade etti.
Georgieva, yatırım fonları ve finansal istikrara ilişkin video konferans yöntemiyle düzenlenen panelin açılışında konuştu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle geçen yıl büyük bir ekonomik şok ile karşı karşıya kalındığını anımsatan Georgieva, ancak alınan olağanüstü parasal ve mali önlemler sayesinde bir başka küresel finansal krizle karşı karşıya kalınmadığını aktardı.
Georgieva, geçen yılki deneyimin yatırım fonu sektörü için daha az teşvik edici olduğunu belirterek, krizin ele alınmadığı takdirde küresel finansal istikrarı etkileyebilecek temel kırılganlıkları açığa çıkardığını dile getirdi.
Birçok yatırım fonunun finansal piyasadaki çalkantıdan büyük ölçüde etkilendiğine işaret eden Georgieva, ilk şokun hızlı fon çıkışları ve varlıkların hızlı satışıyla daha da güçlendiğini anlattı.
Georgieva, “Bugün küresel ekonomik toparlanma devam ediyor, ancak varlık değerlemelerinin uzamasına ilişkin endişeler de dahil olmak üzere artan bir belirsizlik var. Bu nedenle politika yapıcıların ve düzenleyicilerin yatırım fonlarını yakından takip etmeleri şaşırtıcı değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Son yirmi yılda banka dışı finansal kuruluşların küresel finansal varlıkların yaklaşık yüzde 50’sini elinde tutacak kadar önemli bir rol oynamaya başladıklarına dikkati çeken Georgieva, yatırım fonlarının refah için hayati önem taşıdığını aktardı.
Georgieva, “Ulusal ve küresel düzeyde finansal istikrarı korumak istiyorsak, yatırım fonlarının dayanıklılığını artırmamız gerekiyor.” dedi.
Politika yapıcıların likidite riski yönetimini güçlendirmeye öncelik vermesi gerektiğini vurgulayan Georgieva, yatırım fonları alanında daha kuralcı düzenleyici yaklaşımlara yer olduğuna inandıklarını ifade etti.
Georgieva, bu alanda bankacılık sektöründe öğrenilen derslerden yararlanılabileceğini belirterek, küresel finansal krizden sonra uygulamaya konan daha güçlü düzenleyici çerçeveler sayesinde bankalarda risk yönetiminin önemli ölçüde güçlendiğini dile getirdi.