Uluslararası Para Fonu (IMF), ekonomik reformlarda geniş toplumsal desteğe ihtiyaç olduğunu belirterek, politika yapıcıların, büyümeye yönelik reformları tasarlarken güven ve kamuoyu desteği oluşturmak için etkili iletişimi benimsemesi gerektiğini ifade etti.
IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun “Yapısal Reformların Sosyal Kabul Edilebilirliğini Anlamak” başlıklı bölümünü yayımladı.
Fon yetkililerinin söz konusu bölüme ilişkin kaleme aldığı blog yazısında, küresel ekonominin büyük ölçüde yaşlanan nüfus, zayıf işletme yatırımları ve sermaye ile emeğin en verimli olabileceği yere akmasını engelleyen yapısal uyuşmazlık nedeniyle düşük büyüme vitesinde sıkışmış durumda olduğu vurgulandı.
Bazı ülkelerin daha da geride kalmaya hazırlandığına işaret edilen yazıda, bunun ekonomik reformları daha da acil hale getirdiğine dikkat çekildi.
Yazıda, belirli politika öncelikleri ülkeler arasında farklılık gösterse de birçok ekonominin yeni işletmeler için pazara girişi kolaylaştırma, mal ve hizmet sunumunda rekabeti teşvik etme, çalışanları iş gücünde kalmaya teşvik etme ve göçmen çalışanları daha iyi entegre etme ihtiyacını paylaştığı belirtildi.
Bu tür reformlarda geniş toplumsal desteğe ihtiyaç olduğu kaydedilen yazıda, küresel mali krizden bu yana halkın hoşnutsuzluğunun da arttığı ifade edildi.
Yazıda, güven ve kamuoyu desteği oluşturmak için politika yapıcıların iletişimi iyileştirmeleri, reformları tasarlarken kamuoyunu dahil etmeleri gerektiği vurgulandı.
“Politika yapıcılar araç setlerini geliştirmeli”
Kişisel inançlar, algılar ve diğer davranışsal faktörlerin reformlara yönelik kamu tutumlarını şekillendirdiğine işaret edilen yazıda, reform ihtiyacı ve politikaların etkilerine ilişkin bilgi ve yanlış algıların politika desteğindeki farklılıkların birincil belirleyicisi olduğu belirtildi.
Yazıda, reform karşıtlarının genellikle kendilerinden çok, özellikle en savunmasız olanlar olmak üzere, toplumları üzerindeki etki konusunda endişelendiğine vurgu yapılarak, güven eksikliğinin de reformlara karşı muhalefeti körükleyebileceği kaydedildi.
Çok yönlü bir stratejinin yapısal reformlara karşı direnci azaltabileceği belirtilen yazıda, etkili iletişim, yetkililer ve kamuoyu arasında iki yönlü diyalog, reformların bazı gruplara zarar verebileceğini kabul ederek bu etkileri azaltmaya yönelik önlemler ile güvenin reformlara desteği artıracağı belirtildi.
Yazıda, politika yapıcıların bu stratejiyi geliştirmek ve reformları daha kabul edilebilir hale getirmek için araç setlerini geliştirmeleri gerektiği ifade edildi.