Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel kamu borcunun GSYH’ye oranının bu yıl 2021’e göre 2,6 puan azalışla yüzde 94,4’e gerilemesinin beklendiğini ancak Rusya-Ukrayna savaşının mali görünüm için “yüksek belirsizlik” yarattığını duyurdu.
IMF, Mali İzleme Raporu’nun Nisan 2022 sayısını “Pandemiden Savaşa Maliye Politikası” başlığıyla yayımladı.
Raporda, belirsizliğin sürdüğü, salgından savaşa geçtiği aktarıldı.
Can kayıpları, sefalet ve altyapının yıkıma uğramasının yanı sıra savaşın insanların yerinden edilmesine, insan sermayesinin kaybına, emtia piyasalarının bozulmasına ve enflasyonun daha da artmasına neden olduğu belirtilen raporda, “Daha yüksek gıda ve enerji fiyatları, toplumsal huzursuzluk risklerini artırıyor.” denildi.
Raporda, maliye politikasının, toplumun en kırılgan kesimlerini yüksek ve artan gıda ile enerji fiyatlarının hanehalkı bütçeleri üzerindeki etkisinden koruyabileceği, hükümetlerin tepkilerinin yüksek ve artan enflasyon, büyümedeki yavaşlama, yüksek borç ve sıkılaşan kredi koşullarının zorlu arka planına karşı şekilleneceği kaydedildi.
IMF raporunda, “Merkez bankaları enflasyonla mücadele için faiz oranlarını artırdıkça, bütçe kısıtlamaları giderek daha bağlayıcı hale geliyor.” ifadesi yer aldı.
“Borç görünümü etrafında büyük riskler var”
Enflasyon beklentileri ve enflasyon oynaklığının artması halinde devlet tahvillerinin yatırımcılar için daha az çekici hale geleceği ve borçlanma maliyetlerin yükseleceği belirtilen raporda, savaşın tüm sonuçları ile Rusya’ya uygulanan yaptırımların etkileri bilinmediğinden ve ülkeler arasında farklılık göstereceğinden mali görünümün yüksek belirsizliğe tabi olduğu vurgulandı.
Raporda, küresel açıklar ve borcun rekor seviyelerden düştüğü ancak görünüm etrafındaki risklerin son derece yüksek olduğu ve kırılganlıkların arttığı kaydedildi.
Küresel kamu borcunun GSYH’ye oranının 2022’de geçen yıla kıyasla 2,6 puan azalarak yüzde 94,4’e gerilemesinin beklendiği aktarılan raporda, orta vadede ise yaklaşık yüzde 95 ile salgın öncesine göre 11 puan daha yüksek seviyede istikrar kazanmasının öngörüldüğü bildirildi.
Raporda, “Özellikle ekonomik büyüme hayal kırıklığı yaratırsa veya enflasyon dinamikleri şaşırtmaya devam ederse açıklar ve borç görünümü etrafında büyük riskler var.” değerlendirmesine yer verildi.
Dünyanın dört bir yanında hükümetlerin ekonomilerini uluslararası enerji ve gıda fiyatlarındaki artıştan korumak için önlemler aldığı belirtilen raporda, bu tür önlemlerin kırılgan hanelerin ve sosyal uyumun korunmasına yardımcı olabileceği ancak istenmeyen sonuçlara ve büyük mali sonuçlara da neden olabileceği kaydedildi.
Raporda, birçok durumda ülkelerin yerel fiyatlardaki artışı sınırlamak için vergi kesintileri veya hibe sübvansiyonları gibi talep ve arz arasındaki küresel dengesizlikleri daha da kötüleştirebilecek, uluslararası fiyatlar üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskı oluşturabilecek, enerji veya gıda kıtlığına yol açabilecek önlemler aldığı anımsatılarak, yerel fiyatların ayarlanmasına izin verirken kırılgan hanelere hedef odaklı, geçici ve doğrudan destek sağlamanın daha iyi bir çözüm olacağı aktarıldı.