Ülke basınında yer alan haberlere göre, Cameron, dün akşam başkent Londra’da Arap ülkelerinin büyükelçilerinin de katıldığı Muhafazakar Parti’nin Orta Doğu Konseyi’nin düzenlediği resepsiyonda İsrail-Filistin meselesine ilişkin konuştu.
Cameron, Orta Doğu’da barışı teşvik için Filistinlilerin “iki devletli çözüme doğru geri dönüşü olmayan ilerleme kaydedileceğini görebilecekleri siyasi ufka” sahip olmaları gerektiğini belirtti.
Ülkesinin, bir Filistin devletinin neye benzeyeceğini ortaya koyma sorumluluğu olduğunu söyleyen Cameron, bu devletin nelerden oluşacağını ve nasıl işleyeceğini belirlemeye başlamaları gerektiğini kaydetti.
Cameron, “Bu gerçekleştiğinde, müttefiklerimiz ile Birleşmiş Milletler (BM) dahil bir Filistin devletinin tanınması konusunu ele alacağız. Bu süreci geri döndürülemez hale getirmeye yardımcı olacak şeylerden biri de bu olabilir.” dedi.
İngiliz Bakan, ayrıca, İsrail’i Gazze’ye daha fazla insani yardım girmesine izin vermeye çağırdı ve hayati önem taşıyan yardımların sınırdan geri gönderilmesinin “gülünç” olduğunu söyledi.
“Son 30 yıl İsrail için başarısızlık öyküsü”
Bakan Cameron, Son 30 yılın vatandaşlarına güvenlik sağlayamadığı gerekçesiyle İsrail için “başarısızlık öyküsü” olduğunu, ancak bu başarısızlığı kabul ederek barış ve ilerleme sağlanabileceğini aktardı.
Cameron, “Nihayetinde bu İsrail için bir başarısızlık hikayesidir çünkü evet, büyüyen bir ekonomileri vardı, yaşam standartları yükseliyordu, savunmaya, güvenliğe, duvarlara ve diğer şeylere yatırım yaptılar ama bir devletin en çok istediği şeyi, her ailenin istediği şeyi, yani güvenliği sağlayamadılar.” diye konuştu.
– Filistinli Büyükelçi Zomlot: “Bu tarihi bir adım”
Filistin’in İngiltere’deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot da Cameron’ın açıklamalarına ilişkin X’ten yaptığı paylaşımda, bunun “tarihi bir adım” olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Zomlot, ilk kez bir İngiltere Dışişleri Bakanının, Filistin Devleti’ni iki taraflı olarak ve BM’de tanımayı “sonuçtan ziyade barışçıl çözüme katkı” olarak gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“İngiltere’nin Filistin devletini tanıması, hem Filistinlilerin hakkı hem de İngiltere’nin ahlaki, siyasi, hukuki ve tarihi sorumluluğudur. Uygulanması halinde Cameron Deklarasyonu, İsrail’in Filistin devleti üzerindeki veto yetkisini ortadan kaldıracak, iki devletli sonuca yönelik çabaları artıracak ve sömürgeci İngiltere’nin Balfour Deklarasyonu ile Filistin halkına yapılan tarihi haksızlığı düzeltmeye başlayacaktır.”
İsrail’in Gazze’yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim 2023’te kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 11 bini çocuk, 7 bin 500’ü kadın olmak üzere 26 bin 751 Filistinli öldürüldü, 65 bin 636 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 220’si karadan işgal sürecinde olmak üzere 557 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 381 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 30 Lübnanlı sivil ve 176 Hizbullah mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 10 İsrail askeri öldü.