Fleming, “Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü” adlı düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen toplantıda, Pekin’in ekonomik ve teknolojik gücünü, içeride toplum üzerinde baskı kurmak ve dışarıda etkisini ve kontrolünü arttırmak için kullandığını savundu.
Çin’in “teknoloji eko-sistemlerini biçimlendirme yoluyla dünyada kendisine stratejik avantaj sağlamaya çalıştığı” görüşünü dile getiren Fleming, “Çin devletinin teknoloji alanında siyasi güdülerle attığı adımlar aciliyeti artan ve ivedilikle ele alınması gereken bir problemdir. Bu adımlar ulusal güvenliğin tanımını değiştirip çok daha geniş bir kavram haline getiriyor. Teknoloji artık yalnızca bir fırsat, rekabet ve iş birliği alanı değil, kontrol değerler ve etki için mücadele edilen bir savaş alanı haline geldi.” dedi.
Fleming, Çin’deki tek parti iktidarının ülke nüfusunu kontrol altında tutmaya çalıştığı, diğer ülkeleri de “potansiyel rakip veya müşteri, tehdit edilecek, menfaatle kandırılacak veya zorlanacak devletler” olarak gördüğü yorumunu yaptı.
Pekin’in daha fazla kontrol için küresel internet altyapısını bölmeye çalıştığına dikkati çeken Fleming, merkez bankalarının dijital para birimlerini, kullanıcıların para transferleri izleyebilmenin ve gelecekte Ukrayna savaşının ardından Rusya’ya uygulanan benzer yaptırımlardan kaçınmanın aracı olarak gördüğünü öne sürdü.
Fleming, Çin’in dünya genelinde kullanılan Küresel Konumlama Sistemi’ne (GPS) rakip olarak geliştirdiği BeiDou uydu sisteminin güçlü uydu savar kabiliyetleri ile donatılabileceğine, bu yolla savaş halinde diğer ülkelerin uydu erişimini engellemek için kullanılabileceğine işaret etti.
Dünyanın bir “kader anına” yaklaşmakta olduğunu, şu an önemsiz görünen detayların ileride kritik ağırlık kazanabileceğini vurgulayan Fleming, Batılı şirketlere ve araştırmacılara, “fikri mülkiyet korumalarını güçlendirme” ve “gelişmekte olan ülkeleri Çin’in teknoloji vizyonunu benimseyip geleceklerini ipotek altına almaktan alıkoyacak alternatifleri geliştirme” çağrısında bulundu.
Demokratik ülkelerin kuantum bilişimi gibi ileri teknoloji alanlarında geri kalmanın bedelini göze alamayacağının altını çizen Fleming, dünya mikroçip üretiminin üçte ikisini gerçekleştiren Tayvan ile Çin arasındaki egemenlik ihtilafının küresel büyümenin motoru olan sektördeki tedarik zincirlerini kırılgan hale getirdiğine dikkati çekti.
“Rusya kan kaybediyor”
Rusya-Ukrayna savaşına da değinen Fleming, “Rusya kan kaybediyor. Mahkumların cepheye sürülmesi, on binlerce deneyimsiz yedeğin kısmi seferberlikle askere alınması çaresiz halde olduklarını gösteriyor.” diye konuştu.
Siber güvenlik ve istihbarattan sorumlu GCHQ, MI5 ve MI6 ile birlikte ülkenin üç istihbarat sacayağından birini oluşturuyor.
MI6 Direktörü Richard Moore ise geçen yıl yaptığı bir konuşmada, “Çin’in, İngiltere ve müttefikleri için en büyük tehditlerden biri” olduğu görüşünü dile getirmişti.