Sunak, dün gece İngiltere Parlamentosunun Avam Kamarasında onaylanarak Lordlar Kamarasına gönderilen “yeni Ruanda planı”yla ilgili basın bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Lordlar Kamarasındaki muhalefet üyelerine “yeni Ruanda planı” olarak bilinen Ruanda’nın Güvenliği Yasa Tasarısı’nı onaylama çağrısı yapan Sunak, ülkeye düzensiz göçü engellemek amacıyla attıkları adımlara değindi.
Avrupa’ya düzensiz göçün arttığı 2023 yılında İngiltere’ye düzensiz göçün 4’te 3 azaldığına dikkati çeken Sunak, yeni Ruanda planının düzensiz göçü daha da düşüreceğini savundu.
Sunak, ana muhalefetteki İşçi Partisini plana destek vermemekle eleştirerek, şunları dile getirdi:
“İşçi Partisi yönetimde olsaydı Ruanda planı olmaz, son bir yıldaki ilerleme olmaz ve ilk basamağa geri dönerdik. Manş Denizi’ni geçen düzensiz göçmen botlarının sayısı artar, insan kaçakçılarına yeşil ışık yakmış olur, onların bu yasa dışı ticari faaliyetlerine izin vermiş olurduk. Böylece daha çok düzensiz göçmene barınak sağlamak ve daha çok insanın Manş Denizi’ni geçerken boğulmalarını izlemek zorunda kalırdık.”
“(AİHM kararı) Kural 39’u görmezden geleceğimi soruyorsanız cevabım: Evet”
Toplantının soru-cevap bölümünde düzensiz göçü durdurma ve göçmenleri sınır dışı etmeye yönelik diğer planlara ilişkin soruyu yanıtlayan Sunak, 7 bin düzensiz göçmene ait banka hesabının kapatıldığını, 20 bin kişinin ülkelerine sınır dışı edildiklerini ve bunların yaklaşık 5 bininin Arnavutluk’a döndüklerini söyledi.
Düzensiz göçmenlere yönelik baskınların ve sınır kontrollerinin artırıldığını kaydeden Sunak, kendi partisinden Ruanda planına gelen tepkiler ve hakkında başlatılan “güvensizlik oyu toplama” çabalarına ilişkin, “İngiltere vatandaşlarına sözünü verdiğim plana sadık kalmakla ilgileniyorum.” dedi.
Sunak, sınır dışı edilen düzensiz göçmenleri Ruanda’ya taşıyacak uçakların yılın ikinci yarısında yapılması planlanan genel seçimler öncesi kalkıp kalkamayacağına ilişkin soruyu, “Bunu mümkün olan en kısa sürede yapmak istediğimi açıkça söyledim. Şimdi karar Lordlarda. Bu konunun ülkenin, hükümetin ve parlamentonun önceliği olduğu konusunda çok netiz. Lordlar Kamarasının uçuşlara başlamamız için mümkün olan en kısa sürede bu tasarıyı onaylaması gerektiğini düşünüyorum.” diyerek yanıtladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Haziran 2022’de geçici tedbir kararı (Kural 39) alarak Ruanda’ya sınır dışı edilen ilk göçmenleri taşıyan uçağı durdurmasına, yeni planın Kural 39’u ve dolayısıyla uluslararası hukuku ihlal edeceği eleştirilerine yönelik soru üzerine Sunak, şunları söyledi:
“Herhangi bir yabancı mahkemenin bizi (Ruanda’ya giden) uçakları kaldırmaktan ve caydırıcılığı çalışır halde tutmaktan alıkoyamayacağını açıkça söylüyorum. Bu tasarıda açıkça kararların bakanlar tarafından alınacağı yazıyor. Parlamento da bunu onayladı. Tasarı, yerel mahkemelerin de kararlara saygı duyması gerektiğini de açıkça söylüyor. Bunları uygulamaya hazır olmasaydık tasarıya bu ifadeleri koymazdık. Bana Kural 39’u görmezden geleceğimi soruyorsanız cevabım: Evet. Bu sorunu çözmek çok önemli ve her şeyi doğru yaptığımıza inanıyorum. Her zaman insanların dikkatli olarak incelememizi isteyeceği özel durumlar olacaktır ancak Kural 39’a rağmen devam etmemizi gerektiren koşullar var mı? Cevap: Evet.”
“Her gün Ruanda uçaklarının kalkması için çalışıyorum”
Sunak, Ruanda planının düzensiz göç ve göçmenlere karşı halihazırda yürütülen çalışmaları hızlandıracağının altını çizerek, son bir yılda göçmenlerin yerleştirildiği 50 otelin boşaltıldığını, sığınma taleplerinin biriktiği sistemde son 20 yılla kıyaslandığında en hızlı kararın geçen yıl alındığını belirtti.
Sistemdeki yığılmayı azalttıklarını kaydeden Sunak, Ruanda’nın plan hayata geçmezse aldığı parayı geri ödeyeceğine yönelik ifadeler konusunda, “Ben, her gün Ruanda uçaklarının kalkması için çalışıyorum.” dedi.
Geçen yıl kasım ayında Yüksek Mahkemenin, Ruanda planını yasalara aykırı bulmasının ardından hükümetin hazırladığı yeni Ruanda planı aralıkta meclise gelmişti.
Plan, dün gece Avam Kamarası’ndaki üçüncü okumada 276 “Hayır” oyuna karşı 320 “Evet” oyuyla kabul edilmiş ve Lordlar Kamarası’na gönderilmişti.
Lordlar Kamarası’nın onaylaması halinde tasarı, Kral 3. Charles’ın onayına sunulacak. Lordlar, tasarıyı yeniden görüşülmek üzere Avam Kamarası’na da gönderebilecek.