İngiltere Dışişleri Bakanlığından Cenevre görüşmelerinden önce yapılan açıklamada, İngiltere’nin Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözümüne destek verdiği ve bölgedeki gerginliklerin çözülmesinde kilit rol oynamaya devam ettiği bildirildi.
Açıklamada, Kıbrıslı tarafların, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılımıyla düzenlenecek 5+BM formatındaki Kıbrıs konulu gayriresmi toplantının süreci ilerletmek için fırsatlar sunduğuna dikkat çekildi.
Konferansa Raab’ın katılacağının hatırlatıldığı açıklamada, “Dışişleri Bakanı, ticaret, yatırım ve turizm konularında daha büyük fırsatlar içeren, aynı zamanda bölgedeki güvenlik ve istikrarı güçlendirecek ‘yeniden birleşmiş Kıbrıs’ın potansiyeline vurgu yapacak.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Raab, konferansın Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm getirmeyi amaçlayan müzakereleri yeniden başlatmak için fırsat sunduğunu, tüm tarafların toplantıya yaratıcı ve esnek yaklaşmasını umduklarını aktardı.
Toplantı 3 gün sürecek
BM öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılımıyla düzenlenecek 5+BM formatındaki Kıbrıs konulu gayriresmi toplantı 3 gün sürecek.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katılacağı toplantıda, tarafların yakın gelecekte Kıbrıs meselesine kalıcı çözüm bulunabilmesi amacıyla müzakere edebilecekleri “ortak bir zeminin” olup olmadığı tespit edilecek.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Rum kesimi ve Yunanistan’ın 53 yıldır müzakere edilen ancak başarısızlıkla sonuçlanan federasyon ısrarına karşın Ada’nın gerçeklerine uygun olan “iki devletli çözümün” masaya gelmesini istiyor.
Türkiye’nin garantörlüğü, Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı, KKTC’nin egemenliği ve siyasi eşitliğinin kırmızı çizgileri olduğunu ifade eden Kıbrıs Türk tarafı, bunlardan asla vazgeçilemeyeceğini her fırsatta vurguluyor.
Rum tarafı, bugüne kadar Kıbrıs meselesinin çözümüne fayda sağlamayan BM parametrelerinin değişmemesi gerektiği ve müzakerelerin bu temelde devam etmesi gerektiğini ileri sürüyor.
Öte yandan Rumlar, Türk tarafının Kapalı Maraş’ın tamamen açılmasına yönelik planlamalarını sona erdirmesi ve Doğu Akdeniz’deki Türk faaliyetlerini sonlandırması şeklindeki dayatmalarını, Avrupa Birliği’ni (AB) ve diğer uluslararası aktörleri arkasına alarak sürdürüyor.