Londra merkezli “Riverway Law” adlı hukuk firmasından yapılan yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığının, 24 yaşındaki İsrail vatandaşı Filistinlinin, İsrail’e geri gönderilmesi halinde zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu gerekçesiyle sığınma hakkı verdiğini duyurdu.
Açıklamada, söz konusu kararın, Bakanlığın talebi reddetme yönündeki ilk kararını savunacağı mahkeme duruşmasından 24 saatten kısa bir süre önce alındığı kaydedildi.
Güvenlik gerekçesiyle gerçek kimliği gizli tutulan ve “Hasan” olarak adlandırılan kişinin göçmenlik mahkemesine sunduğu belgelerde, İsrail’in Filistinli vatandaşları üzerinde “apartheid” tahakküm sistemi uyguladığını iddia ettiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Ayrıca, mahkemeye, İngiltere’deki Filistin dayanışması aktivizmi ve siyonizm karşıtı siyasi görüşleri nedeniyle daha fazla zulüm riski altında olduğuna dair kanıtlar sunmuştur. Hasan’ın davası, kısmen uzmanlar ve STK’lar tarafından son yıllarda yayınlanan ve İsrail’in kontrolü altındaki tüm bölgelerde Filistinlilere karşı uluslararası apartheid suçuna varan baskı ve tahakküm sistemi uyguladığı sonucunu ortaya koyan çok sayıda rapora dayanmaktadır. Hasan’ın davası aynı zamanda Uluslararası Adalet Divanının Güney Afrika-İsrail davasında yakın zamanda verdiği ara karara da dayanmaktadır. Bu kararda Divan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog dahil İsrail’in en üst düzey devlet adamlarının açıkça soykırımcı söylemlerine atıfta bulunmuştur.”
Açıklamada, İçişleri Bakanlığının sığınma hakkı verme kararının, İngiltere’de ve başka yerlerde sığınma talebinde bulunan diğer Filistinliler için geniş çaplı sonuçlar doğurabileceğine işaret edildi.
Söz konusu davanın, tüm devletler için bağlayıcı olan 1951 Mülteci Sözleşmesi ve 46 üye devleti bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) dayandığı vurgulanan açıklamada, ilke olarak, dünyanın başka yerlerinde sığınma talebinde bulunan Filistinlilerin, İsrail apartheid sisteminden korunma taleplerini desteklemek için İngiltere İçişleri Bakanlığının bu tavizine işaret edebileceği kaydedildi.
“Bakanlığın sığınma hakkı verme kararını memnuniyetle karşılıyoruz”
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Hasan’ın hukuk danışmanı Taher Gulamhussein, İsrail’in apartheid devleti olması sebebiyle, Gazze, Batı Şeria ve hatta kendi sınırları olarak kabul edilen yerler dahil “İsrail’in baskısının, kontrolü ve otoritesi altındaki tüm Filistinlileri kapsadığını anlamanın çok önemli olduğunu” bildirdi.
Gulamhussein, bu nedenle, İngiltere İçişleri Bakanlığının bu temel gerçeği kabul ederek müvekkiline sığınma hakkı verme kararını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
“İsrail’in, ideolojisi siyonizm olan apartheid rejimi artık her türlü makul şüphenin ötesinde”
Hasan’ın avukatı Franck Magennis de İsrail’in, ideolojisi siyonizm olan apartheid rejimi tarafından yönetildiğinin, artık her türlü makul şüphenin ötesinde olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Magennis, “Bu rejim, Filistinlileri sözde ‘Yahudi devletinin’ ırksal saflığına yönelik demografik bir tehdit olarak görmektedir. Bu kararın İçişleri Bakanlığının düşüncesinde bir dönüm noktası olmasını umuyor ve dünya çapındaki hükümet ve mahkemeleri, İsrail hükümetinin kalbindeki şiddetli Filistin karşıtı ve İslamofobik ırkçılığı tanımaya çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Sadece kendim için değil, apartheid rejimi altında yaşayan tüm Filistinliler için bir zafer”
İsrail vatandaşı Filistinli Hasan da bu kararın, sadece kendisi için değil, apartheid İsrail rejimi altında yaşayan tüm Filistinliler için zafer olduğunu vurguladı.
Hasan, şunları kaydetti:
“İngiliz hükümeti, mahkemeye adım atmaya bile gerek duymadan, Filistinlilerin özgürlük mücadelesinin sadece Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı kalmaması gerektiğini, İsrail yönetimi altındaki tarihi Filistin’in tüm bölgelerini kapsaması gerektiğini kabul etmiş oldu. Davama destek veren herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Yardımlarınız olmasaydı bu noktaya gelemezdim.”