İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Londra’nın Çin kaynaklı stratejik ve ekonomik güvenliğe ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde iletişimi sürdürme ve ilişkilerde yeni bir denge bulma hedefiyle Pekin’i ziyaret etti.
Pekin’de Çin Devlet Devlet Başkanı Han Cıng ve Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüşen Cleverly, 5 yıl aradan sonra Çin’i ziyaret eden ilk İngiltere dışişleri bakanı oldu.
İngiltere’den en son, Theresa May’in liderliğindeki Muhafazakar Parti hükümetinin Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Temmuz 2018’de Pekin’i ziyaret etmişti.
Çin tarafı Cleverly’nin görüşmelerine ilişkin henüz resmi açıklama yapmazken devlet medyasına yansıyan haberlere göre, taraflar ilişkileri yeniden istikrara kavuşturmak için diyaloğu sürdürme konusunda mutabakata vardı.
Çin devlet televizyonu CCTV’nin haberine göre, Devlet Başkanı Yardımcısı Han, Cleverly ile görüşmesinde, Çin ve İngiltere’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri olarak, “küresel riskler ve sorunlar karşısında birbirlerinin endişelerini ve temel çıkarlarını gözetmesi gerektiğini” vurguladı.
Han, “Çin ve İngiltere, küresel barışın gelişimini teşvik etmek için uluslararası ve bölgesel konularda iletişimi sürdürmeli.” ifadesini kullandı.
Ekonomik ve ticari işbirliğinin, Çin-İngiltere ilişkilerinin “sağlıklı ve istikrarlı gelişiminin temeli” olduğunu vurgulayan Han, her iki hükümetin de diğer ülkelerin şirketler için iyi bir iş ortamı sağlaması ve pratik işbirliği için yeni büyüme alanları keşfetmesi gerektiğini belirtti.
Haberde Clevery’nin de Çin’in uluslararası yönetimdeki rolünün öneminin altını çizerek “üst düzey temasların ve stratejik iletişimin sürdürülmesinin” gereğine işaret ettiği kaydedildi.
Pekin’in “rahatsızlıkları”
Cleverly’nin mevkidaşı Vang Yi ile görüşmesinde de tarafların, ilişkilerin ilerletilebilmesi için “dürüst ve doğrudan iletişim kanalına” duyduğu ihtiyaca işaret ettiği aktarıldı.
Vang, Çin’in İngiltere ile ilişkileri sürdürmeyi istediği, fakat zaman zaman, hatta Cleverly’nin ziyareti sırasında bile “rahatsızlıkların” ortaya çıktığını belirterek, “Diyalog ve işbirliği, Çin’in İngiltere’ye yönelik politikasının anahtar sözcükleri ve genel tonudur.” şeklinde konuştu.
Londra’nın “endişeleri”
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, ziyarete ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Cleverly’nin Han ve Vang ile görüşmelerinde küresel ve bölgesel konulardaki İngiltere’nin düşüncelerini paylaştığını bildirdi.
Açıklamaya göre Cleverly görüşmelerinde Çin’in “saldırgan siber faaliyetlerine” ilişkin İngiltere’nin endişelerini dile getirirken Hong Kong’da yürürlüğe giren tartışmalı Ulusal Güvenlik Yasasının sebep olduğu gerilime de vurgu yaptı.
Çin’in Tayvan Boğazı’ndaki eylemlerinin uluslararası barışı ve istikrar etkilediğine işaret eden Cleverly, Pekin yönetimine, Çin’deki insan hakları ihlallerini eleştiren İngiliz milletvekillerine uyguladığı yaptırımları kaldırılması çağrısında bulundu.
Cleverly, Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Uygur halkına yönelik toplu gözaltı gibi uygulamalara yönelik İngiltere’nin eleştirilerini de dile getirdi.
Han ve Vang’la yapılan görüşmelerde iki ülkenin iklim değişikliği gibi küresel sorunlar karşılığında işbirliği yapması konusunda mutabakata vardığı da belirtilen açıklamada Cleverly, İngiltere’nin Kuzey Kore ve Rusya-Ukrayna Savaşı konusundaki tutumunu da paylaştı.
Görüşmelerde taraflar yapay zeka teknolojilerinin potansiyeli konusunda aynı görüşlerini paylaşırken riskleri azaltmak konusunda da küresel koordinasyon ihtiyacını dile getirdi.
“Düzenli diyaloğu sürdürmemiz önemli”
Cleverly ayrıca İngiltere’nin çıkarlarına uygun olduğu takdirde açık diyaloğa ve yapıcı katılıma açık olduğunu vurguladı.
İngiliz Bakan Pekin’de uluslararası medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada, iki ülkenin insan hakları bağlantılı sorunlar dahil “anlaşmazlıkları” olduğunu, fakat Çin ile “pragmatik bir çalışma ilişkisini” sürdürmek gerektiğini vurguladı.
Cleverly, “Çin’i bir gecede, hele tek bir toplantıyla değiştiremeyeceğimizin farkındayım ancak düzenli diyaloğu sürdürmemiz önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel cepheleşmenin tarafları
Eski Bakan Jeremy Hunt’ın 2018’de Çin ziyaretinden bu yana geçen zamanda hem dünyada hem de Çin-İngiltere ilişkilerinde büyük değişimler yaşandı. Çin ile ABD arasındaki artan rekabet, Washington’ın kilit müttefiki İngiltere’yi bölgesel ve küresel saflaşmanın aktörlerinden biri haline getirmişti.
Çin’in, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki Moskova’ya yakın tavır alması ve Güney Çin Denizi ve Tayvan’daki egemenlik iddialarında tutumunun sertleşmesi bölgesel ve küresel cepheleşmeyi görünür kılmıştı.
İngiltere’nin 2021’de ve ABD ile, Avustralya’ya nükleer denizaltı teknolojisi aktarılmasını öngören AUKUS savunma işbirliğini kurması, Çin tarafından bölgede kendisine karşı bir askeri ittifak olarak yorumlanmıştı.
“Çağı tanımlayan meydan okuma”
Öte yandan İngiltere’de de son dönemde Çin’in ülke içindeki faaliyetlerine ve ekonomik güvenliğe ilişkin endişelerin arttığı gözleniyor.
İngiliz hükümetinin Mart 2023’te güncellediği “Güvenlik, Savunma, Kalkınma ve Dış Politika Bütünleşik Strateji Belgesi”nde, Çin’in hem güvenlik ve hem değerler bakımından İngiltere’nin görmeyi istediği uluslararası düzene “çağı tanımlayan bir meydan okuma” oluşturduğu belirtilerek Çin’e yönelik yaklaşımın “değişerek ilerlemesi” gerektiği vurgulanmıştı.
Belgede, “Pekin ile, iklim değişikliği gibi sorunlarda işbirliği için ortaklarımızla çalışmayı sürdüreceğiz. Fakat Çin Komünist Partisinin zorlama ve bağımlılıklar yaratma girişimlerine diğerleriyle birlikte karşı çıkacak, ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi koruyacağız.” ifadelerine yer verilmişti.
İngiltere Parlamentosunun İstihbarat ve Güvenlik Komitesi de temmuzda yayımladığı raporda, Çin’in İngiltere’nin ekonomisi, siyaseti, sivil altyapısı ve akademisine nüfuz ederek “devlete karşı topyekun saldırıya giriştiği”, İngiliz hükümetinin buna karşı koruma mekanizmaları geliştirmekte yetersiz kaldığı uyarısı yapılmıştı.
Başbakan Rishi Sunak, göreve başladıktan sonra Kasım 2022’de yaptığı bir konuşmada, Çin ile ilişkilerde “işbirliğinin altın çağının noktalandığını”, İngiltere’nin bundan böyle “ekonomik güvenliğe odaklanması gerektiğini” vurgulamıştı.