İngiltere’de kamu kurumlarının, İngiltere dış politika ve ekonomik ilişkileriyle uyumlu olmayan boykot ve yaptırım kararları almasını engellemeyi amaçlayan “Anti Boykot Yasa Tasarısı”, Parlamento önünde düzenlenen protestoların gölgesinde kabul edildi.
Filistin Dayanışma Kampanyası (PSC) çağrısıyla İngiltere Parlamentosu önünde toplanan göstericiler, “Anti Boykot Yasa Tasarısı” olarak bilinen Kamu Kurumlarının Ekonomik Faaliyetleri (Yurt Dışı) Yasa Tasarısı’nı protesto etti.
Göstericilere seslenen İşgal Karşıtı İngiliz Yahudileri Platformu (Na’amod) Kurucusu Em Hilton, hükümetin Filistinlilerle dayanışma gösterenleri baskı altına alma ve protesto hakkını kısıtlama çabasında olduğunu söyledi.
Yasa tasarısının, Gazze’deki katliamların yaşandığı bir dönemde Filistin’le dayanışma hareketlerini hedef aldığını savunan Hilton, “Bu tasarının antisemitizmle mücadele ettiği söyleniyor. Yahudi toplumunda kendisini güvende hissetmeyenler olduğunu biliyorum. Herkesin yaşadığı yerde güvende olma hakkı var. Ancak antisemitizmle mücadelenizi Filistin’le dayanışma hareketine baskı uygulayarak yapamazsınız.” dedi.
Hilton, demokratik olmayan yasaların güvenlik getirmeyeceğini de belirterek, “Güvenliği Gazze’yi ablukaya alarak ve apartheid duvarları inşa ederek sağlayamazsınız.” diye konuştu.
Yahudilerin güvenliğinin tüm azınlıklar ve Filistinlilerin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunun altını çizen Hilton, “Hiçbir zaman daha fazla acıyı önlemek için çok geç değil. Dün bir ateşkes yapılsaydı bugün hiçbir çocuk ölmeyecekti.” ifadelerini kullandı.
“Hükümet yaptırımları engellemek yerine kendisi İsrail’e yaptırım uygulamalı”
İskoçya Ulusal Partisinin (SNP) İngiltere Parlamentosundaki milletvekillerinden Tommy Sheppard da konuşmasında, yasa tasarısının şiddet içermeyen eylemleri önlemeyi amaçladığını belirterek, “Bu tasarı, İsrail’i eşsiz şekilde tüm ülkelerin üzerinde, eleştirilemez bir seviyeye çıkarıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Sheppard, bu yılın ikinci yarısında yapılması planlanan genel seçimler öncesi bu tasarının yasalaşmamasını umduğunu belirterek. “Gazze’ye hala bombalar düşerken bu hükümetin yaptığı şey, dünya tarihinin gördüğü en büyük insani krize sebep olan insanları eleştirmemizi önlemek.” dedi.
Dışişleri Bakanı David Cameron’ın, İsrail’in kendisini savunma hakkına verdiği destek sözlerini hatırlatan Sheppard, “Yerleşim yerlerini vurmak kendini savunmak değil, savaş suçudur. Eğitim ve sağlık kurumlarını vurmak kendini savunmak değil, savaş suçudur. 10 bin masum çocuğu katletmek kendini savunmak değil, savaş suçudur. Hükümet, İsrail’e yaptırım ve boykot uygulamak isteyenleri engellemeyi hedefleyen bu yasayı geçirmek yerine bu yaptırımları kendisi uygulamalı.” ifadelerini kullandı.
“İsrail bir apartheid devlettir ve bu şekilde muamele görmelidir”
Lordlar Kamarası Üyesi Barones Natalie Bennett de yasaya üyesi olduğu Yeşiller Partisinin Avam Kamarasında karşı çıkacağını, kendisinin de Lordlar Kamarasında karşı çıkacağını söyledi.
Bennett, “Kamu kurumlarının İngiliz dış politikasına uygun davranması isteniyor. Biz de ‘Hayır’ diyoruz. İnsan hakları ve demokrasiye uygun davranacağız.” diye konuştu.
İrlanda Cumhuriyeti’yle birlik yanlısı Sinn Fein’in İngiltere Parlamentosundaki milletvekillerinden John Finucane ise İrlanda’nın ve Sinn Fein’in Filistinlilerle dayanışma içinde olduğunu hatırlatarak, “Apartheid İsrail’e karşı yapacak bir şey yokmuş gibi hissedilse de yapabileceğimiz şey boykot, yaptırım ve işbirliklerini durdurmayı desteklemektir.” dedi.
Finucane, İrlanda Cumhuriyeti’nin 1987’de apartheid Güney Afrika mallarına boykot uyguladığını da ifade ederek, “İsrail bir apartheid devlettir ve bu şekilde muamele görmelidir.” değerlendirmesini yaptı.
Tasarı 282 oyla kabul edildi
Parlamento önünde protesto devam ederken içeride de milletvekilleri Avam Kamarasında yasa tasarısını oyladı.
Tasarı, 235 milletvekilinin ret oyuna karşı 282 oyla Avam Kamarasından geçerek Lordlar Kamarasına gönderildi.
Anti Boykot Yasa Tasarısına 279 Muhafazakar Parti milletvekilinin yanı sıra, 2 bağımsız ve Kuzey İrlanda’nın Demokratik Birlik Partisi üyesi 1 milletvekili kabul oyu kullandı.
Tasarıya İşçi Partisinden 162, SNP’den 40, Liberal Demokrat Partiden 13, Muhafazakar Partiden 8, Galler’in Plaid Cymru ve Kuzey İrlanda’nın Sosyal Demokrat İşçi Partisi ikişer milletvekili, Alba ve Yeşiller Partisinden birer milletvekilinin yanı sıra 6 bağımsız aday da hayır oyu verdi.
Tasarı, Lordlar Kamarasında görüşüldükten sonra kabul edilmesi halinde Kral 3. Charles’ın onayına sunulacak. Lordlar Kamarası, tasarıyı yeniden görüşülmek üzere Avam Kamarasına da gönderebilecek.
Ülkedeki birçok sivil toplum kuruluşu, tasarıyı protesto hakkına müdahale olarak algılıyor. Tasarının yasalaşması halinde ülkedeki kamu kuruluşlarının İngiltere’nin dış politikası ya da ekonomik ilişkilerine uygun olmayan boykot, yaptırım ya da işbirliklerini sona erdirme girişimleri mümkün olmayacak.