İngiltere hükümetinden İsrail’e silah satışını durdurmasını isteyen protestocular, “Özgür Filistin”, “Binlerimizle, milyonlarımızla hepimiz Filistinliyiz” ve “Nehirden denize Filistin özgür olacak” sloganları attı.
Meydanda kurulan sahneden katılımcılara seslenen Nükleer Silahsızlanma Kampanyası Genel Sekreteri Kate Hudson, “İsrail öldürmeye devam ediyor ve bunu artırdığını görüyoruz. Gazze’de ve işgal altındaki topraklarda şiddetlenen bir soykırım var.” dedi.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasından kurtulanların oluşturduğu Nihon Hidankyo kuruluşunun 2024 Nobel Barış Ödülü’nü aldığını belirten Hudson, kuruluşun Eş Başkanı Mimaki Toşiyuki’nin, ödülün Gazze’de ateşkes için çalışanlara verileceği beklentisini dile getirdiği konuşmayı hatırlattı.
Hudson, “İsrail’in bitmeyen katliamı kabul edilemez, hükümetimizin bu ölümlere rağmen İsrail’e desteği kabul edilemez. Unutmayın ki Gazze’de devam eden savaşta birçok İsrailli bakan Gazze’ye nükleer bomba atılması gerektiğini söyledi. Biz hangi tarafta olduğumuzu biliyoruz. Biz Hiroşima ve Nagazaki halkının yanındayız, biz Gazze ve Lübnan halkının yanındayız, her iki tarafın da kayıplarına eşit şekilde üzülüyoruz.” dedi.
Yazar ve komedyen Alexei Sayle de ABD’li yazar James Baldwin’in, “Bombalanan her köy benim memleketimdir” şiirini okudu.
“Kalbi ve gözü olanın buna karşı durması lazım”
Gazze’de 8 aile üyesini kaybeden Filistinli gazeteci İbrahim Hadra, AA muhabirine, hayatının en zor yılını geçirdiğini söyledi.
İnsan haklarına değer veren ülkelerin dahi Gazze’yi görmezden geldiğini ifade eden Hadra, “Gazzelilere ne oluyorsa olsun, kimse önemsemiyor, kimse görmüyor. Sadece dünyada sokaklara dökülen protestocular bunu önemsiyor.” diye konuştu.
“Son bir yılda yaşamın anlamı tamamen değişti.” diyen Hadra, dünyanın önde gelen ülkelerinin Gazze konusunda yapılan protestolara ve haberlere kayıtsız kalmasını eleştirdi.
Hadra, “Gözü veya kalbi olan, Gazze’den gelen fotoğrafları her gün gören İsrail’i destekleyemez. ‘İsrail’in kendisini savunma hakkı vardır’ diyemez. Bu kendini savunmak değildir. Bir yıl boyunca çocukları öldürerek kendinizi savunamazsınız. Kalbi ve gözü olanın buna karşı durması lazım. Eğer durmuyorsanız onlara hizmet ediyorsunuz demektir. Sizi kontrol ediyorlar demektir.” diye konuştu.
Katie isimli eylemci ise Gazze’de artarak devam eden katliamlara tepki göstermek için eyleme katıldığını belirtti.
İngiliz halkının, hükümetinin aksine bu duruma karşı olduğunu vurgulayan Katie, hayatını kaybeden sivilleri anmak için eyleme çiçek getirdiğini söyledi.
Katie, “Herkes gördüklerinden etkilendi. Masum çocukların öldürülmesi, gençlerin hayattan koparılması çok üzücü.” ifadesini kullandı.
Tammy isimli eylemci ise bir yıldan uzun süredir Gazze’de sivillerin öldürüldüğünü belirterek, “İngiliz hükümeti, tıpkı ABD savaş makinesi gibi işbirliği içindedir. Bir şeylerin bizim adımıza yapılması çok üzücü.” dedi.
İngiliz hükümetini İsrail’e silah satışını son vermeye çağıran Tammy, “Biraz insanlık gösterin. Neden bir Filistinlinin hayatı bizimki kadar değerli değil? Bunu nasıl desteklersiniz? Tüm insanlar eşittir.” diye konuştu.
Downing Sokağı girişinde anı köşesi oluşturuldu
Konuşmaların ardından eylemciler, Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı girişine yürüdü.
Eylemciler burada yanlarında getirdikleri çiçekler ve oyuncaklardan bir anma köşesi oluşturdu.
Gazze’de hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunun yapıldığı Downing Sokağı girişinde bazı eylemciler gözyaşlarını tutamadı.
Bir eylemci, “Sir” unvanı bulunan Başbakan Keir Starmer’a hitaben, “Sir Kid Starver (Çocukları aç bırakan) senden utanıyoruz” yazılı pankartı anı köşesine bıraktı.
Anı köşesine, çok sayıda mektup ve şiir de konuldu.