“Uluslararası Filistinliler için Adalet Merkezi (ICJP)” adlı bağımsız kuruluş başta olmak üzere merkezi İngiltere’deki çok sayıda STK ve insan hakları örgütleri, İsrail’e silah transferinin derhal durdurması çağrısıyla İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron’a mektup yazdı.
Mektupta, İsrail’e gönderilen silah ve askeri teçhizatın, uluslararası hukukun ciddi ihlalleri ve savaş suçu niteliğindeki saldırıları kolaylaştırmak veya işlemek için kullanılma riski bulunduğunun altı çizildi.
Silah transferlerinin durdurulmamasının, İngiliz hükûmetinin kendi yasalarını ve uluslararası yükümlülüklerini ihlali ve ağır ihlallere suç ortağı olması riski doğurduğuna işaret edilen mektupta şunlar kaydedildi:
“İngiltere, uluslararası hukuk ve iç hukuk kapsamında, askeri teçhizat ve teknolojinin uluslararası insancıl hukukun ihlalinde kullanılma riskinin bulunduğu durumlarda bu teçhizat ve teknolojinin transferini durdurma yükümlülüğüne sahiptir. Bu yükümlülük, Uluslararası Silah Ticareti Anlaşması’nın 6. ve 7. maddelerinde ve İngiltere’nin Stratejik İhracat Lisanslama Kriterlerinin birinci ve ikinci kriterlerinde belirtilen bağlayıcı yükümlülüktür. İngiltere, şu anda Gazze’de kullanılmakta olan F-35 hayalet bombardıman uçağının bileşenlerinin yaklaşık yüzde 15’ini sağlamaktadır. Gazze’de toplu cezalandırma ve diğer uluslararası hukuk ihlallerini gösteren açık kanıtlar mevcuttur. İngiltere, İsrail’e silah sağlayarak ve masum sivillere yönelik saldırıları kolaylaştırarak, savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olmamalıdır.”
Mektupta, Gazze’de açlık ve soykırım riskinin giderek arttığı işaret edilerek “İngiliz hükumetinin şimdi harekete geçmesi ve savaş suçları ile insanlığa karşı işlenen suçlardaki suç ortaklığına bir sınır koyması giderek daha acil hale gelmektedir.” ifadesi kullanıldı.
İsrail’in Gazze’yi işgalinde 7 Ekim sonrası
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere, 18 bin 608 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 115’i karadan işgal sürecinde olmak üzere 444 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 282 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Lübnan’daki Hizbullah’ın sınır hattındaki çatışmalarında ise 23 Lübnanlı sivil, 100 Hizbullah mensubu ve 5 İsrailli sivil ile 6 İsrail askeri öldü.
Gazze’de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.