İngiliz hükümetinden bir sözcü, Birliğin, İngiltere’ye karşı başlattığı yeni yasal sürece ilişkin yaptığı açıklamada, “AB’nin, protokolün neden olduğu sorunların daha da kötüye gitmesini durdurmak için hayati önem taşıyan, halihazırda yürürlükte olan kanuni süreyle ilgili yasal işlemleri yeniden başlatmayı seçmesi hayal kırıklığı yaratıyor.” ifadesini kullandı.
Sözcü, İngiltere’nin tercihinin, müzakere edilmiş bir çözümden yana olsa da bugün AB tarafının ortaya koyduğu önerilerin, aylardır tartışılan önerilerle aynı olduğunu ve sorunları çözmeyeceğini belirtti.
Protokolün, Belfast (Hayırlı Cuma) Anlaşması’nı baltaladığı, ticareti aksattığı ve Kuzey İrlanda’daki insanların, İngiltere’nin geri kalanından farklı muamele görmesine yol açtığı değerlendirmesinde bulunan sözcü, şunları kaydetti:
“AB, protokolün kendisini değiştirmek istemediği konusunda ısrar etmeye devam ediyor. Bu nedenle protokolün sorunlara neden olan kısımlarını değiştirmek için kendimiz harekete geçmek zorundayız. Bu hafta duyurduğumuz mevzuat, AB Tek Pazarını da koruyan ve kuzey-güney ticaretini destekleyen pratik, makul çözümler sunuyor.”
AB, İngiltere’ye karşı yeni yasal süreç başlattı
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, bugün Brüksel’de düzenlediği basın toplantısında, Komisyonun, protokolün önemli kısımlarına uymadığı gerekçesiyle İngiltere’ye yönelik yasal işlem başlatmaya karar verdiğini duyurmuştu.
İngiltere’ye karşı tarımsal ürünlerin gönderilmesi konusunda geçen yıl başlatılan hukuku ihlal sürecini ilerleteceklerini belirten Sefcovic, İngiltere’nin 2 ayda yanıt vermemesi halinde konuyu Avrupa Adalet Divanı’na götürebileceklerini bildirmişti.
Sefcovic, İngiltere’ye karşı Kuzey İrlanda’daki sınır kontrol noktalarında yeterli personel ve altyapı sağlamadığı, AB’ye gerekli ticari istatistik verilerini vermediği gerekçeleriyle 2 yeni hukuku ihlal süreci başlattıklarını da kaydetmişti.
İngiltere, protokolü değiştirmek istiyor
İngiltere’de hükümet, geçen pazartesi günü, Kuzey İrlanda Protokolü’nün tek taraflı değiştirilmesini öngören yasa tasarısını parlamentoya sundu.
Tasarı, Birleşik Krallık’ı oluşturan İngiltere, Galler ve İskoçya’dan Kuzey İrlanda’ya giden malların gümrüğe tabi tutulması zorunluğunu büyük ölçüde kaldırıyor.
Tasarıya göre, Kuzey İrlanda’da kalacak mallar, gümrük kontrolüne gerek duyulmadan “yeşil şerit” üzerinden taşınabilecek. Ancak İrlanda Cumhuriyeti dolayısıyla AB’ye gidecek mallar ise “kırmızı şerit” uygulamasıyla gümrüğe tabi tutulacak.
Kuzey İrlanda’daki işletmeler, AB veya İngiltere regülasyonlarından birini seçebilecek. Dolayısıyla AB regülasyonlarınca uygun görülmeyen mallar da Kuzey İrlanda’da satılabilecek.
Ayrıca anlaşmazlık durumunda artık Avrupa Adalet Divanı değil İngiliz mahkemeleri son sözü söyleyecek.
Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olan protokol, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin Gümrük Birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor, Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da İngiliz hükümeti uzun süredir değişiklik talep ediyor.
Ayrıca Kuzey İrlanda’da İngiltere’yle Birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi de (DUP) protokolün iptal edilmesini ya da en azından değiştirilmesini istiyor. Parti, Londra’ya baskı yapabilmek için mayıs ayındaki yerel seçimler sonrası Kuzey İrlanda’da yeni yönetimin oluşturulmasını engelliyor.