HRW’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, Alman hükümetinin Müslümanları ve ırkçılığa maruz kalanları korumakta başarısız olduğunu belirtilerek, “Alman hükümeti, artan nefret ve ayrımcılık olaylarının ortasında Müslümanları ve Müslüman olarak algılanan kişileri ırkçılıktan korumakta yetersiz kalıyor.” ifadesine yer verildi.
- Berlin’de okullarda Müslüman karşıtlığına ilişkin şikayetler arttı
- Berlin’de ırkçılığa karşı insan zinciri oluşturuldu
- Almanya’nın çeşitli kentlerinde aşırı sağ karşıtı gösterilere yüz binilerce kişi katıldı
- Berlin’de binlerce kişi, aşırı sağcı AfD’ye karşı gösteri yaptı
- Almanya’da demokrasi için önü alınamayan en büyük tehlike: Aşırı sağ
Açıklamada, bu tür olaylar karşısında hükümetin uyguladığı önleme ve cezalandırmanın caydırıcı olmaması, Müslüman karşıtlığının tanımsız kalması, mağduriyeti giderecek çalışmaların yapılmaması ve resmi verilerin yetersizliğinin ülkedeki Müslümanların saldırılara maruz kalmasına neden olduğu aktarıldı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonrası ülkede nefret suçlarında artış olduğu kaydedilen açıklamada, son gelişmelerin medyada taraflı olarak yer alması ile aşırı sağcı politikacıların propagandalarının bu artışı tetiklediği bildirildi.
Açıklamada uluslararası sözleşmelere göre, hükümetin Müslüman toplulukları korumakla yükümlü oldukları hatırlatıldı.
HRW’nin Avrupa’da ırkçılık araştırmacısı olan Almaz Teffera, Alman hükümetinin Müslüman karşıtlığını ele alma yaklaşımını değiştirmesi, Müslümanları hedef alan nefret suçlarının daha iyi raporlanması ve izlenmesinin sağlaması gerektiğinin altını çizdi.
Teffera, “Alman hükümetinin Müslümanları nefret ve ayrımcılıktan koruma konusundaki başarısızlıkları, Müslümanların sadece inanç temelli düşmanlığa değil, ırkçılığa da maruz kaldıklarını anlamamakla başlıyor. Almanya’daki Müslüman karşıtlığı ve ayrımcılık net bir şekilde anlaşılmadan, olaylara ilişkin güçlü veriler olmadan, Alman makamlarının vereceği bir yanıt etkisiz olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın, Müslümanları ve ülkedeki diğer tüm azınlıkları korumak için yatırım yapması gerektiğini belirten Teffera, bunun tüm Alman toplumunu korumak için yapılacak bir yatırım olacağını kaydetti.
Resmi rakamlara göre, Alman polisi geçen yıl ocak ve ekim ayları arasında tehdit mektupları, sözlü ve fiziksel saldırılar, vandalizm ve mala zarar verme dahil olmak üzere 686 Müslüman karşıtlığı suç ve saldırıyı kaydetti. Bu rakam 2022 yılında 610 olarak tespit edilmişti.
Müslüman karşıtlığı ile ırkçı suçların, yetkililer tarafından gerekli şekilde sınıflandırılmadığı, hakaret veya kişisel kavga olarak kaydedildiği için vaka sayılarının çok daha yüksek olması gerektiği aktarıldı.
Saldırılara maruz kalan birçok Müslüman, etkili bir şikayet mekanizmasının bulunmaması, polis ve yargı sistemine olan güvensizlik nedeniyle şikayette dahi bulunmuyor.
HRW, Alman hükümetinin ülke çapında izleme ve veri toplama mekanizmalarını geliştirmesi gerektiğini, bu mekanizmaların net göstergelere dayanmasının yetkilileri sorunun çözümü için gerekli bilgi ve araçlarla donatacağını kaydetti.
Nüfusu 84 milyondan fazla olan Almanya, Fransa’dan sonra Batı Avrupa’da en fazla Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke durumunda bulunuyor.
Resmi rakamlara göre Almanya’da yaklaşık 5 milyon Müslüman yaşıyor.