Devrik lider Saddam Hüseyin’in 2006’da idam edilmesi, ülkenin 1980’de İran ile girdiği 8 yıl süren savaşın ağır bilançosu, Kuveyt’in işgalinin ardından Birleşmiş Milletler’in uyguladığı ağır ekonomik ambargo ve ABD işgali, ardından DEAŞ terör örgütünün ülkede yarattığı kaos ortamı ve çözüm bulunamayan yolsuzluklar Irak ekonomisine büyük darbe vururken ülkenin enerji altyapısını da felce uğrattı.
Siyasi istikrarsızlıkların da eklenmesiyle yabancı yatırımcılar için çekiciliğini yitiren Irak kendi öz kaynaklarını kullanamaz hale geldi ve enerjide dışa bağımlılığı arttı.
Mevcut durumda 20 bin 800 megavat elektrik üreten ancak sıcaklıkların zaman zaman 50 dereceyi aştığı yaz aylarında artan talebi karşılayabilmek için yaklaşık 35 bin megavat elektriğe gereksinim duyan ülke, bu ihtiyacının 14 bin megavatını İran’dan ithal ettiği doğal gazdan üretiyor. Bu miktar Irak’ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’ına tekabül ediyor. Irak ayrıca 1000 megavata yakın elektriği de İran’dan doğrudan ithal ediyor.
Irak, ithal ettiği doğal gazın ödemesi konusunda ekonomisi ağır ABD yaptırımlarına maruz kalan İran ile zaman zaman sorunlar yaşıyor.
İran’a 12,1 milyar dolar borcu olan ülke, ABD yaptırımları nedeniyle ödeme yapmakta zorlanıyor. Bu durumu zaman zaman siyasi bir araç olarak da kullanan İran, teknik sebepler ve artan iç talep gibi bahanelerle Irak’a gaz tedarikini azaltıyor veya tamamen kesiyor.
Duruma daha kalıcı bir çözüm bulmaya çalışan Irak ise temmuz başında günlük 21 milyon metreküpe kadar düşen gaz ithalatını yeniden günlük 45 milyon metreküpe çıkarmak için İran ile takas anlaşması imzaladı. ABD yaptırımlarını saf dışı bırakmayı amaçlayan anlaşma kapsamında Irak ham petrol karşılığında komşusu İran’dan gaz ithal edecek.
OPEC’in ikinci büyük petrol üreticisi Irak enerji projelerinde gaza bastı
Irak hükümeti, ülkenin kronikleşmiş enerji problemine daha uzun dönemli çözümler bulmak ve ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için yine temmuzun ilk haftasında Fransız enerji şirketi Totalenergies ile 27 milyar dolarlık anlaşma imzaladı.
Irak’ın yüzde 30, TotalEnergies’in yüzde 45 ve QatarEnergy’nin yüzde 25 hisseye sahip olacağı proje, Irak’ın yetersiz boru hatları ve eksik altyapı nedeniyle yakmak zorunda kaldığı doğal gazı sisteme dahil etmeyi ve elektrik üretimini artırmayı amaçlıyor.
Yaklaşık 145 milyar varillik kanıtlanmış petrol rezerviyle dünyada beşinci sırada yer alan ve günlük 4,5 milyon varili aşan üretimiyle Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ikinci büyük üreticisi konumundaki Irak son zamanlarda hız verdiği enerji projeleri kapsamında aynı zamanda üretimini de artırmayı planlıyor. Irak parlamentosu petrol ve gaz komitesinin temmuzun ilk haftasında yayınladığı çerçeve plana göre, Bağdat petrol üretimini günlük 13 milyon varile kadar çıkarmayı hedefliyor.
Irak petrol üretimi sırasında bir miktar doğal gaz da üretiyor ancak çıkarılan doğal gazın çoğu yeterli altyapı ve boru hattı olmadığı için yakılıyor. Dünya Bankası verilerine göre, Irak geçen yıl günlük 17,9 milyar metreküp doğal gazı yakmak zorunda kaldı ve dünyada bu noktada Rusya ve İran’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. Irak’ın gaz yakımından kaynaklanan kayıplarının yılda yaklaşık 12 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.
Irak’ın altyapı yetersizlikleri üretilen elektriğin verimli kullanılmasına engel oluyor
AA muhabirinin ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerinden derlediği bilgilere göre, elektrik üretiminde sıvı yakıtlar, doğal gaz ve hidroelektrik kaynaklarından faydalanan Irak, artan doğalgaz yakıtlı üretime ve İran’dan elektrik ithalatındaki artışa rağmen, özellikle yaz aylarında sık sık elektrik kesintileri ve elektrik dağıtım sisteminde kontrollü kesintilerle karşılaşıyor. Yerli halk ve işletmeler, talep açığını kapatmak için dizel gibi pahalı yakıtlarla çalışan ve ana enerji kaynaklarının kullanımını gerektirmeyen kaynaklara başvuruyor.
Öte yandan, bakımsız ve kötü tasarlanmış elektrik dağıtım sistemi nedeniyle dağıtım esnasında büyük oranda kayıplar yaşanırken kaçak elektrik kullanımı nedeniyle voltaj düşüklükleri ve sık sık elektrik kesintileri ile karşılaşılıyor.
Dicle nehri üzerinde bulunan Musul barajı ülkenin en önemli hidroelektrik enerji kaynağı. Baraj, Deaş terör örgütünün Musul’u işgali sonrası Ağustos 2014’te grubun kontrolüne geçti ancak Irak Kürt Bölgesi Yönetimi ve Irak ordusu barajın kontrolünü kısa bir sürede geri almayı başardı.
Irak elektrik santrallerini çalıştırmak için yeterli doğal gaz ve zaman zaman suya da sahip değil. Doğal gaz ile çalışan elektrik santralleri hükümetin ulusal enerji planında birincil enerji kaynağı olarak yer alıyor.
Petrol ve doğal gaz endüstrisinin enerji kullanımı da ülkenin enerji talebinde büyük bir pay oluşturuyor. Söz konusu sektör Irak’ın en büyük endüstriyel elektrik müşterisi konumunda bulunuyor. Ülkenin petrol üretimindeki büyük ölçekli artışlar, ülke ekonomisine katkıda bulunurken elektrik üretimi için de ilave yük anlamına geliyor.
Irak hükümeti elektrik faturaları için yaklaşık 11 milyar dolar tutarında sübvansiyon sağlıyor, ancak Iraklıların büyük bir kısmının elektrik faturalarını ödememesi devlet bütçesine çok ağır bir yük getiriyor. Faturaların tahsilatı konusunda reformlar yapan hükümet, özellikle yoksul bölgelerden ödeme alamıyor.