Irak’ta “Tişrin” (Ekim) gösterileri diye bilinen, yolsuzluklar ve kamu hizmeti yetersizliği gibi nedenlerle patlak veren ve aylarca süren halk ayaklanmalarının sonucu olarak doğan siyasi bir hareket olan Irak Evi Hareketi Başkanı Ansari, ülkedeki siyasi süreç ve yıl sonuna doğru yapılması beklenen genel seçimlerle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Ansari, “Irak’ta 2003 sonrası siyasetin çarpık olduğunu düşünüyoruz. Siyasi alternatif yaratmak, siyasi ve toplumsal muhalefet oluşturmak için yola çıktık.” ifadesini kullandı.
“Irak hükümetinin dış ilişkilerde tek bir tarafın (İran) isteği doğrultusunda hareket ettiğini” öne süren Ansari, Irak’ta özellikle genç neslin mevcut siyasi düzenden bıktığı için yeni siyasi gruplar kurma eğilimi içerisinde olduğunu söyledi.
Iraklı genç siyasetçi Ansari, “Irak halkının kendi çıkarlarına hizmet etmek yerine vekalet savaşlarını yürütmeyi tercih eden hükümetler istemediğini” sözlerine ekledi.
“Irak, 2003 sonrası yanlış ve mezhepçi politikalar yüzünden İran’a tabi oldu”
Ansari, başkanı olduğu Irak Evi Hareketi’nin dış ilişkilerde “tabi olma değil, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeten yönetim” için mücadele verdiğine işaret ederek, “Komşu ülkeler (İran) için çok sayıda vekalet savaşına giriştik.” dedi.
“Irak, 2003 sonrası yanlış ve mezhepçi politikalar yüzünden İran’a adeta bağımlı ve tabi oldu.” ifadesini kullanan Ansari, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak’ta yeni nesil başkalarının çıkarları için çatışmalara girmeyi kabul etmiyor. Biz, bundan dolayı gençlerle birlikte hareket ediyoruz ve seçimler bizim öncelikli konularımızdan değil. Önce bahsettiğimiz konuları esas alan genç politik zemini oluşturuyoruz. Geleneksel partiler hem para hem de silah nüfuzunu kullanarak seçim sonuçlarını kendi lehlerine etkileyebiliyor. Biz aynı zamanda toplumsal bir hareketiz. Iraklılar, geleneksel partilerin hayatlarından çıkmasını istiyor.”
“Geleneksel partiler çalışmalarımızı baltalıyor”
Irak Evi Hareketi Başkanı Muhi el-Ansari, faaliyetlerinin ülkedeki geleneksel siyasi partiler tarafından engellenmeye çalışıldığını savunarak, şunları kaydetti:
“Geleneksel partiler, çalışmalarımızı ve hareketlerimizi baltalamak için hiçbir çabadan kaçınmadılar. Bazen hareketimiz ve faaliyetlerimiz için resmi prosedürleri engelleyerek bize baskı yapıyorlar ve zaman zaman bizi taciz etmek ve baltalamak için medya araçlarını kullanıyorlar.”