Irak medyasına göre ABD Başkanı Donald Trump, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’ye özel bir temsilci aracılığıyla ülkedeki İran destekli grupların etkisinin sınırlandırılması ve devlet dışı aktörlerin elindeki silahların yayılmasının engellenmesi gerektiğini iletti.
Sudani ise devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Irak’a birtakım şartlar ve dayatmalar kabul edilemez. Haşdi Şabi’nin dağıtılması için hiçbir gerekçe veya şart bulunmuyor.” dedi.
Başbakan Sudani’nin, İngiltere’ye yaptığı ziyarette Trump ABD’sinin olası yaptırımlarına karşı İngilizlerden “arabuluculuk” istediği de öne sürülmüştü.
“Sudani, bu süreçte Doğu değil, Batı sisteminin bir parçası olmaya çalışıyor”
AA muhabirine konuşan Iraklı siyasi analist Ahmed el-Yasiri, Sudani’nin İngiltere ziyaretinde ABD’nin olası yaptırımlarını önlemek için bu ülkeden arabuluculuk istediği iddialarına dair “Trump, arabuluculuk kabul eden birisi değil. Belki Putin bunu kabul edebilir. Ancak, Trump dünyayı güçlü kişilerin yönetmesi gerektiğine inanıyor.” dedi.
Trump’ın pragmatist bir lider olduğunu ve bu yönde politika geliştireceğini kaydeden Yasiri, ABD Başkanı’nın yeni dönemde ekonomik çıkarlara dayalı bir siyaset izleyeceğini savundu.
Yasiri, Irak’taki Şii partilerin Beşşar Esed rejiminin çöküşü sonrası Orta Doğu’daki taraflarla ittifakın kendileri için zayıf ve endişe kaynağı olduğunu anladığını söyleyerek “Sudani, bu süreçte Doğu değil, Batı sisteminin bir parçası olmaya çalışıyor. Bu nedenle İngiltere ile enerji alanında anlaşmalar sağladı. Sudani, Londra ziyaretiyle hem İran hem Batı’ya da ‘Irak’ın Doğu’da yaşananların parçası olmadığı’ mesajı veriyor. Sudani, bu adımlarıyla Irak içerisine de mesajlar veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Irak’ta Haşdi Şabi içerisindeki silahlı milis yapıların siyasi partilere bağlı olduğunu ve bunların hükümeti oluşturan Şii çatı kuruluş “Koordinasyon Çerçevesi”nin destekçisi olduğunu kaydeden Yasiri, şu ifadeleri kullandı:
“Sudani hükümeti Haşdi Şabi’nin pratikte lağvedilmesi seçeneğine gitmeyecek ve bu yapılarla karşı karşıya gelmeyi tercih etmeyecek. Devlet, bunlarla karşı karşıya gelirse İran ve Hizbullah ile karşı karşıya gelmiş olur. Sudani, bu yapıları diplomatik dil ve üslupla sistemin içerisinde eritmeye çalışabilir.
Bu yapıların Suriye ve Lübnan’daki değişimler sonrası ülke içerisinde güvenliği sağlama gibi bir rolü yok artık, kalmadı da. Bunlar İran’ın desteğiyle Irak dışında Hizbullah gibi yapıların yanında savaşıyorlardı.”
Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı Dr. İhsan Şammari de Sudani’nin Londra ziyaretiyle Irak’taki rejimi ve iktidarda bulunan İran destekli Şii partileri Trump ABD’sinin olası siyasi ve ekonomik yaptırımlarından koruyamayacağını savundu.
“İngiltere, Irak’taki kontrol dışı silahların hamisi olamaz.” diyen Şammari, bunun ABD ile daha çok ilgili bir konu olduğunu ifade etti.
Sudani’nin Londra ziyaretinin rutin bir ziyaret olduğunu ve bunun bölgedeki değişimi İngilizlerle görüşmek için gerçekleştirildiğini ifade eden Şammari, şunları kaydetti:
“İngiltere, Trump ABD’sinin İran ve Irak’a karşı olası hamlelerinin önünde durmak istemez. Bu mesele ABD ve Irak arasında bir mesele olarak kalacak. Trump, Irak’a karşı baskıcı politikalar izleyecek. Trump ABD’si İran destekli bazı şahsiyetlere yönelik ekonomik yaptırımlarla başlayacak.
Trump yönetimi, silahlı milislere saldırılar da düzenleyebilir çünkü bu milislerin silahları ABD hedeflerine karşı tehdit oluşturuyor. İsrail’in de Irak’taki milis yapılara karşı beklenen saldırıları iptal edilmedi ancak ertelendi. Dolayısıyla Trump ile birlikte Irak’taki iktidar partilerine baskılar artacak.”
“Şii silahlı gruplar sorunu çözülmelidir”
Iraklı Siyasi Uzman Kurmanc Yunus da “Musul’un 2017’de DEAŞ’tan geri alınması sonrası Şii milis grupların akıbetinin ne olacağı merak konusuydu. Sudani, Başbakan olunca bu Şii milis grupların hareket alanını sınırlayabilmek, siyasi süreç üzerinde tehdit oluşturmalarını ve hükümetin icraatlarına müdahale etmelerini önlemek için ilk etapta Savunma Bakanlığı bünyesinde yapılandırmaya çalıştı.” diye konuştu.
“Trump’ın göreve başlamasından sonra Irak’ta Şii silahlı gruplar sorunu çözülmelidir.” diyen Yunus, bunların en azından Irak ordusu çerçevesinde yeniden yapılanmaları ve kontrol altına alınmaları gerektiğini dile getirdi.
Yunus, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bundan sonra İran, ihtiyaç duyduğunda ABD’ye Irak üzerinden mesaj vermek isteyecek. ABD de aynı şekilde Irak üzerinden cevap verecektir. Trump’ın Sudani’ye gönderdiği mektup da İran ile ilgilidir. Irak ise kendini korumaya çalışıyor ve 9 ay içinde bir seçim olacak.
Bu süreç boyunca yaşanacak gelişmeler seçim üzerinde etkili olacak. Haşdi Şabi’ye bağlı silahlı gruplar lağvedilir ve ordunun bir parçası olurlarsa Irak’ın gücü de artar ve ekonomi ile kalkınma yolunda da büyük ilerleme kateder.”
Haşdi Şabi’nin bir karar ile kurulduğunu ancak o dönemki şartlar ile bugün arasında çok fark olduğunu belirten Iraklı uluslararası ilişkiler uzmanı Sersam Halil ise “DEAŞ Irak’ta yenildi ve Suriye’de yeni bir durum meydana geldi. Şu an en önemli konu Haşdi Şabi’nin nasıl tasfiye edileceğidir. Bu uluslararası bir konu ve etkisi Irak’ın içinde yaşanıyor.” görüşünü dile getirdi.
Halil, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Haşdi Şabi zayıflatılmak istenirse ekonomik kaynakları azaltılmalıdır. Hem ABD hem İran, Irak’a baskı yapıyor. Bu da Irak’ın siyasi geleceğine etki edecektir. Suriye ve Lübnan’da yaşananların uluslararası düzeyde Irak’a etkisi olacaktır. Sudani şu an ABD ve İran rekabetinde dengeli bir politika yürütmek istiyor.
İran’ın baskıları durmazsa Sudani’nin buna karşı duramayacağını öngörüyorum. Sudani bu yüzden diplomatik yollarla çözmek istiyor, çünkü parlamentoda büyük desteği yok ve eğer Şiilerin desteğini alamazsa hükümeti düşebilir. Bu durumda ülke erken seçime gider.”