5 Şubat 2003’te, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, BM Güvenlik Servisi toplantısında, ABD ve müttefiklerinin Irak işgalinin sebeplerini açıkladı. Powell, içinde beyaz toz bulunan bir tüp göstererek ve anonim Iraklı kaynakların sözlerine atıfla Saddam Hüseyin’in elinde biyolojik silahın olduğuna ve bu silahın hızlı ve seri üretebileceğine hiçbir şüphenin bulunmadığını dile getirdi. 20 Mart 2003’de ABD ordusunun Irak işgaline gerekçe olarak Irak’ın elindeki biyolojik silah ve Saddam Hüseyin’in yakalanması ilan edildi.
ABD’nin Irak işgali sırasında İran parlamentosunda Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komitesi’nin başkanlığını yapan Alâeddin Boruceri, Sputnik’e açıklamasında, “ABD’nin Irak işgali, BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan ve ABD’nin müttefik ülkelerinin katılımıyla gerçekleşti. ABD’liler, uyduruk bir bahaneyle saldırdı. Güya kimyasal silahı imha etmeyi amaçlıyorlardı. Oysa aslında Irak’ın zengin enerji kaynaklarını, petrolünü ve doğalgazını ele geçirme niyetindelerdi” ifadesini kullandı.
İşgal sırasında bir milyondan fazla Iraklının hayatını kaybettiğini, ABD’nin büyük paralar harcadığını ve binlerce askerini kaybettiğini anımsatan Boruceri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Amerikalılar, kendi eyaletiymiş gibi Irak’ın başına kendi adamlarını atamayı ve Irak petrolüne ve gazına el koymayı istedi. Ama sonunda, yıllarca süren savaşın ardından, altyapı tahrip olduktan sonra, ABD Irak’ta yenildi ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. ABD, girdiği her ülkede önce kendi askerleri için güvenli ortam sağlamaya çalışıyor. Bunu Irak’ta da yapma niyetindelerdi. Ama orada durum tamamen farklıydı. Iraklılardan hiç kimse ve bu ülkenin hükümeti bunu kabul etmedi. ABD, birkaç bin askerini kaybettikten sonra çekilmek zorunda kaldı ve büyük yenilgi aldı.”
Irak işgalinin uzun vadeli sonuçlarını değerlendiren İranlı siyasetçi, Washington’un sömürge politikasının yalnızca Irak’a değil ABD’nin kendisine de zarar verdiğini kaydederek şu yorumda bulundu:
“Komşunuzun evinde bir savaş çıktığında sonuçlarını kendi evinizde de görürsünüz. İşgal sırasında Irak’tan İran’a büyük sığınmacı göç yaşandı. ABD, savunma sanayisinin işi olsun diye savaşlar başlatıyor ve elbette petrol, diğer enerji kaynaklarını arıyor, bölgemizde üsler inşa ediyor. ABD’nin sömürge politikası tamamen anlaşılıyor. Irak savaşı sadece Irak’a zarar vermekle kalmadı, ABD’nin kendisine de zarar verdi.”
“Bu savaşın Irak için çok ciddi olumsuz sonuçları oldu. Ülkenin altyapısı bozuldu. Halkın temel ihtiyaçları olan elektrik, benzin, su ve enerji ihtiyaçlarını karşılama konusunda sorunlar var. Amerikalılar, Iraklı aydınların, düşünürlerinin ve uzmanlarının önemli bir bölümünün yok edilmesi için gerekli koşulları yarattı. Irak’ın bin yıllık tarihi mirasının büyük kısmı yok edildi veya yağmalandı. Irak, topraklarındaki ABD askeri varlığının bedelini çok ağır ödedi, ABD işgalinin sonuçları halâ hissediliyor. Tüm bunlar, Irak parlamentosunun kararını anlaşılır yapıyor, hiçbir Amerikan güç Irak’ta bulunmamalı.”