Irak’ta genel seçimin birincisi Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın hükümet kurma çalışmalarından sonuç alamaması üzerine grubundaki milletvekillerini istifaya çağırmasıyla İran destekli rakiplerini zor duruma soktuğu ve Şii liderin bu hamlesinin “kitleleri harekete geçirebileceği” yorumları yapılıyor.
Ekim 2021’de yapılan seçimlerden birinci parti çıkan Sadr, İran destekli rakiplerinin gücünü azaltarak onları hükümete ortak etmek istemediğini defalarca açıklamıştı.
Şii lider Sadr, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Sünnilerle ittifak yaparak hükümet kurmak istedi ancak İran’ın baskısı buna izin vermedi.
Geçen hafta Mecliste muhalefet saflarına geçtiklerini açıklayan Sadr, iki gün önce de el yazısıyla yayımladığı mektubunda grubuna bağlı 73 milletvekiline istifa etmeleri talimatı verdi. Meclis Başkanı Muhammed Halbusi, istifa dilekçelerini tek tek imzalayarak onayladı.
Sadr Hareketi Politbüro Başkanı Ahmed el-Mutayri de dün yaptığı açıklamada Mukteda es-Sadr’ın “siyasetten çekildiğini” belirtti. Mutayri, “Sadr’ın siyasi fedakarlık göstererek siyasetten çekilmesi ve milletvekillerinin koltuklarını rakip siyasi gruplara bırakması kendisini Irak’a kurban verdiği anlamı taşıyor.” ifadelerini kullandı.
Irak’ta en geniş Şii tabana sahip lider olan Sadr’ın vekillerini Meclisten çekmesi gündemin merkezine oturdu. Sadr’ın destekçi kitlesini her an hükümet binalarının bulunduğu Yeşil Bölge’de gösteri yapmaya çağırmasından endişe duyuluyor.
Sadr’ın kararına müttefikleri ne dedi?
KDP lideri Mesud Barzani, müttefiki Sadr’ın son eylemine karşı sosyal medya hesabı üzerinden, “Ekselansları Mukteda Sadr’ın kararına saygı duyuyoruz ve müteakip gelişmeleri takip edeceğiz.” mesajı paylaştı.
Şii liderin diğer bir müttefiki Meclis Başkanı Halbusi de, “Seyyid Sadr’ın isteği üzerine Sadr Bloku milletvekili kardeşlerimin istifalarını içimden gelmese de kabul ettim. Sadr’ın bu adımdan geri dönmesi için çok çaba sarf ettik ancak kendisi vatan ve halk için engelleyici değil, fedakar olmak ve kararında devam etmek istediğini belirtti.” açıklamasında bulundu.
Sadr, vekillerine istifa çağrısı yaptığı mektubunda, “Bu adımım, halkımızı ve ülkemizi meçhul bir gelecekten kurtarmak için fedakarlık yaptığım anlamına geliyor.” ifadesine yer vermişti.
Irak seçim yasasına göre, istifa eden vekillerden boşalan koltuklar, aynı seçim bölgesinde en çok oyu alan sıradaki adaylara gidecek. Böylece başta İran destekli Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu olmak üzere Fetih Koalisyonuyla diğer Şii gruplar ve bağımsızların vekil sayısında artış bekleniyor.
İstifaların Mecliste oylanması gerekiyor mu?
Irak Meclisi, iki aylık tatil kararı almıştı. Bazı hukukçulara göre, söz konusu istifaların Meclis oturumunda oylamaya sunulması ve oy çokluğuyla karara bağlanması gerekiyor.
Ancak böyle olmadığını savunanlar da var. Hukuk uzmanı Dr. Ali Temimi, “Meclis Başkanı’nın istifaları kabul etmesi yetiyor ve müstafi vekillerin görevi sona ermiş oluyor. Bunun için Meclis oylamasına gerek yok. Mecliste sadece milletvekilinin emekli olması için oylama yapılır.” dedi.
İstifa eden her vekilin yerine seçim bölgesinde ondan sonra en çok oyu alan adayların Meclise gireceğini ifade eden Temimi, “Meclis Başkanı, istifa eden vekillerin yerine geçecek adayların isimlerini Federal Mahkemeye gönderir. Mahkeme de onaylayınca bu kişiler gelip Mecliste yemini eder.” değerlendirmesi yaptı.
Temimi, Meclisin feshedilmesinin hukuki boyutuna ilişkin ise şu bilgileri verdi:
“Anayasanın 64’üncü maddesine göre, Meclisin feshedilmesi milletvekillerinin üçte birinin talebi ve oy çokluğuyla kabul edilmesi sonucu gerçekleşebilir. Dolayısıyla bu istifalar, feshedilme girişimi olmadıkça Meclisin işleyişini etkilemez.”
Meclis Başkanı Halbusi de dün Ürdün’ün başkenti Amman’da yaptığı basın toplantısında, “Herhangi bir milletvekilinin istifasını sunması ve onu kabul etmem vekilin görevinin sona ermesi demektir. Bunun için Meclis oylamasına gerek yok.” demişti. Ülkedeki siyasi tıkanıklığın sürmeyeceğini savunan Halbusi, Meclisin feshedilmesi ve yeni bir seçim yapılmasının henüz gündemde olmadığını aktarmıştı.
“Siyasi denge ve ittifakların şekli değişecek”
Bununla birlikte bazı uzmanlar, Sadr’ın Meclisten çekilmesini “ülkedeki siyasetin iflası” olarak değerlendiriyor. Eski Sünni vekil Mişan Cuburi, “Sadr’ın aldığı karar sonrası Meclisin kendini feshedeceğini ve gelecek yıl ülkede yeni bir seçim yapılacağını” iddia etti.
Irak Düşünce Merkezi Başkanı İhsan Şammari de Sadr’ın son hamlesini AA muhabirine değerlendirdi.
Şammari, “Sadr’ın siyasetten çekilmesi Koordinasyon Çerçevesi içindeki rakiplerini zor duruma düşürdü. Bu karardan sonra siyasi denge ve ittifakların şekli değişecek. Sadr’ın KDP ve Sünnilerle hükümet kurmak ve yeni bir siyasi yol haritası çizmek için oluşturduğu ‘Vatanı Kurtarma’ adlı üçlü ittifak da dağılmış oldu.” yorumu yaptı.
İran destekli Koordinasyon Çerçevesi’nin Sadrcı vekillerin istifası sonrası Meclisteki sandalye sayısının artırabileceğine dikkati çeken Şammari, bu grubun Meclisteki en büyük parti konumuna yükselebileceğini ancak hükümeti kurmak için başarılı olmasının zor olduğunu söyledi.
“Sadr’ın kitlesi liderlerini ‘siyasi yaralı’ ve ‘kırgın’ olarak görmeyi asla kabul etmeyecek”
“Sadr’ı oyun dışı bırakmak, İran destekli Koordinasyon Çerçevesi’ne çok şey ödettirir.” diyen Şammari, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Sadr’ın Meclisten çekilmesi Meclisin bitip yok olduğu anlamına gelir. Meclis bundan sonra çalışmalarına başlayamaz. Irak’ta sokak hareketleri için hazırlıklar yapılıyor. Bunun amacı da mevcut siyasi düzene son verilmesi. Sadr da, başlaması muhtemel sokak hareketlerini destekleyerek güçlendirebilir ve bu adımı kitleleri tetikleyebilir. Gösteriler başlarsa bu, Sadr Hareketi’nin en güçlü şekilde sahaya inmesi demek olacak. Sadr’ın kitlesi liderlerini ‘siyasi yaralı’ ve ‘kırgın’ olarak görmeyi asla kabul etmeyecek ve bunu kendilerine yedirmeyecekler. Bu çok sert tepkilerine neden olacak.”
“Siyasi yol haritası iyice dağılacak ve kaybolacak”
Siyasi analist Raad Haşim de, Sadr Bloku vekillerinin istifasının tüm siyasi grupları şaşkına çevirdiğini ifade etti.
Haşim, “En büyük halk kitlesine ve Meclis grubuna sahip bir tarafın siyasetten çekilmesi ülkenin zor şartlara gebe olduğunu gösteriyor. Siyasi yol haritası iyice dağılacak ve kaybolacak.” dedi.
Bu gelişmenin ardından yeni ittifakların gündeme gelebileceğini söyleyen Haşim, şöyle devam etti:
“Şii siyasetinin direklerinden birinin (Sadr) bu şekilde çekilmesini Şii dini ve siyasi merciler kabul etmeyecek. Şii gruplar arasında müzakereler başlayabilir ve Sadr’ın kararından dönmesi için ikna çalışmaları başlatılabilir. Ancak aynı zamanda Sadr’ı kararından geri döndürmek hayli zor. Sadr, inadına devam ederek patlamak üzere olan kitleleri ve kendi tabanını harekete geçirebilir. Durum daha fazla tıkanıklığa doğru gidiyor. Sadr ve rakipleri (İran destekli Şii gruplar) arasında sokakta sürtüşmeler yaşanabilir ancak bunun bir çatışmaya dönüşmesini şimdilik uzak görüyorum.”
“Meclis işlevsiz hale gelecek ve siyasi düzen çökmüş olacak”
Siyasi analist ve yorumcu Ahmed Yasiri de Sadr Bloku milletvekillerinin istifasının sokak hareketlerini tetikleyebileceği görüşünü paylaştı.
Yasiri, “Siyasetin en büyük grubunun siyasetten çekilmesi Meclisin bir nevi lağvedilmesi demek. Meclisin hiçbir etki alanı kalmayacak. Mukteda Sadr sosyal medyada bir mesajıyla 4 milyon insanı sokağa dökebilir.” dedi.
Şii lider Sadr’ın bu hamlesiyle sorumluluğu İran destekli Koordinasyon Çerçevesi’ne yüklediğini kaydeden Yasiri, Sadr’ın ayrıca ısrarla üzerinde durduğu “ulusal çoğunluk hükümeti”ni gerçekleştiremediği için çekilmeyi seçtiğini söyledi.
Yasiri, değerlendirmesini şöyle tamamladı:
“Sadr, rakipleriyle (İran destekli Şiiler) hiçbir şekilde ortak hükümet kurma niyeti taşımıyordu. Böylece önce Meclisten çekilerek onları köşeye sıkıştırdı ardından kitleleri harekete geçirerek onları sahada da yenmeyi deneyecek. Bu da çok tehlikeli bir durumun sinyalini veriyor. Bir kaos ortaya çıkacak ancak bu daha çok ‘kontrollü kaos’ olacak. Sadr’ın müttefikleri KDP ve bazı Sünniler de Meclisten çekilirse Meclis işlevsiz hale gelecek ve siyasi düzen de çökmüş olacak.”