Yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip başkent Bağdat’tan geçen Dicle Nehri’ne birçok çevreden kanalizasyon suları akıtılıyor.
Bağdat Şehir Hastanesinden çıkan zehirli ve kimyasal maddelerin yer aldığı sıvılar da döşenen borularla doğrudan Dicle Nehri’ne karışıyor. Ayrıca, çevrede oturanlardan bazıları evlerindeki çöpleri nehre atıyor.
Nehirde oluşan yoğun kirlilik etrafa çok kötü kokuların yayılmasına ve havanın da kirlenmesine sebep oluyor.
“İnsan hayatını yakından ilgilendirdiği için acil çözüm gerekli”
Irak Çevre Bakanlığının “Çevre Durumu” raporunda, Dicle Nehri’ndeki kirliliğinin temel kaynakları arasında Dicle’ye akan Diyala Nehri’ndeki kirliliğin yoğunluğu ve İran’dan gelen atıkların olduğuna yer veriliyor. Raporda Bağdat’ın Rüstümiye bölgesindeki kanalizasyon sularının da doğrudan nehre akıtıldığı belirtiliyor.
Irak Çevre Bakanlığı Afet Risklerinin Azaltılması Dairesi Başkanı Usame İbrahim, resmi gazete Sabah’a yaptığı açıklamada, sadece fabrika, hastane, elektrik santralleri ve kanalizasyonlardan 1 milyon 500 bin metreküp sıvı atığın Dicle Nehri’ne karıştığını söyledi.
Muhammed, “Yaşanan bu sorunlar insan eliyle içme suyunu zehirliyor. İnsan hayatını yakından ilgilendirdiği için meseleye acil çözüm bulunması gerekli.” dedi.
Eski Irak Su Kaynakları Bakanı Hasan Cenabi de daha önce yaptığı açıklamada, Dicle Nehri’ndeki suyun yüzde 40’ının çeşitli devlet kurumlarından gelen atıklardan oluştuğunu ifade etmişti.
Bağdat’ta 18 ayrı kanalizasyon merkezinden günlük yaklaşık 700 bin metreküp ağır su atıkları Dicle Nehri’ne akıyor.
Bağdat’ta gençlerden oluşan gönüllü ekipler, belirli aralıklarla Dicle Nehri’nin kenarına bırakılan atık maddeleri ve çöp yığınlarını temizliyor.
“Savaş kalıntıları ve kimyasal atıkları Dicle suyunu kirletti”
AA muhabirine konuşan Iraklı çevre kirliliği uzmanı İkbal Latif, Dicle Nehri’ndeki kirliliğin birçok nedeni olduğunu söyledi.
Latif, “Nehirdeki kirliliğin en temel kaynağı savaş kalıntılarıdır. 2003 savaşı sırasında kullanılan silahlardan kaynaklı kurşun, bakır ve diğer kimyasal ve zehirli atıklar Dicle Nehri suyundaki kirliliği artırdı. Bu zehirli atıklar suyu arıtan bitkileri de öldürdü.” dedi.
Irak’taki Dicle Nehri’nde yaşanan kirliliğin ve suda oluşan zehirli maddelerin bir diğer kaynağının da İran’dan gelen sel suları olduğunu ifade eden Latif, şunları kaydetti:
“Laboratuvarda elde ettiğim verilerde İran’dan Dicle Nehri’ne gelen sel sularında zehirli maddelere rastladım. Bu zehirli maddelerin uluslararası normlara göre suya bırakılması yasak; bu insanlık suçudur. Irak’taki fabrikalarla hastaneler ve kanalizasyonlardan çıkan atıklar ve sanayi maddeleri de Dicle’ye akıtılıyor. Dicle ve Fırat Nehri’ndeki kirlilik gittikçe artıyor ancak hiçbir hükümet buraya bir çözüm bulamadı.”
Iraklı çevre aktivisti Ebu Hasan el-Musafiri de, Bağdat’ta evlerden gelen atık sularıyla hastanelerden çıkan kimyasal maddelerin Dicle Nehri’ne karıştığını, ilgili devlet kurumlarınınsa çözüm konusunda aciz kaldığını söyledi.
“Dicle Nehri’nde artık bir çevre sorunu ve krizi var.” diyen Musafiri, Çevre Bakanlığının soruna çözüm için bütçesinin olmadığını iddia ettiğini, ancak bunun gerçekle bağdaşmadığını dile getirdi.
“Çok sayıda insan cilt ve kolon kanserine yakalandı”
Irak’ın Meysan vilayetinden çevre uzmanı Ahmed Salih, Dicle Nehri’ndeki kirliliğin yaşamı tehdit eder seviyede olduğunu belirtti.
Salih, “Dicle Nehri’nde oluşan kirlilik Süleymaniye’den başlayıp Basra’ya kadar uzanır. Bu sorunun nedenlerinden biri hükümetin ihmali diğeri de insanların umursamazlığı ve nehre çöp atmaları. Dicle Nehri’nde oluşan kirlilik hayvanların ve insanların hayatını da tehdit ediyor. Meysan ve diğer bölgelerde çok sayıda insan Dicle Nehri’ndeki durumdan dolayı cilt ve kolon kanserine yakalandı. Sağlık Bakanlığında da bu konuda veriler bulunuyor.” dedi.
İnsan ve çevreye zarar veren bu sorunun çözümü için Meclisin bazı yasalar çıkarılması gerektiğini vurgulayan Salih, hükümetin de bunların uygulanmasına yüksek önem vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Dicle Nehri Koruma Derneği Üyesi Nasir Bakır ise nehirdeki kirliliğe ilişkin gözlemlerini şöyle anlattı:
“Dicle Nehri’ne özellikle Bağdat Şehir Hastanesinden sadece kimyasal maddeler değil kanser ilaçlarının atıkları atılıyor. Bir zamanlar, bu hastaneden nehre atılan kırmızı maddeye rastladık ve kansere yol açtığını gördük. Petrol şirketlerinden de atık maddeler nehre bırakılıyor. Bunlara karşı caydırıcı hiçbir önlem de bulunmuyor.”
“Müşteriler balıklarda petrol ve benzin tadı olduğunu söylüyor”
Bağdat’ta vaktini Dicle Nehri kenarında balık tutarak geçiren Salih Hamid, evlerden akan atıkların ve kanalizasyon sularının nehre karışmasıyla yaşanan kirlilikten dolayı balıkların öldüğünü söyledi.
Hamid, “Bazen müşteriler bizden satın aldıkları balıklarda petrol ve benzin tadı olduğunu söylüyor. Muhtemelen bunun nedeni elektrik santralleri ve jeneratörlerden akan atıklar.” dedi.