Irak İletişim Bakanlığından 6 Ağustos’ta yapılan açıklamada, kararın “devletin üst düzey makamlarının talebi üzerine alındığı” belirtildi.
Kararın gerekçesi ise “devlete ait özel belgelerin sızdırılmasının önüne geçilmesi ve vatandaşların kişisel verilerinin korunması” şeklinde açıklanmıştı.
Ülkede Telegram’ı aktif şekilde kullanan ve bu kanallardan sık sık ABD Büyükelçiliği karşıtı içerikler yayınlayan İran destekli Şii milisler, bu adıma sert tepki gösteriyor.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’a yakın 2 Telegram hesabının kapatılması da dikkati çekti. Kapatılan söz konusu kanallardan Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına karşı İsveç ve Danimarka Büyükelçiliğine karşı protesto çağrıları yapılmıştı.
Eski başbakanlardan Nuri el-Maliki de Telegram’ın kapatılmasını eleştirdi.
Maliki, sosyal medya hesabındaki paylaşımında, “Irak, basın ve ifade özgürlüğüne inan demokratik bir ülkedir. Ancak bu bir siyasi hak olsa da mutlak bir hak değildir. Sosyal medya aygıtlarının ulusal güvenlik gerekçesiyle kapatılmasında, hükümet ve devleti savunan kanallarla, nefret ve şiddeti savunan kanallar ayrı tutulmalı.” değerlendirmesini yaptı.
Şii vekillerden Suudi Saadi de Telegram’ı kapatma kararından dolayı İletişim Bakanı Hiyam Yasiri’nin parlamentoya gelerek konuyla ilgili soru önergelerine cevap vermesini istedi.
Telegram’da ders çalışma ve sınav grupları bulunan öğrenciler de karara tepkili. Ülkede Telegram kullanıcılarının “WhatsApp” ve “Viber” gibi platformlara yöneldiği de belirtiliyor.
“Telegram devletin ve vatandaşların mahrem bilgilerinin yayınlandığı bir alan haline geldi”
Üniversite öğrencisi Ali Fevzi, söz konusu sosyal medya platformunda ders notları ve sınav tarihleri için okul tarafından oluşturulan gruplar olduğunu aktararak, “Telegram da yazım sınırı yoktu ve fotoğraf kalitesi de yüksekti. Alınan karardan zarar gördük.” dedi.
Diğer bir üniversite öğrencisi Muhammed Ziyad da okul arkadaşlarıyla sohbetin yanı sıra ders ve sınav çalışmalarındaki materyalleri Telegram üzerinden kullandıklarını söyledi.
Bağdat’ta yabancı bir basın kuruluşunda çalışan Iraklı gazeteci Ammar Kerim ise “Sosyal medya platformunun kapatılması evvela basın ve ifade özgürlüğünü sınırlamak olur. Bunun mevcut rejimin hegemonyaya dönüşüne neden olur.” yorumunda bulundu.
Ancak Irak’ta sosyal medya kullanımın da bir düzenin olmadığını savunan Kerim, Telegram gibi kontrol edilemeyen sosyal medya platformlarının son dönemde “şantaj” ve “tehdit” amaçlı kullanılmasının yaygınlaştığını ileri sürerek, “Irak’ta Telegram devletin ve vatandaşların mahrem bilgilerinin yayınlandığı bir alan haline geldi. Özellikle bazı kanallar provokasyon ve mezhepçi içerikler yayınlıyordu. Devletin söz konusu sosyal medya platformunun bu hale gelmeden önce buraları kontrol etmesi gerekirdi.” şeklinde konuştu.
Çalıştığı kurumda Telegram’ı daha çok kalitesinden dolayı görsel içerik göndermek için kullandıklarını aktaran Kerim, Telegram’daki bazı haber kaynaklarından da yararlandıklarını kaydetti.
Irak İçişleri Bakanlığının daha önce yaptığı bir ankete göre, ülkede yaklaşık 16 milyon kişi Telegram kullanıyor.