Irak’ta yeni kurulan Ulusal Waii (Farkındalık) Hareketi lideri Salah Arbawi, ülkede 2003’teki ABD işgali sonrası inşa edilen siyasi sürecin sonuna gelindiğini ve yeni bir dönemin başlaması gerektiğini belirtti.
Salah Arbawi, liderlik ettiği Ulusal Waii Hareketinin kuruluş amacı, ekimde yapılacak erken genel seçimler, Zikar’daki protestolar ve ABD-İran çekişmesi gibi siyasi ve güvenlik konularını AA muhabirine değerlendirdi.
Genç yaşta siyasete atılan ve hukuk alanında doktorası olan 42 yaşındaki Arbawi, Irak’ta çoğu siyasi partinin farkına varmadığı bir “liderlik boşluğu” olduğunu savundu.
Bu boşluğu doldurmak için Waii Hareketini kurduklarını söyleyen Arbawi, “Irak’ta salt siyasi, ekonomik veya toplumsal değil asıl liderlik sorunu olduğunu düşünüyoruz. Liderlik alanındaki boşluk siyasi, ekonomik ve idari boşluğa da neden oluyor. Şiarımız da ‘Yeni Irak için yeni liderler’. Irak’ta demokrasiye ve iktidarın barışçıl yollarla devredilmesine inancı olan ve farkındalık bilinciyle çalışan yeni nesille hareket ediyoruz.” dedi.
Arbawi, Ekim 2019’da işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliği gibi nedenlerle başlayan gösterilerde yer alan gençlerin önemli bölümünün hareket içinde yer aldığını, ancak ekim gösterilerini bir siyasi harekete indirgemenin yanlış olduğunu ifade etti.
Iraklı genç siyasetçi, “Göstericilerin ‘protestocuları öldürenlerin cezalandırılması, anayasanın değiştirilmesi, mali ve idari yolsuzluklara son vermek ve erken seçim’ gibi talepleri hareketimizin prensipleri arasında yer alıyor. Ancak biz ekim hareketini (gösterileri) temsil etmiyoruz ve onu kendimizle de sınırlamıyoruz.” diye konuştu.
Daha önce Özel Kalem Müdürlüğünü yaptığı Şii dini ve siyasi liderlerden Ulusal Hikmet Akımı Başkanı Ammar el-Hekim ile bağı olup olmadığına ilişkin soruya Arbawi, “Hikmet Akımı ile dostluğumuz var ancak onların bir parçası değiliz ve onlara karşı bir parti de değiliz. Waii, tamamen (Hikmet Akımı’ndan) farklı bir şeydir. Program ve hedeflerimiz de onlarınkiyle aynı değil.” yanıtını verdi.
Irak’ta federalizme bakışı
Salah Arbawi, Irak’ın federal yapılara bölünmesine karşı olduklarını belirterek, “Irak Kürdistanı, ya Irak devletinin net bir şekilde parçası olup üzerine düşen sorumlulukları yerine getirir ya da konfederalizme gitmek isterlerse gitsinler. Tek tarafa yönelik bir federalizm olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Sadece hakkını alıp sorumlulukları yerine getirmeyen bir anlayış olmaması gerektiğini söyleyen Arbawi, “O zaman Basra da federalizm ister.” ifadesini kullandı.
Erken seçimler
Irak’ta 10 Ekim’de yapılması planlanan erken seçimlerde milletvekili adayı olmayacağını aktaran Arbawi, seçimlerde diğer siyasi partilerle ittifak konusuna ise açık kapı bıraktı.
Sandıkta kaybedeceğini düşünen geleneksel siyasi partilerin seçimlerin ekim ayında yapılmasını istemediği bilgisine ulaştığını kaydeden Arbawi, kontrolsüz silah gölgesinde şeffaf, güvenli ve adil bir seçim yapılmasından endişe ettiğini dile getirdi.
Arbawi, “Bazı adaylarımızı açıklamaktan çekiniyoruz. Çünkü açıkladığımız anda silah zoruyla tehdit edileceğini veya ona karşı siyasi şantaj kullanılacağını biliyoruz. Geleneksel (Şii) partilerde bir kişinin aday gösterilmesi için 1 milyon dolar para ödemesi gerekiyor. Bunun için bir piyasa kurulmuş durumda. Yeni bağımsız parti ve siyasi hareketlerin bu kadar parası yok ve silahların hegemonyasından da çekiniyorlar. Eski ve geleneksel partiler ise devletin üzerine çökmüş, yolsuzluklardan elde ettiği gelirlerle geçiniyorlar. Bu partilerin çoğuna dışarıdan da para aktarılıyor.” diye konuştu.
ABD işgali sonrasında iktidarda bulunan Şii partileri eleştiren Arbawi, “Bizim siyasi hasımlarımız devlet dışı gruplar ve geleneksel partilerdir. 17 yıl boyunca bizim için bir devlet inşa edemediler.” dedi.
Nasiriye’deki gösterilerin amacı ve arka planı
Arbawi, ülkenin güneyindeki Zikar vilayetinin merkezi Nasiriye kentinde işsizliğin yüksek ve altyapının yetersiz olduğuna dikkati çekerek, yönetimin oradaki göstericilere kötü davrandığını söyledi.
“Nasiriye’deki gösteriler bütün dengeleri değiştirebilir. Nasiriye’deki sorunlar çözülürse diğer kentlerdeki sorunların çoğu çözüme kavuşabilir.” diyen Arbawi, son günlerde onlarca kişinin ölüp yaralandığı Nasiriye’deki olayların bir “siyasi çekişmenin sonucu” olduğu görüşünü dile getirdi.
Başbakan Mustafa el-Kazımi’ye bağlı olduğu iddia edilen, yeni kurulan Merhele (Aşama) Partisi ile seçimler öncesi ve sonrası ittifak sağlama meselesini de değerlendiren Arbawi, şunları kaydetti:
“O parti ve diğer yeni partilerle dostane ilişkilerimiz var. Siyaset mümkün olanın sanatıdır. Merhale Partisi ile de ittifak yapabilir ya da yapmayız. Yeni veya liberal diyebileceğimiz partilerle İslami partiler arasında denge sağlanabilir. Bu tür ittifaklar olmasa da durum karışık olmaya devam eder ve değişim eksik olur.”
Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçildiği yarı başkanlık sistemi önerisi
Kürt partilerle ilişkilerini de değerlendiren Arbawi, kendilerine en yakın Kürt partisinin Yeni Nesil Hareketi olduğunu söyledi.
Irak için yarı başkanlık sistemini öneren Arbawi, başbakanın Sünni veya Kürt olmasında sakınca görmeyeceklerini aktardı.
Arbawi, “Irak’ta parlamenter sistem başarı getirmiyor. Anayasanın değiştirilip, cumhurbaşkanının direkt halk tarafından seçildiği yarı başkanlık sisteminden yanayız.” diye konuştu.
ABD ve İran hegemonyası
Irak’ta ABD, İran ve diğer bölgesel güçlerin hegemonyasını kırmanın imkansız olduğunu düşünen Arbawi, şunları kaydetti:
“Biz bu ülkelerin iç işlerimize müdahale dengesini, dayanışma ve iş birliği dengesiyle değiştirmek istiyoruz. Irak’ta içinde bulunduğumuz durumlarda bize yardım eli uzatsınlar. Biz kimseye (dış ülkeler) düşman değiliz, uşak da olmayız. Önceliğimiz Irak’tır.”
“Irak’ta yeni siyasi dönem başladı”
Ulusal Waii Hareketi lideri Salah Arbawi, Irak’ta ABD işgaliyle kurulan siyasi denge ve denklemin ömrünü tamamladığını vurguladı.
Arbawi, “Irak’ta 2003 sonrası siyasi süreç bitti ve yeni siyasi dönem başladı. Geleneksel partiler Ekim 2019’da (gösteriler ile) başlayan yeni siyasi süreci görmeli. Kartlar 2020’de yeniden dağıtılmaya başlandı. 17 yıl denendi ama başarılı olmadı. 100 yıl daha böyle devam eder mi? Kimse durumu düzeltmeyi düşünmez ve buna katkı sunmazsa evet devam edebilir.” ifadelerini kullandı.
Irak siyasetinde 2022’de bir değişim rüzgarı esebileceği ancak bunun sancılı olacağı yorumunu yapan Arbawi, “Gerçek değişimin 2026’da gerçekleşeceğini düşünüyorum. Mevcut iktidar tabakasıyla rejim şeklini değiştirmekle değişim yakalanabilir. Bunun için de toplumsal destek lazım.” dedi.
Güçlü bir Irak için değişimin şart olduğunu savunan Arbawi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Lübnan’da yaklaşık 100 yıldır Şii, Sünni ve Hristiyan denklemiyle devam ediliyor o yüzden orada peki bir değişim yaşanamıyor. Bizim devletimiz var ama tek bir ümmetimiz yok. Irak ümmeti diye bir anlayış yok. Kürtler ayrılmak istiyor, Sünni ve Şiilerde de özerklik isteyenler var. Güçlü bir yönetimin ABD ve komşu ülkelerle görüşerek, güçlü bir Irak’ın herkesin çıkarına olacağını, zayıf Irak’ın kimsenin çıkarına olmayacağını anlatması lazım.”