Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Kenani, 9 Aralık’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Çin- Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi sonrasında yayımlanan sonuç bildirisinde yer alan ülkesine yönelik “asılsız suçlamaları” kınadıklarını belirtti.
İran’ın bölgesel konular ve bölge güvenliği ile ilgili “yabancı müdahalelere karşı olduğunu” söyleyen Kenani, “İran’ın toprak bütünlüğüne ilişkin iddiaları kabul etmiyoruz ve kimsenin İran’ın iç işlerine karışmasına izin vermeyiz.” ifadelerini kullandı.
Kenani, Basra Körfezi’nde bulunan Ebu Musa, Büyük Tunb ve Küçük Tunb adalarının “İran’ın ayrılmaz bir parçası” olduğunu, bu adalara ilişkin herhangi bir iddiayı “iç işlerine ve topraklarına müdahale” olarak değerlendirdiklerini söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bu iddianın sahiplerini kim olursa olsun şiddetle kınadıklarını belirtti.
Üst düzey Çin heyeti Tahran’da geliyor
Çin’in Tahran Büyükelçisi Chang Hua’ya İran’ın konuyla ilgili protestosunu ilettiklerini aktaran Kenani, İran’ın toprak meseleleri ve çıkarları noktasında “hiçbir tarafla müzakere etmeyeceklerini” vurguladı.
Buna karşın Kenani, Çin ile ilişkilerinin ortak çıkarlara dayalı olduğunu ve ilerleme kaydettiğini belirterek, bu kapsamda bugün üst düzey bir Çin heyetini Tahran’da ağırlayacaklarını söyledi.
AB ve İngiltere’ye karşı yeni yaptırımlar açıklanacak
Mahsa Emini’nin gözaltında ölümü sonrası başlayan protestolara yönelik müdahaleler ve idamla yargılamalar dolayısıyla Tahran’a uygulanan yaptırımları “hukuksuzluk” olarak değerlendiren Kenani, İran’ın buna “hızlı bir şekilde karşılık verdiğini” belirtti.
Kenani, bu çerçevede bugün Avrupa Birliği’nin bazı ülkeleri (AB) ve İngiltere’ye bağlı bazı kurumlara ilişkin yeni yaptırımlar açıklayacaklarını sözlerine ekledi.
Çin-KİK Zirvesi sonrasında yayımlanan sonuç bildirgesi
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in geçen hafta gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülkenin yayımladığı ortak açıklamanın bir bölümünde, İran’a “diğer ülkelerin iç işlerine karışmaması” çağrısında bulunulmuştu.
Bunun ardından Çin ile KİK üyesi ülkeler arasında gerçekleştirilen zirve sonrasında yayımlanan ortak açıklamada da “Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adalarıyla ilgili İran ile yaşadığı anlaşmazlığa uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde ve ikili müzakereler yoluyla barışçıl bir çözüme ulaşma girişimi dahil olmak üzere tüm barışçıl çabalara destek” vurgusu yapılmıştı.
İran ile BAE arasındaki adalar anlaşmazlığı
Hürmüz Boğazı’na yakınlığı ve bölgedeki petrol potansiyeli sebebiyle stratejik konumda yer alan Ebu Musa ile Büyük Tunb ve Küçük Tunb adalarıyla ilgili İran ve BAE hakimiyet iddiasında bulunuyor.
Adalar 1971’e kadar İngiliz işgali altındaydı. Kasım 1971’de İngiltere’nin adaların kontrolünü BAE’ye devrederek çekilmesinin hemen ardından İran adalarda hakimiyeti ele geçirdi. BAE, adalara askeri güçlerini konuşlandıran İran’ı “işgalci” olarak niteliyor.
Adalar üzerindeki haklarının tarihsel olarak çok eskilere dayandığı tezini ileri süren İran, adaların geçici olarak 1903’te İngilizlerin eline geçtiğini ve 1971’de iade edildiğini dolayısıyla “o tarihte henüz kurulmamış olan BAE’nin hakimiyet iddiasında bulunamayacağını” savunuyor.
BAE ise adalardaki hak iddiası doğrultusunda Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunuyor.