Başkent Tahran’da düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Ruhani, nükleer anlaşma ve 18 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ABD’deki yeni yönetimin iyi sözler söylediğini ve bazı olumlu adımlar attığını ancak bunların yeterli olmadığını belirten Ruhani, “ABD’nin yeni yönetimi ekonomik terörü durdurmalıdır. Bunu yaptığında yol açılır. O zaman müzakere yapılabilir. Nükleer anlaşmaya 2 maddenin eklenmesi mümkün değildir.” dedi.
Nükleer programlarının barışçıl olduğunu ve bu konuda kendilerine karşı hareket edenlere bahane verilmemesi gerektiğini savunan Ruhani, şunları söyledi:
“Taahhütlerimizi azaltmış olabiliriz ancak nükleer anlaşmanın özünü kabul ediyoruz ve onu koruyoruz. Biz de ayrılabilirdik ancak masada olmanın yolu UAEA ile iş birliğinden geçiyor. UAEA ile iş birliğinin yolu bozulursa başka bir yol kalmaz. UAEA’ya ülkeyi terk et diyebilirdik ancak Ajans çıktığında bizim faaliyetlerimiz barışçıl olmaktan çıkardı. Dünya bu şekilde yargıda bulunurdu ve çok önemliydi. Dünyayı karşımıza alacak adımlar atmak istemiyoruz.”
“Biz savaş meydanındayken bize arkadan atılan okları görüyoruz”
Ruhani, Meclis ile hükümet arasındaki tartışmalarla ilgili Cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminin ağır yükünün kendi omuzlarında olduğunu ve Anayasa’nın 113. maddesinin de bunu gerekli kıldığını dile getirerek, “Hiçbir erk diğer erkin işlerine müdahale edemez. Ülkedeki 3 erkin de bağımsızlığı vardır. Diğer erkler yürütme organının işlerine müdahale edemez. Yürütme görevi bizdedir. Anayasayı geçersiz kılmamalı ve tahrip olmasına izin vermemeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığını ve azami katılım beklediklerini yineleyen Ruhani, şöyle devam etti:
“Perde arkasından bir elin halkın seçimlerden umudunu kırmaya yönelik çalışmalar yapmasından korkuyorum. Bir elin halka ‘Kimi seçmek istiyorsunuz? İrade bizim elimizdedir, halkın hiçbir etkisi yoktur.’ demesinden korkuyorum. Böyle bir düşüncenin perde arkasında büyümesine izin vermemeliyiz.”
Ruhani, hükümete yönelik eleştiride bulunan kesimlere de tepki göstererek, “Biz savaş meydanındayken bize arkadan atılan okları görüyoruz. Önümüzden atılan okların düşman tarafından atıldığını biliyoruz, çünkü karşımızdalar ancak arkamızdan atanları göremiyoruz. Halkı umutsuzluğa düşürmemeliyiz. Ülkenin idaresi kolay değildir. Hissiyat, heyecan, bağırma ve sloganlarla ülke yönetilemez. Bununla düşmana karşı mücadele edilemez ve plan yapılamaz.” görüşlerini dile getirdi.