İran haber ajansı IRNA’ya göre Kemalvendi, UAEA’nın İran’ın nükleer faaliyetlerini ele aldığı raporunu değerlendirdi.
Kemalvendi, “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Genel Müdürü’nün raporunun içeriği, daha önceki temelsiz siyasi hedeflerin tekrarı niteliğindedir ve belirli amaçlar için kelimelerle oynamaktan başka yeni bir şeyi yoktur.” dedi.
Nükleer anlaşmaya taraf Batılı ülkelerin yükümlülüklerini yerine getirmediklerini savunan Kemalvendi, şöyle devam etti:
“İran halkına karşı acımasızca ekonomik yaptırımlar devam ederken, gözetleme konusunda fazladan talepleri Tahran yönetiminin kabul etmesini beklememeliler. Taraflar, İran’ın önceki gözetleme sistemlerini aktif hale getirmesini istiyorlarsa önce kendi taahhütlerini yerine getirmelidirler.”
UAEA tarafından geçen günlerde yayımlanan son raporda, İran’ın zenginleştirilmiş uranyum miktarının, nükleer silah üretimi için yeterli olan seviyeyi aşarak yüzde 60 seviyesine ulaştığı ve İran’ın uranyum rezervinin nükleer anlaşmada yer alan seviyeden 19 kat fazla olduğu öne sürülmüştü.
Söz konusu raporda, Tahran yönetiminin, beyan edilmemiş tesislerinde uranyum varlığı hakkında doğru açıklamalar yapmadığı ve İran’ın nükleer programının barışçıl olduğu konusunda UAEA’nın şüphelerinin devam ettiği vurgulanmıştı.
İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD’nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021’den beri Avrupa Birliğinin (AB) koordinatörlüğünde Viyana’da yapılan müzakereler, 8 Ağustos’ta sona ererken, müzakerelerin koordinatörlüğünü üstlenen AB’nin sunduğu taslak anlaşma metni sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran daha olumlu işaretler vermişti.
İran Dışişleri Bakanlığı, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına ilişkin görüşlerini, 15 Ağustos’ta AB’ye iletmiş ve taslak metne verdikleri yanıta karşılık ABD’nin cevabını beklediklerini açıklamıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, İran ile nükleer anlaşmaya ilişkin taslak metne yönelik AB aracılığı ile İran’ın görüşlerine karşılık verdiklerini duyurmuştu. Ancak Bakanlık, ABD’nin yanıtının içeriği konusunda herhangi bir detay paylaşmamıştı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, 2 Eylül’de yaptığı yazılı açıklamada, taslak anlaşma metnine ABD’nin verdiği yanıtın Tahran tarafından çeşitli düzeylerde incelendiğini ve hazırlanan cevabın müzakerelerin koordinatörüne gönderildiğini açıklamıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel de konuyla ilgili yazılı açıklamasında, “İran’ın yanıtını aldığımızı teyit edebiliriz. Bunu inceliyoruz, yanıt vereceğiz ancak ne yazık ki yapıcı değil.” değerlendirmesinde bulunmuştu.