Hükümet Sözcüsü Rebii, video konferans yoluyla düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
AA muhabirinin “Viyana’daki nükleer müzakerelerin Meclisin tanıdığı süre olan 24 Mayıs’a kadar anlaşmayla sonuçlanmasını bekliyor musunuz?” sorusu üzerine Rebii, şunları söyledi:
“Viyana’daki müzakerelerle ilgili her türlü karar üst kurumların elindedir. Nükleer anlaşmanın tüm taraflarının bu tarihten önce müzakereleri neticeye ulaştırmalarını, nükleer anlaşmayı canlandırmalarını ve taahhütlerin uygulanmasını sağlamalarını ümit ediyoruz. Nükleer anlaşma taraflarına yasal süreden önce anlaşmaya varmak için yoğunlaşmalarını tavsiye ediyoruz.”
Rebii, İran ile Suudi Arabistan arasındaki müzakerelerin de özel temsilciler seviyesinde yürütüldüğünü aktararak, “Görüşmeler, sonuç alınana kadar devam edecek. Müzakere sürecini olumlu değerlendiriyoruz. Geçmişte Suudi Arabistan ile diyaloğu destekledik. Bugün ihtilafların giderilmesi için umut ışığı oluştu.” diye konuştu.
Yaşanan gerginliğin Suriye’den Yemen’e kadar uzanan bölgede istikrarı bozduğunu belirten Rebii, “Yanlış anlaşılma ve ihtilafların giderilmesi için şu ana kadar 2 görüşme yapıldı. İkili ilişkilerin yanı sıra bölgedeki gelişmeler de müzakerelerde ele alındı. Müzakereler neticelenmeden içeriğiyle ilgili bilgi veremem.” dedi.
İran Meclisinin çıkardığı “nükleer yasa” uyarınca Viyana’da devam eden nükleer görüşmelerde 24 Mayıs’a kadar bir sonuca varılmaması halinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin denetimleri kısıtlanacak. Buna göre nükleer tesislerde ani denetimlere imkan veren Ek Protokol iptal edilecek ve UAEA kameraları kapatılarak kayıtları da imha edilecek.
İran’da hükümetin itirazlarına rağmen onaylanan “nükleer yasa”
Muhafazakarların çoğunlukta olduğu İran Meclisi, nükleer bilimci Muhsin Fahrizade’nin 27 Kasım 2020’de öldürülmesinden kısa süre sonra nükleer faaliyetleri hızlandırmayı hedefleyen “Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması için Stratejik Eylem Planı” yasasını 1 Aralık 2020’de çıkarmıştı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin başındaki hükümet, dış politikada ülkeyi zora sokacağı gerekçesiyle itiraz ettiği yasayı, Anayasayı Koruyucular Konseyinde nihai onayı almasının ardından uygulamak zorunda kalmıştı.
İran Atom Enerjisi Kurumunun uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirmeye başlamasını ve düşük düzeyli zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artırmasını zorunlu kılan yasa, nükleer anlaşmanın taraflarının iki ay içinde Tahran’ın bankacılık ilişkilerini ve petrol ihracatını normale döndürecek adımlar atmaması halinde, İran’ın NPT kapsamında 2016’dan bu yana gönüllü olarak uyguladığı Ek Protokol’den ayrılmasını gerektiriyordu.
UAEA Başkanı Rafael Grossi, 21 Şubat’taki Tahran ziyaretinde yaptığı görüşmeler sonucunda geçici teknik uzlaşı sağlandığını ve bu kapsamda 3 ay daha UAEA’nın temel doğrulama ve izleme faaliyetlerinin “sınırsız” süreceğini açıklamıştı.
İran Atom Enerjisi Kurumu ise konuyla ilgili açıklamasında, Güvenlik Denetimi Anlaşması dışında UAEA’ya başka bir denetleme imkanı tanınmayacağını ifade ederek, yalnızca 3 ay süreyle bazı nükleer faaliyetlerinin kaydedileceğini ancak belirtilen süre içinde yaptırımların kaldırılmaması halinde kayıtların UAEA’ya verilmeyeceğini belirtmişti.
Avusturya’nın başkenti Viyana’da 6 Nisan’da başlayan ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan İran nükleer anlaşmasının tam uygulanması ve ABD’nin yaptırımları kaldırarak, anlaşmaya dönüşünün ele alındığı görüşmeler, taraf ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla sürüyor.