Enerji tedarikindeki aksaklıklar ve sanayi sektöründeki kesintiler, ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar verirken halkın günlük yaşamını ve temel altyapı hizmetlerini doğrudan tehdit ediyor. Derinleşen enerji krizi, ülkeyi ekonomik olarak zorlarken tarım gibi hayati sektörler ile sosyal ve siyasi alanda dahil çok boyutlu bir çıkmazın eşiğine sürüklüyor.
Ülkede, günlük 350 milyon metreküplük doğal gaz açığı ve 17 elektrik santralinin devre dışı kalması nedeniyle sanayi üretiminde yüzde 30 ila 50 oranında bir düşüş yaşanacağı öngörülüyor. Bu durumun İran ekonomisine on milyarlarca dolarlık kayıp olarak yansıması bekleniyor.
“İran’daki enerji krizi sistemik bir sorun”
ABD Deniz Kuvvetleri Lisansüstü Okulunda görevli profesör Brenda Shaffer, İran’ın geçmişte birçok kez enerji kıtlığı yaşadığını, ancak bu kez kapsamlı bir enerji çöküşüyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
Shaffer, krizin yalnızca enerji sektörüyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda çevre sorunlarına da yol açtığını ifade ederek, “İran sistemik bir enerji krizi yaşıyor. Geçmişte birçok kez gaz veya rafine ürün kıtlığı yaşayan İran, bu kez enerji alanında tam bir çöküşle karşı karşıya, elektrik, doğal gaz ve rafine ürünlerde eşzamanlı bir kıtlık söz konusu. Ayrıca enerji krizi, elektrik santrallerinin ağır yağ kullanmaya başlaması nedeniyle tam teşekküllü bir çevre krizine de yol açtı ve bu durum tehlikeli hava kirliliğine neden oldu.” dedi.
Enerji sektöründe yolsuzluğun önemli bir sorun olduğuna dikkati çeken Shaffer, “Enerji sektörü, diğer birçok altyapı ve iletişim alanında olduğu gibi Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) kontrolünde. Yolsuzluk nedeniyle ayrılan fonların büyük bir kısmı heba oluyor, bu da altyapının yenilenememesine yol açıyor.” ifadelerini kullandı.
Shaffer, İran’daki enerji krizinin temel nedenlerinden birinin yerel gaz ve elektrik fiyatlarının düşük seviyelerde tutulması olduğunu söyledi.
Düşük fiyat politikasının halkı memnun tutmayı amaçlayan bir hükümet sübvansiyonu niteliğinde olduğunu belirten Shaffer, “Geçmişte hükümet enerji fiyatlarını artırdığında geniş çaplı protestolar meydana geldi. Bu nedenle rejim yeni bir huzursuzluk riskini göze alamıyor. Ancak bu kadar düşük fiyatlarla özel sektörün enerji arzına yatırım yapması mümkün değil ve hükümet halka sağladığı enerjiden zarar ediyor.” dedi.
Enerji krizini derinleştiren bir diğer önemli sorunun ise sübvanse edilen rafine ürünlerin yurtdışına kaçırılması olduğunu ifade eden Shaffer, “İran’da üretilen yakıtın yaklaşık yüzde 20’si yurtdışına kaçırılıyor ve komşu ülkelerde satılıyor. İran ile komşu ülkeler arasındaki büyük fiyat farkı var, bu da kaçakçılığı son derece karlı bir iş haline getiriyor.” ifadesini kullandı.
Shaffer, enerji altyapısının düzenli bakım ve yatırım gerektirdiğini vurgulayarak, “Elektrik sağlama ve doğal gaz sahaları dahil enerji altyapısı, kapasiteyi koruyabilmek için sürekli bakım ve yatırım gerektirir. Eğer bu bakımlar aksatılırsa, kapasiteyi geri kazanmanın maliyeti daha da yükselir.” diye konuştu.
Shaffer ayrıca, İran’ın mevsimsel dalgalanmaları karşılayabilecek yeterli gaz depolama kapasitesine sahip olmadığını da belirtti.
Enerji israfı krizi derinleştiriyor
Shaffer, İran’ın enerji krizinin politik önceliklerle daha da derinleştiğini belirterek, “Tahran, kendi vatandaşlarına yeterli yakıt sağlayamazken Suriye’ye günlük 80 bin-100 bin varil petrolü ücretsiz olarak sağlıyordu. Bu gibi politikalar iç piyasada yakıt kıtlığına neden oluyordu.” dedi.
Enerji verimliliği konusunda İran’ın ciddi sorunlar yaşadığını belirten Shaffer, “İran, dünyada enerji verimliliği en düşük ekonomilerden biri. Düşük enerji fiyatları nedeniyle israf yaygın ve bu da enerji verimliliğini olumsuz etkiliyor. Mısır ve Endonezya gibi petrol ve doğal gaz zengini ülkeler de benzer sorunlarla karşılaştı. Yüksek tüketim ve israf, bu ülkeleri hızla enerji ithalatçısı haline getirdi.” değerlendirmesinde bulundu.
İran’daki enerji krizinin komşu ülkelere yönelik doğal gaz ihracatını olumsuz etkilediğini belirten Shaffer, Tahran’ın Türkiye, Irak ve Ermenistan’a gaz ihraç etmeye devam etmesine rağmen iç piyasada yaşanan kıtlık nedeniyle ihracat güvenilirliğini kaybettiğini ifade etti.
Shaffer, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarına atıfta bulunarak, Türkiye’nin kapsamlı gaz depolama altyapısı sayesinde İran’dan gelecek arz kesintilerinden etkilenmediğini ve depoların kış öncesi yüzde 90 oranında doldurularak enerji arz güvenliğinin sağlandığını vurguladı.
“Enerji krizi tarımsal üretimi ciddi şekilde etkiliyor”
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Caner de İran’da yaşanan enerji krizinin tarım sektörüne olumsuz etkilerini vurgulayarak, “Elektrikle çalışan sulama sistemleri ve tarım makinelerinin devre dışı kalması nedeniyle hasat zamanında yapılamıyor. Bu da İran’ın gıda arzında ciddi sorunlara yol açıyor. Enerji krizinin tarımsal üretimi baltalaması, İran’ı daha fazla gıda ithalatına yöneltiyor ve bu da ülkeye ek bir ekonomik yük getiriyor.” dedi.
Caner, enerji krizinin sanayi ve tarım sektörlerinde ciddi zarara neden olduğunu vurgulayarak, “Sanayide sık sık yaşanan elektrik kesintileri milyarlarca dolarlık zarara yol açtı. Özellikle çelik ve çimento gibi enerji yoğun sektörler büyük zarar gördü. Son kesintiler nedeniyle 22 çimento fabrikasının kapatıldığı bildirildi. Ayrıca elektrik sağlanamaması nedeniyle okullarda eğitim aksadı, tarımda ise sulama sistemleri ve tarım makineleri devre dışı kaldığı için gıda üretimi olumsuz etkilendi.” ifadelerini kullandı.
İran’da derinleşen enerji krizinin çözümü için yaptırımların kaldırılmasının kilit rol oynadığını belirten Caner, bunun ancak İran’ın ABD ve Batılı ülkelerle yeniden müzakere masasına oturmasıyla mümkün olacağını ifade ederek, “Trump yönetiminin İran’a karşı sert bir tutum izlemesi ve ekim ayında nükleer anlaşmanın zaman aşımına uğramasından önce yeni yaptırımları devreye sokması bekleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İran’ın son dönemde yaşadığı bölgesel kayıplar ve İsrail ile olan gergin ilişkileri nedeniyle zor durumda olduğunu kaydeden Caner, kötüleşen ekonominin de enerji krizinin yükünü artırdığını söyledi.